Koronavirüs salgınının Türkiye'de başlamasının ardından Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Bilim Kurulu'nun üyesi Tevfik Özlü, "Salgında kontrolü kaybediyor gibi duruyoruz" dedi. Özlü, bugüne kadar alınan kararlara ilişin olarak da "Biz vermedik. Görüşlerimizi söylüyoruz ama karar yetkimiz yok" diye konuştu.
RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası programına konuk olan Prof. Özlü, “Vaka sayısının her geçen gün artması konusunda bir yerde hata yapıldığını düşünüyor musunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Endişe verici. Durumu kontrol altında görmüyorum. Önümüzdeki güz döneminde daha da artabileceğinden endişeliyim. Hem ağır vaka sayısı hem de can kaybı artıyor. Salgında kontrolü kaybediyor gibi duruyoruz. Salgın sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde tekrardan alevlenme dönemine girmiş gibi görünüyor. Teorik olarak evden dışarıya insanları çıkartmazsanız, herkes maskesini takarsa ve mesafeye dikkat ederse salgın durur ama pratikte karşılığı yok bu söylediğimin. Gördüğüm kadarıyla Çin var, onlar iyi uyguladılar.
Özlü, Bilim Kurulu'nun salgınla mücadele konusundaki konumuna ilişkin olarak da şunları söyledi:
"Sağlıkla ilgili konularda olumlu ya da olumsuz fikrimizi rahatlıkla dile getiriyoruz. Pek çok sektörden çok farklı talepler ve istekler var. Yönetim bir şekilde onları da dikkate almak zorunda. Onlar kendi kararlarını verirken bizim tavsiyelerimizi ve görüşlerimizi dinliyorlar ama sonuç itibariyle biz karar verici değiliz. Maçlar seyircili oynansın ya da oynanmasın, şurası açılsın ya da açılmasın gibi kararları bu güne kadar hiç almadık. Böyle bir karar alma yetkimiz de yok zaten. Sosyal medyadan bana yazıyorlar ‘’niye şöyle yapmadınız? neden böyle karar aldınız?’’ gibi ama bizim böyle bir yetkimiz yok. Bilim Kurulu olarak biz karar alamıyoruz."
"18 milyon öğrenciyi okullara alırsanız, kontrol edemezsiniz"
Özlü, salgın döneminde okulların açılmasına ilişkin olarak da 12 ay ertelemenin çözüm olmayacağını belirterek, "Okulların açılmasına 21 gün kaldı. Bu süre içerisinde birkaç ilde seçilmiş birer okulda bazı sınıflar yüz yüze eğitime başlayabilir ve bu süreç gözetim altında sürdürülür ve öğrenciler, öğretmenler, okul çalışanları ve herkesin ailelerine bakılır ve okulların açılmasıyla birlikte bulaş riskinde artış oluyor diye bakılır. Uygulamaya geçince işler hesaptaki gibi olmayabilir, öngörülmedik sorunlar ortaya çıkabilir. Bunları görme fırsatımız olur. Böyle bir çalışma topluma güven verir. Benim bu söylemiş olduğum fikir okullar açıldıktan sonraki riski azaltmak için bir öneridir. 21 Eylül’de 18 milyon öğrenciyi okullara alırsanız ne kontrol edilebilir, ne denetlenebilir ne de yönetebilirsiniz." diye konuştu
https://halktv.com.tr/bilimkuruluuyesiozlukontrolukaybediyoruzbizimkararyetkimizyok433265h