Home
15 Şubat 2024 ( 17 izlenme )
Reklamlar

Bilim insanlarından Erzincan'da 'siyanür' açıklaması


Erzincan İliç'te meydana gelen toprak kaymasında siyanür tehdidi olup olmadığı konusunda Prof. Dr. Mustafa Kumral çarpıcı açıklamalarda bulundu.


İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, Erzincan'da meydana gelen toprak kayması ile önemli açıklamalar yaptı.

Bölgeye gelerek incelemeler yapan akademisyenler, gözlemleri hakkında bilgi verdi.

Bilgilendirme toplantısına İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mustafa Kumral, Maden Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç.Dr. Cüneyt Atilla Öztürk, Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğretim üyesi Prof.Dr. Tolga Görüm, Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç.Dr. Ömer Ündül, Cevher Hazırlama Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç.Dr. Hüseyin Baştürkcü, Cevher Hazırlama Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Özer, Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Atilla Arıkan, Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yolcubal, Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç.Dr. Yılmaz Mahmutoğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetimi Enstitüsü'nden Doç. Dr. Ömer Ekmekcioğlu, Çorum Hitit Üniversitesinden Prof. Dr. Dursun Ali Köse, Araştırma Görevlisi Ömer Yurdakul, Öğretim Görevlisi Tuğrul Yıldırım katıldı.


İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, toprak kaymasının olduğu bölgede inceleme ve tespitlerini yaptıklarını belirterek, “Yapılanların neler olduğunu bizzat gözlemledik bu anlamda ilgili kurumlarla da görüştük. Sonuç olarak bizler hem devletimizin yetkili mercilerine hem de kendi uzmanlık alanlarımızda hangi tür çalışmalar yapılabilir durumunu ortaya koymaya çalıştık" dedi.

800 METRE UZUNLUĞUNDA 30 METRE DERİNLİĞİNDE 50 METRE GENİŞLİĞİNDE

Bölgede çok büyük bir kayma meydana geldiğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Kumral, şöyle konuştu:

800 metre uzunluğunda 30 metre derinliğinde 50 metre genişliğinde bir alan kaymış vaziyette.

Hem Sabırlı Deresi’ne hem de arka tarafta daha önce üretim yapılmış ancak terkedilmiş olan maden sahasına da kaymış vaziyette. Maden sahasının içinde kamyonun içinde bir arkadaşımızın olduğunu duyduk. Diğer tarafta 8 çalışanın olduğunu duyduk.

AFAD geniş bir ekiple çalışıyor. Mümkün olduğunca teknolojiyi kullanıyorlar. Uzaktan dronlarla manyetik olarak yer altındaki bölgeleri tarama, aynı zamanda geniş çalışma ekibiyle kendi canlarını da tehlikeye atarak toprakların üzerinde fiziksel arama da gerçekleştiriyorlar.

Bizim burada gözlemlediğimiz konulardan biri toprak kaymasının arkası ve önünde yeni bir atık sahası olduğudur.

Buralarda bazı çatlamalar olduğunu gözlemledik. Bu riski de göze alarak bu çalışmaların bir an önce bitmemesi gerekiyor. Risk var olduğu için diğer konular siyanür, falan bu tür konular biraz daha ikinci plana atılmış vaziyette.

Heyelanı da göz önüne aldığımız da AFAD çalışanlarını da düşünmemiz gerekiyor. Yani öyle bir kontrolle gitmesi gerekiyor ki işi yapalım derken başka bir önemli kötü sonuca sebebiyet vermemek için tedbirli davranmamız gerekiyor.

‘SİYANÜR VAR, ÇEVREYE NE KADAR ETKİ YAPAR ARAŞTIRILIYOR’

Basın mensuplarının sağlık açısından risk olup olmadığı sorusuna cevap veren Prof. Dr. Mustafa Kumral, şunları söyledi:

DSİ olsun, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olsun, İçişleri Bakanlığı olsun, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olsun bizler de burada Hitit Üniversitesi’nden siyanürde uzman hocalarımız, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden hocalarımız burada çalışıyor.

Bir defa şunu söylemek istiyorum; burada bir siyanür olayı var. Ama bu siyanür olayı çevreye ne kadar etki yapar bunun araştırmaları devam ediyor. Kendilerinin ilk buldukları verilere göre şu anda düşük seviyede devam ediyor.

Ama DSİ, siyanürün ortamdan uzaklaştırılması, akarsuya, yer altı suyuna ulaşmaması için kısa, orta ve uzun vadede almaya çalışıyor. Kısa vadede hemen atığın altında set oluşturdular.

Hem kaymanın içinde bulunan sıvıların ortamdan uzaklaştırılması, orada birikecek ve oradan da iç havuzlara geri pompalıyorlar.

Orta vadede madenin bütün etrafını oradaki suyu ortamdan uzaklaştıracak set kurmaya çalışıyorlar. Atığa gelebilecek olan suların temiz bir şekilde başka taraftan deşarjı söz konusu olacak bu da bizim için son derece önemli.

‘OLUMSUZLUKLAR GÖRÜYORUZ’

Madende insan eliyle yapılan bazı olumsuzluklar olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Mustafa Kumral, şöyle konuştu:

Burası uzun süredir çalışan bir maden. Bazı insan etkisiyle yapılan olumsuz şeyler var. Bunu gözlemledik.

Bunlar yargıya taşınmış vaziyette. Yargı bunu eminim bilirkişilerle sonucunu ortaya koyacaktır. Ama bizim gözlemlediğimiz bazı olumsuzluklar olduğunu görüyoruz. Atık sahasının yanında ikinci bir atık sahası yapmışlar. Bunu biraz daha eğilimini ayarlayabilirlerdi.

Bunu gözlemleyebiliyoruz. Onu ön görememişler, diyebiliriz. Olayın neden olduğuyla ilgili araştırmalar devam ediyor. Bir günlük çalışmayla olay şu şekilde meydana gelmiş demek çok kolay değil.

Ama öncesi ve sonrası incelenecektir. Ondan sonra ortaya konulabilir bu. Ben şunu söylemek istiyorum.

Burada her şey şeffaf yürüyor. Bakanlıklar şeffaf hareket ediyorlar. Atığın her tarafından, sulardan örneklemeler yapılıyor.

Bunlar düzenli olarak yapılacak ve şeffaf bir şekilde paylaşılacak. Bizler de bu konu da gerekli desteği sunmaya hazırız.

BÖLGEDEKİ SU ANALİZ EDİLİYOR

Diğer taraftan bölgeye su ile alakalı analizlerin yapılması için Mobil, Su ve Atık Su Analiz Laboratuvarı gönderildi. Laboratuvar basın mensuplarına tanıtıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Denetimi Daire Başkanı Barış Ecevit Akgün, herhangi bir olumsuzluğa rastlamadıklarını savunarak, şunları söyledi:

İstanbul Teknik Üniversitesi'nden gelen hocalarımızla da burada gezdik ve onların tavsiyeleriyle de ilave ölçüm ve izleme noktaları da oluşturduk. Şimdiye kadar almış olduğu, ilk günden itibaren, analizlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlamadık ama analizleri devam eden, henüz süreçleri devam eden çalışmalarımız da var.

"SONUÇLAR KAMUOYU İLE PAYLAŞILACAK"

Analiz sonuçlarının Bakanlık tarafından kamuoyuna açıklanacağını söyleyen Akgün, "Aynı zamanda biz bu analiz sonuçlarını tek bir laboratuvarda, sadece Bakanlığın kendi laboratuvarına değil, Bakanlık tarafından yetki verilen 230'un üzerindeki çevre laboratuvarı var. Dolayısıyla burada bakılan parametreler doğrultusunda yetkili olan diğer laboratuvarlara da gönderiyoruz ki aynı zamanda bizim yaptığımız analizlerin karşılaştırmalı sonucuna bütün kamuoyu ulaşsın" ifadelerini kullandı. 

SENDİKALARIN GİRİŞİ YASAKLANDI

Öte yandan 9 işçi için arama faaliyetleri devam ederken bölgeye gelene siyasi partiler ve sendikalar da maden alanına alınmıyor. TMMOB, TTB, KESK ve Eğitim Sen'in aralarında bulunduğu heyetin alana girişi yasaklandı.

TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, madene ilişkin iki ay önce uyarıda bulunduklarını belirtip "Bugün iki faciayla yüz yüzeyiz. Birisi iş cinayeti. 9 emekçi kardeşimiz toprak altında. Zehirli kimyasallarla yıkanmış toprağın altında hayat mücadelesi veriyor. Diğeri de ülkemizin görmüş olduğu en büyük çevre katliamlarından birisi. İki facia ülkemizi oldukça kötü noktalara götürecek" dedi.

ÜÇ BİNE YAKIN PERSONEL GÖREVLİ 

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen toprak kayması nedeniyle göçük altında kalan 9 kişiyi kurtarma çalışmalarının aralıksız devam ettiğini bildirdi. 

Başkanlıktan yapılan açıklamada, göçük altında kalan vatandaşların yer tespiti çalışmalarının, profesyonel ekipler tarafından georadar ve yer altı radarları ile karadan, dronlarla da havadan sürdürüldüğü ifade edildi. 

Ekiplerin tam donanımlı cihazlarla arama yaptıkları alanların sektörlenerek hassas bir çalışma yürütüldüğü belirtilen açıklamada, "Bölgede 24 saat aralıksız yürütülen çalışmalarda, 2 bin 722 personel, 796 araç, 99 aydınlatma kulesi, 52 jeneratör, 7 dron, georadar, 5 yer altı radarı görev yapıyor" denildi.

"İZLEMEYE DEVAM ETMEKTE FAYDA VAR"

Prof. Dr. Onur Erdem, "Biz buradaki olayı gözlemlemek ve devletimizin ihtiyacı olduğu konularda koordinasyonda ve bilgi düzeyindeki desteği sağlamak için geldik. Konunun biz, sağlık ve çevre boyutundayız. Bilim alanımız anlamında insanların en çok merak ettiği siyanür ile ilgili tartışmaları yerinde görme imkanımız oldu. Araziye gittik, 2 sefer araziye baktık. Siyanür ile ilgili yoğunlaşan tartışmalar elbette ki normaldir. Ancak şu anda sahada gerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, gerekse diğer bakanlıkların ölçüm cihazlarının yaptığı ölçümler var. Biz bunları tek tek kontrol ettik. Ölçümler şu anda da sürüyor. Bu ölçümlerin aldığımız verilere baktığımızda siyanür açısından şu anki değerlerin çok da risk teşkil etmediğini gördük. Tabii ki bu burada kalmayacak. Noktasal ve bölgesel anlamda farklı yerlerde bu ölçümler devam edecek. Buradaki sağlık personeli ve arama kurtarma ekipleri açısından koruyucu tedbirler gerekiyor. Onları da biraz gözlemledik. Aynı zamanda bu konudaki bilgi gerekliliklerini tamamlamaya çalıştık. Malzeme eksiği şu anda yok. İşin insan ve çevre sağlığı boyutuna bakarsanız, büyük bir olay ve büyük bir kütlenin hareketi var. Sadece siyanür değil, farklı riskler de var. Fakat bu risklerin hem siyanür hem de ağır metaller düzeyinde çevre ve insan sağlığı boyutunda hem toprak hem hava hem de suda birtakım analizlerle izlendiğini gördük. Bunu da takip etmeye devam edeceğiz. Bu konudaki önerilerimizi de devletimizdeki yetkililere sunduk. Bizi buraya çağırma nedenleri de budur. Gerekli desteği de vermeye devam edeceğiz. Biraz sabırlı olmak lazım. Şu anda verilere bakılırsa şu anda acil bir risk oluşturmadığıdır. Ama izlemeye devam etmekte fayda var" diye konuştu.

"TEHDİT EDECEK DÜZEYDE BİR SİYANÜR TESPİT EDİLMEDİ"

Doç. Dr. Sermet Sezigen ise "Burada şu anda bizim ilk önceliğimiz ilk müdahale edicilerin güvenliğini korumak ve çevredeki halkın sağlığını koruyacak tedbirler almaktır. AFAD'ın bölgede müdahalede görevli personeli ve detektörleri var. Bunun dışında kurumda görev yapan şirket personelinin ölçüm cihazları var. Sonrasında bakanlık düzenli olarak her gün su ve toprak örnekleriyle ölçüm yapıyor. Bir de ilave olarak bu şirketin baştan beri bakanlığa bildirdiği yerleşim yerine yakın bir istasyonu var. O da siyanür açısından ölçüm yapıyor. Şu anda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile kurduğumuz koordinasyon neticesinde insan sağlığını tehdit edecek düzeyde bir siyanür tespit edilmedi. AFAD'daki arkadaşlarımız da sabit olarak günlük yaptıkları ölçümlerde olağandışı bir değer tespit etmedi. Olası bir siyanür maruziyetinde ise Erzincan'da her türlü tanı tedavi ve tahliye tedbirlerini aldık" dedi.

Sözcü

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Simpsonlar'ın yeni kehaneti: 2024'te gerçekleşeceği söylenen güneş fırtınasındaki elektrik kesintisi dünyayı karanlığa gömecek CHP'den merakla beklenen Berat Albayrak paylaşımı geldi! Kemik suyunun Faydaları nelerdir? Yeşilay'da tartışmalı isimler: AKP’nin Bilim Kurulu!