Yeni RTÜK düzenlemesi ile birlikte artık RTÜK uygun bulmadığı internet sitesi, internet videosu ve benzeri internet içeriklerine erişimi engelleyebilecek. İnternet üzerinden yasal yayın yapmak isteyenlerse RTÜK’ten lisans almak zorunda kalacak.
Muhalefet kanadının “internete sansür” olarak yorumladığı yeni yasa tasarısını, bazı çevrelerse olumlu olarak karşıladı.
RTÜK ÜYELERİ VE UZMANLAR KONUYU DEĞERLENDİRDİ
BBC Türkçe servisinden Fundanur
yaptığı habere göre; RTÜK üyeleri ve uzmanlar, yeni yasayı olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirdi.CHP ÜYESİ TAŞÇI: “İNTERNETİ ZAPTURAPT ALTINA ALMAK”
RTÜK’e CHP kontenjanından üye olan İlhan Taşçı yaptığı değerlendirmede, yeni yasanın daha yayıncı yayın yapmadan engelleme yapılabilmesinin önünü açtığını söyledi. Taşçı’ya göre Facebook, Youtube ve benzeri sosyal medya mecralarından yapılacak toplumsal yayınların daha yayın yapılmadan ya da yayın sırasında engellenmesini sağlayacak bu yasa “interneti zapturapt altına almak” amacıyla çıkartılmış bir yasa.
Taşçı, internet özgürlüklerinin engellenmemesi gerektiğini belirtirken Wikipedia’nın hala neden yasak olduğunu da sorarak aslında internetin şu an denetim altında olduğunu belirtti.
Taşçı son olarak konuyla ilgili “Demek ki bir denetim var. Çocuk istismarı, pornografi bakımından da denetleniyor” diyen Taşçı, “Denetim yok demek halkı aldatmak demektir. Şimdi o denetim alanı daha da genişletiliyor ve dijital bir çağda, dijital bir sansür getiriliyor aslında. İnternetin başına sansür çuvalı geçiriliyor” ifadelerini kullandı.
AKP ÜYESİ YÜCEL: “DİN İSTİSMARI YAPILIYOR”
RTÜK’e AKP kontenjanından dahil olan Taha Yücel, kanunun yapımı sırasında konunun muhataplarının görüşlerine başvurulmadığını söylüyor. Yücel’e göre, bu yasanın tek amacı sadece kişisel özgürlükleri sınırlamak ve sansür değil.
Yücel, “İnternette din istismarı yapanlar, dizilerdeki küfürlü ifadeleri internet versiyonunda kullananlar nedeniyle konu hakkında toplumsal bir hassasiyet oluşmuştu. Bunlarla ilgili RTÜK’e ve çeşitli kurullara şikayetler yağıyordu.” diyerek yasanın gerekli olduğunu savundu.
Yücel ayrıca “Benim elimde olsa ilgili sivil toplum örgütlerini ve kurumları, yani söz söylemek isteyen herkesi bu tartışmanın içine çekerdim. Bu konunun toplumsal gerekçelerini ortaya koyardım ve tartışılmasını sağlardım. Ondan sonra toplum beklentisini karşılayan ve bütün hassasiyetleri dikkate alan bir düzenlemeyi Meclis’e sunardım.” diyerek alternatif çözüm önerisi de sundu.
REKTÖR YASAYI SAVUNUYOR
Çankırı Üniversitesi Rektörü Hukukçu Prof. Dr. Hasan Ayrancı düzenlemeyi destekleyenler arasında. Ayrancı yasanın kişisel özgürlüklere karşı bir uygulama olmadığını savunuyor.
“Çocuk istismarına çok gündemde ve biz çocuklarımızı internetteki her türlü zararlı bileşenden korumak istiyoruz. Ya da sosyal medya ve internetteki terör faaliyetlerini engellemek istiyorsak, güvenli internet ortamlarının sağlanması gerekiyor.
“Tabii bu hiçbir zaman özgürlüklerin tam olarak kısıtlanması, insanların iletişim özgürlüğünün engellenmesi veya haber alması özgürlüğünün engellenmesi anlamına gelmiyor. Ama maalesef ülkemizde son zamanlarda hükümetin bütün faaliyetlerini, mutlaka kötüye gidileceği yada özgürlüklerin zayıflatılacağı gibi bir anlama çekme arzusu oluyor.
“Bu düzenlemenin kişisel özgürlüğümüzü ve toplumsal güvenliğimizi sağlamak için olduğunu düşünüyorum.Türkiye bir hukuk devleti ve basın özgürlüğü var. Eğer uygulamada hata olursa, her seviyede denetim mekanizmaları var, davalar açılır. Ama baştan bunu reddetmek çok kategorik red anlamına geliyor.”
ÖĞRETİM ÜYESİ UZUNOĞLU: OLDUKÇA KARANLIK BİR TABLO
Yeni yasayı değerlendirenler biri de Norveç Arktik Üniversitesi Öğretim Üyesi Sarphan Uzunoğlu oldu. Uzunoğlu konu hakkında “oldukça karanlık bir tablo” diyerek yasaya karşı olduğunu belirtti.
“Dizilerde oynayan oyuncuların günlük hayatlarına kadar varan geniş bir özsansür mekanizması doğmuş durumda ve bu da hukuki denetimin ‘aşırılıklarından’ kaynaklanıyor.
“Bence yasanın kapsamı ve gücünü değil, yaratacağı ‘kelebek etkisi’ etrafında yeni medyada çalışanlar üzerinde oluşturulacak baskı/korku rejimi üzerine konuşmalıyız. RTÜK’ün bir kez bir konuda ceza kesmiş olması, sektördeki diğer herkese de ‘Yapma!’ mesajı olacak.”
“Ülkenin değerleri dedikleri şey 1960’larda ve 1970’lerde de vardı; ama bugün söz konusu olan ülkenin değerlerinden çok ‘rejimin ajandası etrafında belirlenmiş hedefler’ şeklinde. Bu iş Adnan Hoca ve kediciklerle başladı sözde değil mi? Ne oldu da Motto Müzik’ten Medyascope’a Türkiye’de televizyonculuğun yeni yüzünü oluşturan projeler bir anda hedefe geldi? Bu “değerlerimiz” türküsünü söylemememiz şart.”
UZUNOĞLU: “RTÜK ANLAMSIZ BİR KURUM”
“Öyle ya da böyle medya kurumları öz denetim organlarıyla, meslek örgütleriyle zaten denetimlerini sağlayabilirler. RTÜK günümüzün kişiselleştirilmiş medya deneyimleri dünyasında tarihi geçmiş anlamsız bir kurum. Puhu TV, Blutv ve Netflix’i ‘denetleyememek’ değil, normal televizyonları da mevcut yapıyla denetlemek problem.”
https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/chplirtukuyesitasci2304800/