MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün yaptığı açıklama ile “Kanal İstanbul projesine destek vermeyenleri milli ve yerli olmamakla” suçlamıştı.
Bu açıklamasının ardından, Devlet Bahçeli’nin 7 Mayıs 2011 tarihinde yaptığı Kanal İstanbul açıklaması yeniden gündeme gelmişti.
Bahçeli’nin 2011’deki değerlendirmesinde “Güya yeni bir kanal açıyorlar, adına da ‘İstanbul Kanalı ve bu bir çılgın proje’ diyorlar. Bu, soygun düzenini çılgınca sürdürecek bir projedir” dediği yer alıyordu.
GAZETECİLERE KONUŞTU
Bahçeli bugün gazetecilere bu ‘çelişki’ ile ilgili konuştu. Bir gazetecinin “Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili dün yaptığınız açıklama çok konuşuldu. Hatta geçmişteki bazı sözlerinizle ters düştüğünüz söylendi. Ne diyorsunuz?” sorusuna şu şekilde yanıt verdi;
*Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili dün yaptığım açıklama görüyor ve takip ediyorum ki epey yankı buldu ve tartışıldı. Anlaşılan bu süreç devam edecek. Olsun varsın, bundan memnuniyet duyduğumu özellikle ifade etmek isterim. Kuyuya taş atmadık, ancak olmayan taşı karanlık bir kuyudan çıkarmaya çalışan çok sayıda akıl ve ahlak fukarası bulunuyor.
Düşüncelerimiz çok nettir. Bulanık suda balık avlama merakında olanlar yine çuvallamışlardır.
*Açıklamam da dedim ki, “Milliyetçi Hareket Partisi'nin geçmişte Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili eleştirileri, çekinceleri, ikazları yeri ve zamanı geldikçe yapılmış ve milletimizle paylaşılmıştır.”
“Güya yeni bir kanal açıyorlar, adına da ‘İstanbul Kanalı ve bu bir çılgın proje’ diyorlar. Bu, soygun düzenini çılgınca sürdürecek bir projedir” demişti.
*Özellikle 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin siyasi şartlarının değiştiğine de vurgu yaptım. Ve de Kanal İstanbul Projesi'nden, lütfen dikkat edin, hiçbir haklı ve meşru bahanesi olmadan rahatsızlık duyanları şuursuz ve gayri milli olarak değerlendirdim. Şayet haklı, geçerli ve meşru gerekçeler varsa elbette dikkate alınmalıdır iması yaptım.
*Okuduğunu anlamayan, anladığını çarpıtan, çarpıttığını mal bulmuş mağribi gibi sevinçle aktaran tefrika ve tezvirat müfrezeleri yine boş durmadılar. Bizim geçmişteki sözlerimizle çelişkiye düştüğümüzü zırvaladılar.
*Bilhassa 7 Mayıs 2011'de İstanbul Bayrampaşa'da yaptığım konuşmanın videosunu paylaştılar. CHP'liler, FETÖ'cüler, İP'çiler, zilletin diğer ayakları zıvanadan çıktılar. Bunların gazete köşelerindeki kiralık kalemleri zehir saçtılar.
*Bizim açıklamalarımızı CHP'nin, HDP'nin, FETÖ'nün beğenmesini ve takdir etmesini zaten beklemiyoruz. Aksi halde kendimizden şüphe ederiz.
Geçmişte ne söylemişsek arkasındayız. Hiçbir sözümüzü çiğnemedik. Duruşumuzdan taviz vermedik, vermeyiz. Küçük akıllılar bunu iyi bilsinler.
*Kanal İstanbul Projesi'ni yaptırmam, yapamazsınız diyen müflis bir CHP anlayışı karşımızda. Üçüncü Köprüye, Üçüncü Havalimanına da yapamazsınız, yaptırmayız diye tepki göstermişlerdi. İktidar yaptı, güçleri yetiyorsa buyursunlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne konuşlandırdıkları militanlarını da alsınlar, yıkabiliyorlarsa bunları yıksınlar.
*Bunlar yapılanı yıkmakta, yıkımı da parlatmakta çok maharetliler. Madem yatırımlara, projelere bu kadar karşılar, hodri meydan. CHP ne yapmak istiyor? Nereye ulaşmayı amaçlıyor?
*Şunu kararlılıkla ifade etmek isterim ki, Kılıçdaroğlu ve ekibinin çizgisindeki bir CHP'yle aynı düşünce ve hedeflere sahip olmamız imkânsızdır. Onlar geceyse biz gündüzüz, onlar karaysa biz beyazız.
*Kanal İstanbul Projesi'ne yönelik samimi, iyi niyetli, dürüst, hesapsız her teklif ve eleştirinin dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz.
12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde Sayın Erdoğan Kanal İstanbul Projesi'ni ilan etmiş ve hedef olarak koymuştur. Biz o dönem muhalefet anlayışımız doğrultusunda eleştirdik, itiraz ettik. Daha sonra millet destek verdi, AK Parti'yi tekraren iktidara taşıdı. Yani projelere de tamam dedi.
*Artık iktidar partisinin Kanal İstanbul Projesi'ni hayata geçirmesinin önünde engel de kalmadı. Buyursunlar yapsınlar.
*Montrö Boğazlar Antlaşması delinmedikçe, söz konusu projenin idare ve idamesinde her türlü risk ve tehlike hesap edilip, bütün ayrıntılar dikkate alınıp Türkiye'nin jeostratejik gücüne güç katıldıktan sonra niye rahatsız olalım ki?
*Biz CHP'nin falsolarına, defolarına nasıl göz yumalım? Milletin yararına olabilecek bir projeye, hele bir de 15 Temmuz 2016'dan sonra değişen ve dönüşen siyasi şartlar altında neden karşı çıkalım?
*Kim nasıl anlıyorsa anlasın, biz doğru bildiklerimizi, ülkemizin çıkarına olan teşebbüs ve girişimleri her zaman destekleyeceğiz. Kılıçdaroğlu'na tavsiyem bekamıza fitne kanalı açmakla değil, sağduyulu bir siyasetle hareket etmesidir.
*Sosyal medyada ihanet ve melanet servisi yapan CHP'li, FETÖ'cü, PKK'lı ve İP'çi trollere, siyasi iflas yaşayanlara, mensubiyet buhranına kapılanlara diyeceğim son olarak şudur: Bizim tarafımız Türkiye'dir. Bizim takdirimiz Türk milletinin tercih ve beklentileridir.
İstanbul'daki depremde sessiz kalan, sel ve su baskınlarında tatile çıkan CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı da imzayı çekmekle, sözleşmeden caymakla değil, adam gibi yönetimle adından bahsettirsin.
*Projeden ihanet olmaz, ama PKK'yla işbirliği, YPG'ye kucak açmak, HDP'yle ittifak kurmak, yabancı ülkelerde Türkiye'yi şikâyet etmek ihanettir, ucubedir, hatta siyasi irade cinayetidir.
http://www.krttv.com.tr/gundem/bahcelidenkanalistanbulceliskisinedairaciklamah22910.html