İstanbul’un en riskli ilçelerinden biri olan Avcılar, yüzlerce kilometre ötede meydana gelen İzmir depremini yakından hissetti. Uzun zamandır kentsel dönüşüm projesi içinde olan Avcılar’da, henüz proje kapsamında bulunmayan binalarda oturanlar tedirgin.
Kentsel dönüşüm sebebiyle evlerinden ayrılanlar ise taşındıkları yerlerin de depreme dayanıksız olduğu görüşünde. Jeofizik Mühendisi ve Sismoloji Doktoru Savaş Karabulut ile Avcılar’daki binaları yerinde inceledik.
SİLİVRİ DEPREMİ’NDEN SONRA ÇATLAKLAR ARTTI
İlk durağımız olan Ambarlı Mahallesi’nde binalardaki çatlaklara ve binaların arasındaki boşluklara şahit oluyoruz. Aynı zamanda Avcılar özelinde deprem çalışmaları da yürüten Dr. Karabulut, şöyle diyor: “Bu bölge Avcılar’ın ilk yerleşim alanlarından ve eski yığma binalar var. Bu binaların çoğu yüksek eğimli topoğrafyada olması hasebiyle ve özellikle yeraltı suyu kaynaklarının ‘kontrolü sağlanamadığından’ burada ağır kamyonlar geçtiği zaman ciddi oturmalar meydana geliyor. Silivri depremi sonrası yapılardaki çatlaklar, yollardaki bozulmalar arttı. Binaların arasındaki kısımlar çok daha kısaydı. Normalde iki parmak kadardı. Şimdi dört parmak kadar. Burada birçok binanın içinde boydan boya giden çapraz çatlaklar var.”
AVCILAR ÇANAĞIN ÜSTÜNDE SALLANIYOR
Karabulut, İzmir’de otuz yıllık binaların yıkılmasına da değiniyor: “Tarih bu tür yerlerde tekerrür eder. 17 Ağustos’ta Avcılar’ın zarar görmesinin en büyük nedenlerinden biri zemin koşulları. Avcılar bir çanağın üzerinde, sallanıyor. İzmir’de 30 yıllık binaların yıkıldığı söylendi. Normalde bir bina yapılırken 50 yıllık dizayn ömrüne göre yapılır. Peki, 50 yıllık yapılan bir bina 30 yılda nasıl yıkılıyor? Binaların incelenmesi, zemin etüdlerinin yapılması, zemin koşullarıyla binanın ortak davranıp davranmadığı konusunda çözüm üretmek gerekiyor.”
DERİN ÇATLAKLARI SIVALARLA KAPADILAR
Mühendislik hizmeti almamış binlerce yapı olduğunu kaydeden Karabulut, 1999 Depremi’nde hasar görmüş birçok binayı sıvayla, alçıyla, boyayla kapadıkları bilgisini veriyor. Silivri Depremi’nden sonra da aynı şeyin devam ettirildiğini belirten Karabulut, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Toplanma alanını bırakın, kentte şu süreçte park bile yok. Siz bugün deprem olmadığı anlarda bile kentler içerisinde yürürken trafikten dolayı yürüyemiyorsunuz. Deprem olduğunda nasıl yürüyeceksiniz?”
Daha sonra Avcılar’daki yurttaşlarla konuşuyorum. Konuştuklarımızın hemen hemen hepsi doğduğundan bu yana Avcılar’da ikamet ediyor. Yurttaşlar sık sık her türlü depremde korktuklarını ifade ediyor. Kentsel dönüşüm sebebiyle evlerinden ayrılan kişiler de hâlâ güvende olmadıklarını dile getiriyor. 31 yaşındaki Aykut Türker, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “2005’te evimizin olduğu alan afete maruz bölge ilan edildi ve birçok bina yıkıldı. Kiraya çıktığımız ev eskisinden daha sağlam değil ve yıkılma tehlikesi var. Şu anda Allah’a emanet yaşıyoruz. Her gün korkarak uyanıyoruz. İzmir’de yaşanan deprem bugün burada olsaydı bu yapıların ayakta kalması mucize olurdu.”
Ardından Başar Kahvehanesi’ne uğruyoruz. Yıllardır burayı işleten 60 yaşındaki Kaya Başar, senelerdir depremle iç içe yaşadıklarını sözlerine ekleyerek “Bir önceki 5.8’lik deprem bizi çok salladı. Kaderimize terk edildik. Yerinde kentsel dönüşüm olsun istiyoruz” şeklinde konuşuyor. 67 yaşındaki Ramadan Arda da, “Daha önceki depremlerde beşik gibi sallandık. Bir çeki düzen verilse, imar açılsa iyi olur. Kendimiz için değil de çoluk çocuk için korkuyoruz. 75 senelik ev, üstümüze yıkılacak” ifadelerini kullanıyor.
İZMİR’DEKİ DEPREM KAPININ ÖNÜNE İNDİRDİ
İsmail Doğan ise, oturdukları binanın sağlam olmadığını söylüyor: “İzmir’deki depremi hissettik, eşim çok korktu, İzmir’deki deprem bizi aşağıya indirdi. Her depremde korkudan kapının önüne iniyoruz. Yıllarca deprem vergileri alındı, hâlâ daha veriyoruz. Ne olduğunu soramıyoruz ki… İstesek nasıl taşınacağız? Bin 860 lira emekli maaşım var.”
***
Patlamada ne olacağı bilinmiyor
Dr. Karabulut ile Ambarlı Limanı ve Ambarlı Dolum Tesisleri’ne de uğruyoruz. Buradaki tehlikelerden söz eden Karabulut, Kuzey Anadolu Fay hattının buranın 15 kilometre açısından geçtiğini söylüyor. Karabulut “Bu alanlar birinci derece deprem risk bölgesi. Bunlar bizim için tehlikeli çünkü depremde yıkılmayan binalar yangınlarla, patlamalarla çok büyük hasar görebilirler. O yüzden yangın gibi etkilere karşı da önlem almak gerekiyor. Çoğu yerde yangın hidrant sistemi yok. Patlama meydana gelse ne yapılacağı bir soru işareti” diyor.
***
1100 LİRA KİRA NEYE YETECEK?
68 yaşındaki Orhan Özer, kentsel dönüşüme girecek olan binalarına ilişkin şöyle diyor: “Müteahhitlerle görüşüyoruz. Gelen tekliflerde devletin tanımış olduğu bin 100 lira kira bedeli var. Ama burada kiralar yeni binalarda 2 bin 500, eski binalarda bin 800 lira. Bu kişilerin çoğu emekli zaten. Bu farkın altından kalkabilecekler mi? Emekli maaşı zaten 2 bin 500, yiyecek bir şey kalmayacak.”