Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) Cuma akşamı 900 bin doların üzerinde dövizi bulunan şirketlere getirdiği kredi kısıtlaması kararının ardından döviz kurlarında Pazartesi günü yüzde 4’ü aşan oranda düşüş gözlendi. Henüz piyasalar açılmadan saat 8:00’de 15.99’dan, 8:15’te ise 16.07 TL'den dolar satıldığı ortaya çıktı. Piyasalar açıldıktan sonra yeniden 16.70’e dönen rakamlar halkın 20 Aralık’ta olduğu gibi panik satış yapmadığını gösterdi. Peki, o zaman ne oldu da kurlar bu kadar düştü?
ABD’li haber ajansı Bloomberg’in 3 kaynağa dayandırdığı habere göre, BDDK kararını destekleyerek döviz kurlarındaki artışı frenlemek için kamu bankaları 2 günde 1 milyar doların üzerinde döviz sattı.
İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz ise döviz kurlarındaki artışı frenlemek için Merkez Bankası'nın dün çok yüksek miktarda dolar sattığının tahmin edildiğini belirterek, "BDDK'nın yeni uygulaması kuru düşürüyor algısı yaratmak için devlet ciddiyetine yakışmayan büyük bir kumar oynuyorlar. Maalesef kötü sonu hızlandırıyorlar” dedi.
Yanlış probleme yanlış çözüm uygulayan böyle kötü bir yönetimin kabul edilemeyeceğine dikkat çeken Yılmaz, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Tek çözüm, hemen istifa. Neden mi? Ekonomimizin en tehlikeli problemi şu an döviz likidite sorunu. Yeni uygulama en iyi ihtimalle içerideki dolarların yerini değiştirecek. Şirketler bankadaki dolarlarının bir kısmını belki satacak. Bunları Merkez Bankası ve başka yerli aktörler alacak. Ama bunun toplam döviz likiditesine bir yararı yok. Tam tersi ülkeden ve sistemden dolar çıkışını hızlandıracak. Kısacası şu an/bugün en önemli olan problemi değil, geçen yılın problemini, yani yerleşiklerin dövize kaçması sorununu çözmeye çalışıyorlar. Bundan sonra sadece Merkez Bankası'ndaki değil bankalardaki kullanılabilir döviz toplamını da dikkatle izlemek lazım. Orada da hızla bir likidite azalması görmek muhtemel. Geçen hafta itibarıyla bankacılık sisteminin 8 milyar dolar nakdi, yurt dışında da 22 milyar doları var. Ama o 22 milyarın önemli bir kısmı halihazırda kullanılabilir bir durumda değil.”