Home
19 Haziran 2018 ( 271 izlenme )
Reklamlar

Atatürk'ün "tek devlet" mesajı

Hümanizm insan odaklılık öneriyor. Ortaçağ sonrası yapılan bu öneri nasıl emperyalizmin politikası haline dönüştü? Bunu düşünmek şart.


Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta dünyanın tek devlet olması fikrini savunan İngiliz bir yazardan söz eder. Aşağıda alıntı ise Nutuk’ta din devleti kurmak isteyen emperyalistlere! Bu fikir İŞİD olarak günümüzde emperyalist devletlerce sahneye kondu ve yine kanlı bir oyun olarak tarihe yazıldı. Atatürk 1927’de bunu öngörmüştü:

“Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hıristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizm’i bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren birleşik bir dünya devleti kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz. Türkiye'ye musallat olmamak şartıyla, hilâfetçileri ve Panislâmizm taraftarlarını memnun etmek için, bu tasavvur ve tahayyül bir dereceye kadar bizde de tasvir edilmişti. Ortaya atılan görüş şuydu : Avrupa'da, Asya'da, Afrika'da ve diğer kıt'alarda yaşayan Müslüman toplumları, gelecekte herhangi bir gün kendi irade ve arzularını kullanacak bir güç ve özgürlüğe kavuşurlar ve o zaman lüzumlu ve yararlı görürlerse, çağın gereklerine uygun birtakım uyuşma ve birleşme noktaları bulabilirler. Şüphesiz, her devletin, her toplumun birbirinden karşılayabileceği ihtiyaçları vardır. Karşılıklı çıkarları olacaktır. Tasarlanan bu bağımsız İslâm devletlerinin yetkili temsilcileri bir araya gelip bir kongre yaparlar ve falan ve filân İslâm devletleri arasında şu veya bu ilişkiler kurulmuştur. Bu ortak ilişkileri korumak ve bu ilişkilerin gerektirdiği şartlar içinde birlikte hareket sağlamak için, bütün İslâm devletlerinin temsilcilerinden kurulu bir meclis oluşturulacaktır. Birleşmiş olan İslâm devletleri bu meclisin başkanı tarafından temsil edilecektir derlerse ve isterlerse, işte o zaman, o birleşik İslâm devletine hilâfet ve ortak meclisin başkanlığına seçilecek zata da halife ünvanı verirler. Yoksa, herhangi bir İslâm devletinin, bir kişiye bütün İslâm dünyası işlerini yönetme ve yürütme yetkisini vermesi akıl ve mantığın hiçbir zaman kabul edemeyeceği bir durumdur.” 

HAYALİ BIRAK GERÇEĞE BAK

Bu itirazda başka bir gerçek var; hümanizm. "Bütün insanlar kardeştir" derken emperyalizm dünyadaki milli kimlikleri silerek kendini empoze etmeyi siyaset haline getirmiştir. Buna siyasi romantizm dememiz de mümkün. Evrensel diye bir dünya olduğunu sanması insanların kendi kimliklerine yabancılaşmasını sağlıyor. Bu da emperyalizmin sonsuz tuzaklarına takılmak için yeterli.

Hayali bir dünyada hayali bir kardeşlik rüyasıyla ülkeniz, milli kimliğiniz, kişiliğiniz çalınır. Yani gerçekle ilişkisi kopmuş aydın ve kentli sınıf oluşturulur. Gerçeklerden kopmuş insanları manipüle etmek, inandırmak ve kandırmak çok kolaydır. Yalan bir haberle milyonları yönetebilirsiniz. Türkiye şu anda yalan haber ve dezenformasyonda bir numara!

Ülkeni kötüleyen, devamlı kültürünü ve insanını aşağılayan haberlerle, görüntülerle kendi gerçeğinden kopan Türk vatandaşı başka mecraların papağanı haline gelmektedir. Örneğin tek adamlık kötüdür diye uzun uzun heyecanlı konuşan birinin terör örgütü PKK ve başı Apo’yu “tek adam” olarak hiç telaffuz etmemesi nedir? O tek adam olarak uzun yıllardır her dediğini size yaptırmıyor mu? Nereden biliyoruz HDP’lilerin söylediklerinden… Bu konuda hiç tavizleri yok!

Düşmanlıklarını bu kadar net anlatan insanların sonra dönüp “hepimiz kardeşiz”, “tek adam korkunç bir yazgı” demesi çelişkili gelmiyor mu?

Çocuklarımızı da “hümanist” yetiştirmenin tek terbiye olarak sunulduğu bir ülkedeyiz.

Bu çocuklar yetişkin hale gelince bireysel olarak da “kötü” ile mücadeleyi bilmiyor. “Ben kötülük yapamam” diyerek hiç refleksi olmadığını söylüyor. Kötülük dediği de kendisine yapılan haksızlığa karşı çıkması! Yapamıyor. Her şey kendiliğinden düzelir sanıyor. Kötüler iyi olur sanıyor! Yani bir yetişkin gibi düşünemiyorlar. Her sorunun otomatik düzeleceğini sanıyor.

Hümanizm insan odaklılık öneriyor. Ortaçağ sonrası yapılan bu öneri nasıl emperyalizmin politikası haline dönüştü? Bunu düşünmek şart.

Milli kimlikleri öldürme hedefini hayata geçiren emperyalistler yüzlerce dilin, ırkın ve kültürün yok olmasına neden oldular. Bir çok kültürü dönüştürerek bambaşka bir şeye dönüşmesini sağladılar. Kültürler değişir ama yok edilmesi ya soykırımla olur (onu da yaptılar) ya da Filipinler gibi anaerkil (anacıl) düzenden erkek egemen AngloSakson kültüre dönüştürülür.

Bunun sonucu o toplum sembollerle, simgelerle ve ritüellerle yönetilir hale gelir. Artık gerçek, bilgi ve gelenekle bağlarınız kopar. Çözülen bağlar yüzünden serseri mayına dönüşen insan tehlikeli hale gelir. İnsanlığından da uzaklaşır kimileri. Sadece borazanlara kulak verir, gözünüz ezbere bakarsa sonuçları ağır olur. Olacaktır.

Yaşadıklarımızdan ders almalıyız. Propagandaya karşı tek seçenek milli kimlik, kendinizle ilgili bilgi ve gelenekle bağlarımızı kurarsak modern zamanları yakalayabiliriz. Yoksa modern bilgi ve güç üzerimizden geçip gidecek. Hayali bırak gerçeğe bak!

Nevval Sevindi

https://odatv.com/ataturkuntekdevletmesaji18061813.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Mansur Yavaş’tan Melih Gökçek dönemine çok sert sözler! "Çin’den gelen böceklere…" Rusya-Ukrayna savaşı: Bir ayda umduğunu bulamayan Rus ordusu yeni hedefini açıkladı Danıştay’dan flaş karar: Müfettiş Atatürk'ü bilecek! Deprem bahane rant şahane! Deprem fırsatçılığıyla tarihi hastaneye kepçe vurulacak