Türkiye’de son yıllarda dava sayılarındaki olağandışı artış nedeniyle kamuoyunda sıkça gündeme gelen Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu kapsamında savcılıklar, sadece 2019 yılında 36 bin 66 şikâyeti değerlendirerek 11 bin 371 dosya hakkında kamu davası açılmasına kararı verdi. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 299’uncu maddesine göre Cumhurbaşkanı’na hakaret eden kişiye bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilirken, suçun alenen işlenmesi hâlinde verilen ceza, altıda biri oranında artırılmakta.
CEZASI KAMU GÖREVLİSİNE HAKARET SUÇUNDAN DAHA AĞIR
Gazete Duvar'dan Eren Topuz'un haberine göre, Kamu görevlisine hakaret suçunun da içinde olduğu TCK’nın Şerefe Karşı Suçlar bölümünde yer alan 125’inci maddesine göre bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişiye üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilmekte. Bu maddeden farklı olarak Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu, Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar bölümünde yer alıyor ve 125’inci maddedeki hakaret suçuna göre daha ağır bir şekilde cezalandırılıyor.
SEZER VE GÜL DÖNEMİNDE DAHA AZ UYGULANDI
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 2005 yılının haziran ayında yürürlüğe girdiğinde Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer döneminde, 299’uncu madde kapsamında 2006 yılında 24, 2007 yılında ise 20 dava açıldı. 2007’de görevi devralan Abdullah Gül döneminde, 2014 yılına kadar aynı suçtan 706 dava açıldı.
SAVCILIKLAR ALTI YILDA 128 BİN 872 DOSYAYA BAKTI
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından yıllık olarak açıklanan Adalet İstatistikleri’ne göre, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği 2014 yılından 2019 yılı sonuna kadar savcılıklar, 299’uncu madde kapsamında toplam 128 bin 872 şikâyet hakkında soruşturma açtı.
ALTI YILDA 27 BİN 717 KİŞİYE KAMU DAVASI
Savcılıklar tarafından bu şikayetlerin 27 bin 717’si hakkında kamu davası açılmasına karar verilirken 31 bin 109’una 'Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar' verildi. Diğer dosyalarda ise yetkisizlik, görevsizlik, birleştirme ve başka büroya aktarma kararları verildi.
1214 YAŞ ARASI 264 ÇOCUK YARGILANDI
Açılan davalarda yargılanan kişilerin yaş, cinsiyet ve uyruklarına göre sınıflandırıldığı istatistiklerde 18 yaşının altında çocuklar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan yabancılar ve tüzel kişilikler gibi grupların bulunması kamuoyunda Cumhurbaşkanı’na hakaret davalarıyla ilgili tartışma yaratan konulardan oldu. Verilere göre 20142019 döneminde ceza mahkemelerinde hakkında dava açılan toplam 29 bin 839 kişinin 264’ü 1214 yaş arası çocuk, 639’u 1517 yaş arası çocuk, 234’ü yabancı, 8’i ise tüzel kişilik. Yöneltilen suçlamaların çoğunun sebebi ise kişilerin sosyal medya hesapları üzerinden yapılan paylaşımlar.
YEDİ ÇOCUK, DOKUZ YABANCI HAPİS CEZASI ALDI
Bu dönemde sonuçlanan davalarda 9 bin 556 kişi mahkûm olurken 2 bin 676 kişiye hapis cezası verildi. Verilen hapis cezaları arasında 2017 yılında 1214 yaş arası bir çocuk, 1517 yaş arası iki çocuk, 2019 yılında 1517 yaş arası dört çocuk olmak üzere toplamda yedi çocuk bulunuyor. Aynı süreçte dokuz yabacı uyruklu kişi de hapis cezasına çarptırıldı. Açılan davalarda 4 bin 325 kişi ise beraat etti.
İPTAL BAŞVURUSU REDDEDİLMİŞTİ
Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen 299’uncu maddenin iptal edilmesi talebi ise AYM tarafından 14 Aralık 2016 tarihinde yapılan toplantıda reddedilmişti. İptal başvurusunun gerekçesinde kamu görevlilerine yönelik hakaret suçları bakımından farklı düzenleme yapılmasının eşitlik ilkesini ihlal ettiği, herhangi bir makama özel bir suç tipi oluşturulamayacağı, maddenin varlığının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ihlali niteliği taşıdığı ve Anayasa’da istisnasız olarak düzenlenen ispat hakkının düzenlenmemiş olduğu belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 2., 10. ve 39. maddelerine aykırı olduğu belirtilmişti.
AYM tarafından verilen kararda ise, “Kural ile devleti temsil eden Cumhurbaşkanı’nın şahsında devletin saygınlığına yönelik saldırının önlenmesi ve cezalandırılması amaçlanmaktadır. İtiraz konusu kuralla ifade özgürlüğüne yönelik bir sınırlama getirilmekte ise de söz konusu sınırlama, başkasının şöhret veya haklarının korunması ile kamu düzeninin korunmasını sağlamak amacıyla getirilmiş olup demokratik toplum düzeni bakımından alınması gereken tedbirler kapsamında kalmaktadır” ifadeleri kullanılmıştı.
http://www.krttv.com.tr/gundem/altiyilda128bin872sorusturma9bin556tutuklamah57597.html