AKP iktidarlarında Türkiye, büyük bölümü bir kişinin kararıyla uygulamaya geçirilen politikalar nedeniyle hemen her alanda dibi gördü. Eğitim, sağlık ve adalet başta olmak üzere, toplumsal yaşamın tümünü ilgilendiren alanların altına dinamit konuldu. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD), “Bir Bakışta Hükümet” raporları da Türkiye’nin en temel alanlarda tel tel döküldüğünü ortaya koydu.
OECD başta olmak üzere, uluslararası değerlendirme ve derecelendirme kuruluşlarının raporları AKP iktidarındaki kötü kamu yönetimine ayna tuttu. Uluslararası kuruluşların yanı sıra Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu gibi Türkiye’deki denetim alanında kritik önemi bulunan kuruluşlar da temel alanlardaki yönetememe krizini gözler önüne serdi.
OECD, üye ülkelerdeki vatandaşların sağlık, eğitim ve adalet sisteminden duydukları memnuniyet ya da memnuniyetsizliği mercek altına aldı. Araştırma kapsamında 38 OECD üyesi, yedi de OECD’ye üye olmayı bekleyen ülkelerden oluşmak üzere toplam 45 ülkedeki memnuniyet durumları araştırıldı. Ülkelerin tamamından elde edilen sonuçların ardından kamu hizmetlerinden duyulan memnuniyete yönelik OECD ortalamasının sağlık hizmetlerinde yüzde 68, eğitim sisteminde yüzde 67 ve adalet sisteminde ise yüzde 56 olduğu belirtildi.
Türkiye’deki kamu hizmetlerinden memnuniyet oranları ise utanç tablosunu açığa çıkardı. Türkiye eğitimde, yüzde 21’lik memnuniyet oranı ile 45 ülke arasında son sıraya yerleşti. Endonezya yüzde 88’lik memnuniyet oranı ile yurttaşlarına en iyi eğitim hizmeti veren ülke olurken Norveç’in yüzde 87 ile ikinci, Finlandiya’nın yüzde 85 ile üçüncü sırada olduğu bildirildi. İsviçre ve İrlanda ise eğitimde yüzde 84’lük memnuniyet oranı ile dördüncülüğü paylaştı.
OECD’nin araştırmaları, Türkiye’deki 1824 yaş grubundaki gençlerin yüzde 31,1’inin ne eğitimde ne de istihdamda yer aldığını da kayda geçirdi. OECD ülkelerinde ise bu oranın yüzde 13,1 olduğu vurgulandı. Araştırmada öte yandan, yüzde 24’lük oran ile kadınların, eğitimde ve istihdamda yer almayan genç grubu içinde öne çıktığının altı çizildi.
Eğitim sisteminde birbiri ardına yapılan değişiklikler ile kaybolan nitelik kaybına karşın, eğitim bütçesi de giderek daha da makaslandı. Devlet’in eğitim yatırımları giderek azalırken ailelerin sırtındaki eğitim yükü katlandı.
2014 yılında yüzde 12,8, 2015 yılında yüzde 13,1, 2016 yılında yüzde 13,3 olan MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesi içindeki payı, 20172024 döneminde ise yıllara göre şöyle kaydedildi:
• 2017: Yüzde 13,1
• 2019: Yüzde 11,8
• 2021: Yüzde 10,9
• 2023: Yüzde 9,7
• 2024: Yüzde 9,9
Benzer bir tablo yargı sisteminde de yaşandı. Türkiye’deki yargı sisteminden memnuniyet oranı kayıtlara, yüzde 33 olarak geçti. Türkiye, yargıdaki yüzde 33’lük memnuniyet oranı ile Kolombiya, Brezilya, Slovak Cumhuriyeti, Şili ve Kore ile aynı torbaya atıldı.
2018 yılında gerçekleştirilen referandum ile geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ardından çok sayıda yurttaş, TCK’nin 299 ve 301’inci maddeleri uyarınca soruşturmaya uğradı. TCK’de, “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenen ve “İfade özgürlüğünün önündeki en büyük engel” olarak değerlendirilen 299 ve 301’inci maddeleri, adeta iktidarın muhalifleri cezalandırma aracına dönüştürüldü. TCK 299301 kapsamında 2023 yılında hakkında dosya açılan çocuk sayısı da dikkati çekti. 2023 yılında, 18 yaşın altında 552 çocuk hakkında Cumhuriyet başsavcılıklarında TCK 299301 maddeleri kapsamında toplam 673 dosya açıldığı belirtildi.
Türkiye’de sağlık sisteminden duyulan memnuniyet oranı da OECD ortalamasına yetişemedi. Toplam 45 ülkede sağlık sisteminden duyulan memnuniyet oranı ortalaması yüzde 68 olurken bu oran Türkiye’de yüzde 58 olarak gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Cebimizden beş kuruş çıkmayacak” dediği, sağlık sistemi yerine müteahhitlere çağ atlatan şehir hastaneleri de sağlık bütçesinde karadelik açtı. Hastanelerin hizmetkira bedeli olarak OcakMayıs 2024 döneminde 34,8 milyar TL olarak yapılan ödeme ile birlikte Ocak 2017Mayıs 2024 dönemindeki garanti ödemesi toplamı 148,5 milyar TL’ye ulaştı.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 2024’ün ilk yarısına yönelik istatistikleri de Türkiye’de en temel alanlarda yaşanan sorunların ulaştığı noktaya ayna tutuyor. Yurttaşın en çok şikayette bulunduğu alanlar istihdam, adalet ve eğitim, en fazla şikayet ettiği idareler ise Adalet Bakanlığı ve MEB olarak sıralanıyor. KDK’nin verilerine göre, 2024’ün ilk yarısında en fazla başvuru alınan ilk altı alan ve başvuru sayıları şöyle kaydediliyor.
• Kamu Personel Rejimi: Bin 541
• Adalet, milli savunma ve güvenlik: Bin 514
• Orman, su, çevre ve şehircilik: 615
• Çalışma ve sosyal güvenlik: 573
• Mahallî idarelerce yürütülen hizmetler: 561
• Eğitimöğretim, gençlik ve spor: 519
TBMM adına kamu idarelerini denetlemekle görevli Sayıştay Başkanlığı’nın denetimleri ile açığa çıkarılan usulsüzlüklerin faturası da kamu kaynaklarına yönelik hoyrat tutumu gözler önüne seriyor. AKP iktidarları döneminde etkisi giderek azalan ve sansür iddiaları ile tartışılan Sayıştay’ın makaslı raporları dahi usulsüzlüklerin kamuya yükünün büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Yalnızca 20182023 dönemlerinde gerçekleştirilen denetimlere takılan ve yargılama konusu edilen usulsüzlükle meydana gelen kamu zararı, 2 milyar 200 milyon 671 bin TL ile ifade ediliyor.
Sayıştay’ın 2018 yılı raporunda 127 milyon 539 bin 851 TL ile ifade edilen zarar, 20192023 döneminde kayıtlara, yıllara göre şöyle yansıyor:
• 2019: 183 milyon 888 bin 466 TL524 bin 249 dolar
• 2020: 177 milyon 212 bin 631 TL303 bin 505 dolar
• 2021: 410 milyon 706 bin 87 TL2 milyon 177 bin Dolar16 milyon 918 bin avro
• 2022: 648 milyon 983 bin 124 TL
• 2023: 652 milyon 341 bin 577 TL6 milyon 619 bin 936 avro
AKP iktidarlarında Türkiye’nin doğası da tahrip edildi. Türkiye, Temmuz 2020 verilerine göre, aktif olarak çalışan 33 kömürlü termik santral ile dünya çapında en çok kömürlü termik santralı bulunan 10 ülkeden biri oldu. Altın madenleri ile Anadolu’da onlarca siyanür havuzu oluşturuldu. Denize boşaltılan pisliklere karşın yaptırım içermeyen uygulamalar nedeniyle denizler kirlendi. Kirlenen denizler müsilaj kustu. İstanbul’un orman ekosistemleri son 50 yılda yaklaşık 270 bin hektardan 238 bin hektarlara kadar gerilerken kaybın neredeyse üçte birinin Kuzey Marmara Otoyolu ve havaalanı inşaatı sırasında yaşandığı belirlendi. İstanbul Havaalanının inşası sırasında, “Su birikintisi” denilerek 70 göl kurutuldu. Müdahalede zafiyet yaşanan orman yangınları nedeniyle Türkiye’nin ciğerleri küle çevrildi. 2024 yılında meydana gelen yangınlarda 1148 hektar ormanlık alan, 252 hektar tarım alanı alevlerin kollarına bırakıldı.
AKP iktidarlarında küçük çiftçilerin, köylülerin, halkın acil çözüm bekleyen sorunlarına anlamlı bir yanıt üretilemedi. Politikalarda gıda piyasalaştırıldı. Türkiye, birçok tarımsal üründe dışa bağımlı hale getirildi. Türkiye’de ekilendikilen arazilerin büyüklüğü 2004 2024 döneminde 3,7 milyon hektar azaldı. Gayri Safi Milli Hasıla içinde 2022 yılında yüzde 13,9 olan tarımın payı, 2024 yılı itibarıyla yüzde 6,3’e kadar indi. AKP iktidarları boyunca ithal edilen tarımsal ürünün tutar mali raporlara, 160 milyar dolar olarak yansıdı.
Eğitim, sağlık ve yargı alanlarındaki memnuniyetin Türkiye’deki oranı ve OECD ortalaması şöyle kaydedildi:
Ceza mahkemelerinde TCK 299 ve 301’inci maddeleri kapsamında 2019 ve 2023 yıllarını da kapsayan dört yıllık dönemde yargılanan kişi sayısı, yıllara göre şöyle sıralandı: