SİYASETTEN MANİDAR
Avukat Ramazan Bulut, “Canan Kaftancıoğlu'na atfedilen beş suça baktığımızda bunların kısa zamanaşımı 8 yıl, uzun zamanaşımı ise 12 yıldır. Dolayısıyla 7 yıl önce atılan bir tweet ‘neden suç olsun’ diye bir yaklaşım doğru değildir.
Ancak bu kadar yıl bekleyip soruşturmanın il başkanlığı sonrasında başlatılması hukuken mümkün olsa da siyaseten manidardır.
Şekli açıdan böyle bir soruşturma hukuka aykırı olmasa da Anayasanın 10. Maddesindeki ‘Kanun önünde eşitlik’ ilkesini zedelemiştir. Zira gerek çözüm süreci döneminde gerek PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’la ilgili söyleneler veya FETÖ’nün iktidar destekli zirve yaptığı dönemlerde yani 1725 Aralık öncesi Fetullah Gülen’le ilgili söylenip yazılanlara ne diyeceğiz?” dedi.
“KENDİNİZİ KANUN YERİNE KOYMUŞ OLURSUNUZ”
Bulut, “Eğer ’17/ 25 aralık bir milattır’ derseniz kafanızdan bir zamanaşımı uydurmuş olursunuz. Yahut ‘çözüm sürecindeki söylemlerin neresi suç?’ derseniz kendinizi kanun yerine koymuş olursunuz. Dolayısıyla kendi adamlarınızın söylemlerini suç saymayıp, muhaliflerin her eylemini suç odaklı olarak düşünürseniz verilecek her kararın siyasi olduğunu bizatihi siz tescil etmiş olursunuz” diye konuştu.
Bulut, “Kaftancıoğlu ile ilgili kovuşturma yani mahkeme aşamasına gelince burda da bir sıkıntının olduğunu düşünüyorum. Zira Kaftancıoğlu' nun yargılandığı suçlardan biri ‘Terör örgütü propogandası yapmak’tır. Halbuki Anayasa Mahkemesi henüz yeni vermiş olduğu 26.07.2019 tarihli bir kararında, demokratik bir hukuk devletinde ifade hürriyetinin sınırlarını çizmiş ve ‘yalnızca terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da bu yöntemlere başvurulmasını teşvik edecek şekilde propaganda yapılmasının suç olarak kabul edilebileceğine’ dikkat çekmiştir.”
dedi.
“BU SUÇ, PARTİSİZ CUMHURBAŞKANI İÇİN ÖNGÖRÜLMÜŞ”
Bulut, tartışılması gereken diğer bir konunun ise ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçu olduğunu söyledi. Bulut, “Oysa bu partisiz bir cumhurbaşkanı için öngörülmüş bir suçtur. Çünkü bir önceki parlamenter sistemde partili olan başbakanı korumaya yönelik böyle bir suça yer verilmemiştir. Çünkü Başbakan, Türk Ceza Kanunu madde 301’de yer alan genel hükümler çerçevesinde olası bir hakaretten zaten korunmaya çalışılmıştır. ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçunu düzenleyen TCK mad.299'un en büyük sakıncalardan biri ‘silahların eşitliği ilkesi’ne aykırı olmasıdır. Çünkü Cumhurbaşkanı artık partili olunca doğal olarak bir partili gibi miting alanlarında esip gürleyecek, kişileri, partileri veya partilileri hedef alabilecek ve bazen de maksadını aşan söylemlerde bulunabilecektir. Ancak bunun karşısında muhalefet parti temsilcileri ise elinde kalkanı olan partili Cumhurbaşkanı rakibinin karşısına kalkansız bir şekilde çıkarak cenk etmeye çalışacaklardır. Dolayısıyla bu çok da denk bir muharebe olmayacaktır. Bu konuda da yasal bir düzenleme yapılmasının gerekli olduğunu değerleniyorum.” şeklinde konuştu.
Avukat Cesim Parlak da, “Canan Kaftancıoğlu birden fazla suçtan verilen ceza, gerek ceza hukukunun temel prensiplerine, gerek İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarına, gerekse Anayasa Mahkemesi'nin ifade özgürlüğünün sınırlarına ilişkin vermiş olduğu kararlara ters düşmektedir” dedi.
“AKP’Lİ SİYASİLERİN SORUŞTURULMASI YOLUNU AÇMIŞTIR”
Parlak, “Diğer yandan sosyal medya hesabındaki paylaşımlarıyla ‘Sosyal medya ile terör propagandası’ yapma suçu kısmı ise çok kötü bir örnek oluşturmaktadır. Bu karar, Ak Partili siyasetçilerin FETÖ terör örgütüne yaptığı övgüler ve örgüt hakkında övücü tweetlerinden dolayı ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan soruşturulmasının yolunu açmıştır. Hatta açılım sürecinde sosyal medya hesaplarından Öcalan'ın açıklamalarına atıf yapan Ak partili siyasetçilerle bu süreci destekleyen ve Öcalan'ın açıklamalarını köşelerinde yazan Ak Parti medyası olarak bilinen yazar ve gazetecilerin de terör örgütü propagandası ile cezalandırılmalarının yolu açılmıştır. Kaftancıoğlu'nun twitterda 7 sene önce paylaştığı görüşlerinden dolayı cezayı veren mahkeme kararın bu şekilde sonuç doğuracağını öngörmediği gibi, Kaftancıoğlu'nun cezalandırılmasını isteyen siyasi irade de kararın bu şekilde örnek teşkil edecek sonuç doğuracağını tahmin etmemiştir. Karar düşünce özgürlüğüne açıkça hukuk eliyle yapılmış bir saldırıdır. Bu karara amasız, fakatsız karşı çıkılmalı ve karar hukuk adına eleştirilerek, düzeltilinceye kadar da her mecrada yüksek sesle dile getirilmelidir.” ifadesini kullandı.
Kaftancıoğlu’nun soruşturma ve kovuşturma aşamalarında hukuka aykırı davranılarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirten avukat Müşir Deliduman ise, “Gerek doğal hukuk ilkesi gerekse pozitif hukuka göre kanuna aykırı ve yanlı işlemler vardır” dedi.
“YARGI MENSUPLARI GÖREVİ KÖTÜYE KULLANDI”
Soruşturma aşamasındaki hukuka aykırılıklara dikkat çeken Deliduman, “Sayın Kaftancıoğlu aleni ve herkesin görebileceği şekilde düşüncelerini içeren sosyal medya paylaşımlarını hemen görmemek kolluğun ve savcılığın zafiyetini göstermektedir. Çünkü bu paylaşımlar 7 yıl önce yapılmış paylaşımlardır. O tarihten bugüne kadar Sayın Kaftancıoğlu paylaşımlarını suç sayan yeni yasal düzenleme yoktur. Eğer suç teşkil ediyorsa ilgili tarihten günümüze kadar sorumlu bütün yargı mensupları görevlerini kötüye kullanmışlardır. Bu nedenle bu yargı mensupları hakkında da TCK 257’nci maddesi gereği soruşturma başlatılması gerekmektedir.” diye konuştu.
“MAHKEME TARAFSIZLIĞINI BOZDU”
Mahkeme başkanının, Kaftancıoğlu’nun duruşma sonrası okuduğu şiiri dava dosyasına koymakla tarafsızlığını bozduğunu belirten Deliduman, “Soruşturmanın başlaması ve hüküm kuruluna kadar savunmanın hiçbir hareketi dikkate alınmamıştır. Mevcut durum, ileride de alınmayacağına karinedir. Bu sebeple etkin iç hukuk yolundan bahsedilemeyecektir. AİHS madde 13 gereği iç hukuk yollarını tüketmeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine, etkili başvuru yolu olmadığı gerekçesi ile tedbir talepli başvuru yapılmalıdır”
EŞİTLİK İLKESİ İHLAL EDİLMİŞTİR
Deliduman da, Kaftancıoğlu’na verilen cezanın Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek, “Kanun ülkenin her yerinde herkese eşit uygulanmalıdır. Sayın Kaftancıoğlu hakkında eğer 7 yıl önce ki paylaşımları suç sayılıp soruşturma başlatılıyorsa, FETÖ/PDY hakkında övücü mahiyette yapılan paylaşımlar suç kapsamındadır. Eğer savcılar harekette geçmiyorsa birilerini koruyup gözetiyorlar demektir.”iffadesinde bulundu.