Türkiye İstatistik Kurumu Ceza Kurumu İnfaz istatistiklerini geçen hafta açıkladı. İstatistikteki her rakam Türkiye için farklı bir sosyal yaraya işaret ediyor. Geçmişte cezaevlerinin durumuna ilişkin pek çok çalışma yapmış CHP Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu ve Ceza Hukuku Akademisi yöneticisi Avukat Mehmet Zengin Türkiye’de cezaevlerinin durumunu SÖZCÜ’ye anlattı.
1) 2010 yılında 120 bin kişi hapishanelerde yatarken 2019 yılında neden bu rakam 292 bine çıktı?
Tanrıkulu: İnsanlar birdenbire Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde suç makinesi haline dönüşmedi. Yargı iktidarın sopası olarak kullanılıyor.
Aynı zamanda, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, sorgusuz, sualsiz darbe ile alakası olmayan, eline silah almamış binlerce insan gözaltına alındı, tutuklandı, mahkum edildi.
HDP'lilerin belirttiğine göre, cezaevlerinde 10 bin parti üyesi ve yöneticisi tutuklu.
15 Temmuz'dan sonra da pek çok akademisyen, öğretmen, gazeteci, memur yani darbe ile alakası olmayan ama bir vesile ile okuluna giden, yurdunda kalan, bankasına para yatıran vs. kişi de içeri atıldı.
Zengin: Ekonomik olarak baktığımızda, ülke kayıba doğru ilerledikçe ülkede kolay para kazanma eğilimi artar, hırsızlık ve illegal suçlara bulaşanların sayısında yükselme olur. Baktığınızda, bunları yasa ile engellemek bataklığı kurutmadan sinek avlamaya benzer. Bataklık burada ekonomidir, hukuk sistemidir.
2) Geçen yıl içeri giren çocuk sayısı (1217 yaş) 1679 oldu. Önceki yıla göre sayı neden yüzde 20 azalmış olabilir?
Tanrıkulu: Denetimli serbestlikte süre arttırıldı ve 18 yaşından küçük çocuklarda da başka tedbirlere başvurmanın yolları genişletildi.
Zengin: Bu düşüşü Türkiye'nin attığı bazı somut adımların sonuçlandırılması olarak görebiliriz. Islah, entegrasyon ve uyum politikalarında Türkiye uluslararası sözleşmeler çerçevesinde başarı sağlamıştır. Bu katkı sürecine eğitimsel anlamda da destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
3) Yükseköğretim mezunlarının işlediği suçlar arasında yaralamanın (%8,1) zirvede olduğunu görüyoruz. Neden böyle?
Tanrıkulu: Bunu, eğitim seviyesi yükseldikçe ağır suçlardan uzaklaşma eğilimine bağlayabiliriz.
Zengin: Beyaz yaka suçları son 50 yıl itibariyle genelde eğitimli kişilerin işlediği suçlar olarak öne çıkmaktadır. Örneğin, manipülatif faaliyetler, piyasa dolandırıcılıkları, bunları bilen kişiler işler. Dünyada, eğitimli kişilerin yaralama suçu işledikleri şeklinde bir eğilim yoktur, bu Türkiye'ye has bir durumdur.
Eğitimli kişiler de suç işliyorlar elbette ama Türkiye'de yükseköğretim mezunu kişilerin en çok yaralama suçu işlemelerini adalet sistemine bağlayabiliriz.
Demek ki sizin eğitimli insanınız bile, adalet sistemine güvenmiyor ve kişisel öç alma hırsı ile hareket ediyor.
4) 2018 yılında 389 ceza infaz kurumu varken 2019 yılında bu rakam 362’ye indi. Neden bazı hapishaneler kapanıyor?
Tanrıkulu: Şöyle ki cezaevleri kapanmıyor, kapasitesi düşük ve teknolojisi eskimiş olan ilçe cezaevleri daha çok kapatılıyor. Onun yerine kampüs cezaevleri yapılıyor. Adalet Bakanlığı'nın bütçesi içinde en büyük kalem cezaevi inşaatlarıdır ve Adalet ve Kalkınma Partisi'de bununla övünüyor.