Ankara'nın başkent oluşunun 95. yıl dönümü bugün bir dizi etkinlikle kutlanıyor. Mustafa Kemal Atatürk, Ankara'nın başkent olmasıyla ilgili TBMMde alınan karara dair, Nutuk'ta şöyle demişti: "Kanun teklifi, 13 Ekim 1923 tarihinde uzun görüşme ve tartışmalardan sonra çok büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Kabul edilen kanun maddesi şudur: Türkiye Devleti'nin başkenti Ankara şehridir."
Tarih 16 Mart 1920’ydi. İngilizler, Milli Mücadele’ye zarar vermek için İstanbul’u işgal etmiş, Meclisi Mebusan’ı feshetmişti. Mustafa Kemal Atatürk, vakit kaybetmeden kararını verdi… Meclis, Ankara’da toplanacaktı. Çok değil, bir ay sonra 23 Nisan 1920’de Meclis toplandı. Ankara, artık hem milli iradenin hem de mücadelenin merkeziydi… Anadolu’nun umuduydu. Cumhuriyet’in ilanından 16 gün önce, 13 Ekim 1923’te de Dışişleri Bakanı İsmet İnönü’nün verdiği kanun teklifinin TBMM’de görüşülmesinin sonucunda başkent oldu…
Ankara’nın 95 yıl önce başkent ilan edilmesiyle ilgili düzenlenen kutlamalar bugün kentin çeşitli yerlerinde kutlanmaya başladı. Kutlamalar, saat 07.15’te Zivertepe’den 21 pare top atışıyla başladı. Ankara Valisi Ercan Topaca başkanlığındaki il protokolüyle vakıf, dernek ve sivil toplum kuruşlarından oluşan heyet, 09.30’da Anıtkabir’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk sundu.
Ulus’taki 2. Meclis binasında saat 11.00’de yapılacak törende günün anlam ve önemine ilişkin konferans verilecek. Kutlama törenleri kapsamında, seğmenler kortej yürüyüşü yapacak. Seğmenler, Ankara Kalesi’nde sona erecek gösterileriyle Başkentliler ile buluşacak.
MEYDANLAR ATATÜRK POSTERLERİYLE SÜSLENECEK
Gençlik Parkı’nda Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna’nın ev sahipliğinde resepsiyon verilecek. Başkentteki kamu kurum ve kuruluşları, konut ve iş yerleriyle caddeler, meydanlar Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle süslenecek.
Efendiler, Lozan Antlaşması’nın eklerinden olan düşman işgali altındaki topraklarımızı boşaltma protokolu uygulandıktan sonra, yabancı işgalinden tamamen kurtulan Türkiye’nin toprak bütünlüğü fiilî olarak sağlanmıştı. Artık yeni Türkiye Devleti’nin başkentini bir kanunla tespit etmek gerekiyordu. Bütün düşünceler, Yeni Türkiye’nin başkenti Anadolu’da ve Ankara şehri olarak seçme lüzumunda birleşiyordu.
ATATÜRK, NUTUK’TA ANLATMIŞTI
Bu seçimde, coğrafi durum ve askeri strateji en büyük önemi taşıyordu. Devletin başkentini bir an önce tespit ederek, içten ve dıştan gelen kararsızlıklara bir son vermek şarttı. Gerçekten de, bilindiği üzere, başkentin İstanbul olarak kalacağı veya Ankara olacağı konusunda öteden beri içeride ve dışarıda kararsızlıklar görülüyor, basında demeçlere ve tartışmalara rastlanıyordu. Bu arada İstanbul’un yeni milletvekillerinden bazıları, Refet Paşa başta olmak üzere, İstanbul’un hükûmet merkezi olarak kalması gereğini bazı örneklere dayanarak ispat etmeye çalışıyorlardı.
Ankara’nın gerek iklim, gerek ulaştırma araçları ve gelişme kabiliyet ve istidadı ve gerekse mevcut tesisler ve kuruluşlar bakımından hiç de uygun ve elverişli olmadığını söylüyorlar; ‘İstanbul’un payitaht olması lâzımdır ve mutlaka olacaktır’ diyorlardı. Bu ifadeye dikkat edilirse, bizim başkent deyimiyle kastettiğimiz anlam ile bu ifadelerdeki payitaht deyimini kullananların görüşleri arasında bir fark bulmamak mümkün değildir. Bundan dolayı, bu konuda zaten kesinleşmiş bulunan kararımızı resmen ve kanuni yoldan ilan ettirerek, ‘payitaht’ sözünün de yeni Türkiye Devleti’nde kullanılmasına gerek kalmadığını göstermek lâzım geldi. Dışişleri bakanı İsmet Paşa, 9 Ekim 1923 tarihli tek maddelik bir kanun tasarısını Meclis’e teklif etti. Altında daha on dört kadar zatın imzası bulunan bu kanun teklifi, 13 Ekim 1923 tarihinde uzun görüşme ve tartışmalardan sonra çok büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Kabul edilen kanun maddesi şudur: Türkiye Devleti’nin başkenti Ankara şehridir.”