Home
15 Ağustos 2021 ( 25 izlenme )
Reklamlar

Arnavutluk, Sudan ve Suriye’deki sellere yardım ettiler; Kastamonu ve Sinop’taki felaket içi IBAN verdiler!


Kastamonu ve Sinop’taki felaketler nedeniyle yardım kampanyası başlatan iktidar partisi, Arnavutluk, Sudan ve Suriye’deki sellerde hibe yardımlarında bulundu. CHP Sözcüsü Öztrak, sel mağdurları için yardım kampanyası başlatılması kararı ile ilgili, "Bugün millete IBAN numarası atanlar, 10 gün önce, Somali’ye 30 milyon dolar hibe ediyordu. Her felakette milletin himmetine başvuracaksanız, peki o zaman siz ne için varsınız? Neden bu milletten vergi topluyorsunuz?" diye sordu.


Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde meydana gelen afetlerde ve bundan sonra yaşanabilecek afetlerde kullanılmak üzere Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda yardım kampanyası başlatılabileceğine dair Cumhurbaşkanlığı kararı tartışma yarattı. ArnavutlukSudan ve Suriye'nin yaşadığı sel felaketlerine yardım eli uzatan iktidarın, ülkedeki felaketler için vatandaştan yardım talep etmesi tepkilere yol açtı.

SUDAN'DAKİ SELE YARDIM

20 Eylül 2020'de Sudan'da yaşanan sel felaketinin ardından Türk Kızılayı, Türkiye Diyanet Vakfı, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, Ribat İnsani Yardım Derneği, Hayrat Vakfı, Risalei Nur Merkezi ve TürkSudan İş Adamları Derneği, mağdur ailelere 500 bin dolar değerinde insani yardımda bulundu.

SURİYE'DEKİ SELE YARDIM

23 Aralık 2020'de AFAD tarafından Suriye'nin İdlib kırsalındaki düzensiz kamplarda yaşayan sel mağdurlarına Türk Kızılayı aracılığıyla 180 çadır ve insani yardım malzemesi gönderilmişti. Orman yangınlarının Türkiye'yi kasıp kavurduğu dönemde de Somali'ye 30 milyon doların hibe edilmesi eleştirilere neden olmuştu. “Türkiye bir tek Türkiye'ye yardım etmiyor” yorumları yapılmıştı.

"10 GÜN ÖNCE SOMALİYE 30 MİLYON DOLAR HİBE EDİLİYORDU"

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, sel mağdurları için yardım kampanyası başlatılması kararı ile ilgili, "Bugün millete IBAN numarası atanlar, 10 gün önce, Somali’ye 30 milyon dolar hibe ediyordu. Her felakette milletin himmetine başvuracaksanız, peki o zaman siz ne için varsınız? Neden bu milletten vergi topluyorsunuz?" dedi.

Öztrak konuşmasında şunları kaydetti:

"Ne yazık ki, yaz aylarını peşi sıra gelen, felaketlerle geçiriyoruz. Güneyimiz yangınlarla kavruluyor. Kuzeyimiz ise sel felaketleriyle sarsılıyor. Tabiat, akılsızlığı, liyakatsizliği, beceriksizliği, aç gözlülüğü ve dinmeyen rant hırsını, can ve mal kaybı olarak hepimize fatura ediyor. Rize ve Artvin’den sonra, KastamonuSinop, Samsun, Karabük ve Bartın’ı görülmemiş bir sel felaketi vurdu. Özellikle Kastamonu Bozkurt ve Sinop Ayancık’ta büyük bir yıkım var. Çok sayıda can kayıplarımız var. Ve hala kendinden haber alınamayan yurttaşlarımız var. Acımız çok büyük. Kaybettiğimiz yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Yakınlarına baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Haber alınamayan yurttaşlarımızın, sağ salim bulunması en büyük dileğimiz.

Böyle bir afette, devlet milletiyle oturup pazarlık yapmamalıdır. ‘300 bin benden, 200 bin senden, hem de faiziyle kredi’ diyerek yapılan pazarlıkları, bu felakette artık kesinlikle duymak istemiyoruz. Vatandaşlarımızın maddi kayıpları, tastamam telafi edilmelidir. Ama görüyoruz ki, Erdoğan ezberini bozmamakta kararlı. Her felakette olduğu gibi yapılan ilk iş, millete IBAN numarası göndermek. Daha kayıplarımızın boyutunu öğrenemeden, acımızla yüzleşemeden, sabah uyandığımızda IBAN numarasıyla yüzleşiyoruz. İnsaf edin, bu kadar mı empatiden yoksunsunuz? Bu kadar mı milletle bağınız koptu?

"SİZ NE İÇİN VARSINIZ?"

Bugün millete IBAN numarası atanlar, 10 gün önce, Somali’ye 30 milyon dolar hibe ediyordu. Her felakette milletin himmetine başvuracaksanız, peki o zaman siz ne için varsınız? Neden bu milletten vergi topluyorsunuz? Sel de olsa, salgın da olsa, yangın da olsa, o topladığınız vergilerden, geçilmeyen köprülerin, yolların, uçulmayan havalimanlarının parasını, yandaşlarınıza tıkır tıkır ödemeyi biliyorsunuz. Gün fedakârlık ve dayanışma günüyse, biraz da bu yandaşlarınızdan fedakârlık isteyin. Dayanışma buradan başlasın. Bunlara yapılan ödemeler, bu yıl askıya alınsın. Bütçede yaratılan imkân da tüm felaketzedeler için harcansın.

Bu millet elbette büyük bir millet, elbette her bir kardeşimizin acısı bizim de acımız ve elbette yaraları sarmak için elden ne geliyorsa onu yapacağız. Ama aynı zamanda bu millet artık hükümetin samimiyetini de görmek istiyor. Sultanahmet’te milletten dilenip, Ayasofya’da sadaka dağıtan bir hükümet artık istemiyor. Hem ülkemizde hem de çevremizde ve dünyada yaşanan felaketler, iklim değişikliğinin artık risk olmaktan çıktığını, insanlık için açık bir tehdit haline geldiğini gösteriyor. Bu tehdidi ciddiyetle ele almak, bu tehdide karşı güçlü politika ve stratejileri oluşturmamak açıkçası mümkün değil. Bunları mutlaka geliştirmek zorundayız.

Ekonomiden, enerjiye, altyapıdan, şehirleşmeye kadar pek çok farklı alanda kapsamlı dönüşümleri gerçekleştirmek zorundayız. İşte akarsu yataklarına yapılan şehirlerimiz, ani bir sel felaketiyle yok oluyor. Yine bugün ülkemizin ihtiyaç listesinin en başında güçlü bir afetle mücadele stratejisini geliştirmek var. Son orman yangınlarında organizasyonsuzluk, koordinasyonsuzluk, havadan müdahaledeki gecikmeler, envanterde bulunmayan uçaklar. Ve tabii idareyi rutin, yasal görevlerinden bile alıkoyan, tüm idareyi bir kişinin iki dudağına bakar hale getiren, tek adam vesayet rejiminin bedeli de maalesef çok ağır oldu.

Yangınla mücadele edemeyenler, yangın haberleriyle mücadele ediyor. RTÜK olmuş, Recep Tayyip’in Ürkütme Kurumu. Bir avuç bağımsız medyaya ceza yağdırarak, gazetecileri ürküteceklerini, korkutacaklarını sanıyorlar. Yeter ki millet gerçekleri öğrenmesin. Beceriksizlikleri, zaafları, yetersizlikleri ortaya çıkmasın ve olmayan, sözde itibarları yara almasın. Ama oynanan bu oyunu millet görüyor, notlarını da veriyor.

Avrupa Suriyelinin iyi yetişmişini, paralısını, zenginini kendisine alıyor. Kalanını da Türkiye’ye bırakıyor. Şimdi aynı şeyler Afganlılar için oluyor. İyi yetişmiş az sayıdaki Afganlı, Kanada’ya Türk Hava Yolları uçağıyla gönderiliyor. Kalanlar da katar, katar Türkiye’ye yollanıyor. Bu hükümet, milletimizi sırtından hançerlemektedir. Milletimiz de bunun farkındadır. Millet artık burnundan solumaktadır. Bu ortamda tahrikler, provokasyonlar da başlamıştır. Altındağ’da yaşananlar ciddi bir uyarıdır. Yaşamını yitiren gencecik evladımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Ailesine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Ama Suriyelilerin evlerine yapılan saldırıları kabul etmek de mümkün değildir. Kabul edemeyiz. Görüntüler ortada. Saldırganların TRT’den yayımlanan kriminal geçmişi ortada. Ortada çok kirli bir senaryo var. Bu nedenle kimse tahriklere kapılmamalıdır. Bugün yaşadığımız bu belanın sorumlusu birbiriyle itişen kurbanlar değildir. Sorumlu, bölgemizi kan gölüne çeviren egemen güçler ve ülkemizi mülteci gettosu haline getirmeyi kabullenen Erdoğan hükümetleridir. Milletimiz de sığınmacılar da maalesef bu felaketin kurbanlarıdır.

Çok açık söylüyorum. Bu mesele sokakta çözülmez. Bu mesele sandıkta çözülür. Bu mesele akılla çözülür. Bu mesele stratejiyle çözülür. Bu mesele diplomasiyle çözülür. Bu mesele siyasetle çözülür. Bu nedenle herkes içindeki öfkeyi sandığa kadar saklasın. Bu milleti hayal kırıklığına uğratan, bu milleti sırtından hançerleyen Erdoğan ve onun şahsım hükümetiyle hesaplaşmak için sandığı beklesin. Bu işin sorumlularıyla hepimiz sandıkta hesaplaşacağız. Sokakta bu işin kurbanlarıyla hesaplaşmaya kalkmayacağız.

"2 YIL İÇERİSİNDE SURİYELİLERİ UĞURLAYACAĞIZ"

Tüm milletimize çok açık sözümüzdür. En fazla iki yıl içerisinde, Suriyeli misafirlerimizi davul, zurnayla evlerine uğurlayacağız. Bu; Kuvayı Milliyecilerin, milletimize namus ve şeref sözüdür. Büyük şairimiz Edip Cansever’in dediği gibi, ‘Gülemiyorsun ya, gülmek, bir halk gülüyorsa gülmektir…’ Ne yazık ki ülkede üçbeş maaşlı saray yanaşmalarının ve bir avuç havuz müteahhidinin dışında kimsenin yüzü gülmüyor. Erdoğan şahsım hükümeti ile millet gülmeyi hepten unuttu.

Atamızın İzmir İktisat Kongresi’ni açış konuşmasında dediği gibi ‘Kılıçla fetih yapanlar, sabanla fetih yapanlara yenilmeye mecburdurlar.’ Üretmeden, kendine yetmeden, katma değer yaratmadan, borca yaslanarak, ithal ederek gidilecek artık bir menzil yoktur. Şu gerçek ortadır. Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin ne sorun çözecek gücü ne de motivasyonu ne de heyecanı kalmıştır. Bu hükümet milletimizin sırtında her geçen gün ağırlaşan bir yüktür. Bu tıkanıklığı aşmak için, ‘yeni kurallara, yeni kurumlara, yeni kadrolara’ ihtiyaç vardır. CHP, bu göreve hazırdır. Bu saatten sonra Saray hükümetinin, millet için yapabileceği tek iyilik, sandığı biran evvel milletin önüne getirmektir. Milletimiz herkesi izlemiştir. Bu hükümetin notunu zaten vermiştir. Şimdi milleti hayal kırıklığına uğratanlara tasdiknamesini vermeye sıra gelmiştir.”


https://www.krttv.com.tr/gundem/arnavutluksudanvesuriyedekisellereyardimettilerkastamonuh89138.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Memura fark, emekliye %5.5 zam göründü! İşsizlik verileri açıklandı: Genç nüfusta işsizlik arttı Aylar önce şikâyetçi sıfatıyla ifade vermişti: Fatih Terim Fonu iddianamesinde Fatih Terim'in adına yer verilmediği ortaya çıktı Erdoğan’ın sözleri sağlık emekçilerini mutlu etmedi