CHP'li Gürsel Tekin İstanbul'da yaşanan 240 Milyar TL'lik yolsuzlukla ilgili açıklamalarda bulundu.
İSTANBUL'UN KAYNAKLARI KİMİN İÇİN KULLANILIYOR?
Türkiye’de yaşayan her 5 kişiden biri İstanbul’da yaşıyor. İstanbul tam 130 ülkeden büyük bir nüfusa sahip. İstanbul demek Türkiye ekonomisinin üçte biri demek. İstanbul doğasıyla, tarihi zenginlikleriyle, büyük ekonomik potansiyeliyle dünyanın da merkez şehirlerinden bir tanesi. Kalkınmış bir Türkiye, gelişmiş bir Türkiye, büyük hedeflerine ulaşmış bir Türkiye istiyorsak, şunu çok iyi bilmemiz lazım bunun yolu İstanbul’dan geçiyor. İstanbul’un büyük potansiyeli, ekonomik ve ekolojik kaynakları doğru kullanılırsa sadece İstanbul değil Türkiye zenginleşir. İstanbul’un potansiyeli ve kaynakları kötü kullanılırsa da Türkiye ilerleyemez, gelişemez, büyük hedeflerimize asla ulaşamayız. Karşımızdaki soru net: İstanbul nasıl yönetiliyor, İstanbul’un kaynakları kimin için kullanılıyor?
25 Ekim’de Cumhuriyet Gazetesi’nde “Emsalsiz ihanet” başlıklı bir haber yayınlandı. Bu haberi yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi’ne ve Sayın Hazal Ocak’a huzurlarınızda İstanbullular adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Habere göre Toplu Konut İdaresi Uzmanları İstanbul hakkında özel bir rapor hazırlıyor. Raporda 76 örnek proje değerlendiriliyor. Rapora göre bu 76 büyük projede bakın 1 değil 2 değil, tam 12 milyon 400 metrekare fazladan inşaat yapılıyor. Örneğin Torun Center. 3 emsal bulunan bir alanda inşaat yapılıyor. TOKİ yeni bir imar değişikliği yapılarak emsal 2,5’a düşürülüyor. Proje 7,27 emsalle inşa ediliyor. 2,5 nerede, 7,27 nerede? Bu ne demek? 87 bin 500 metrekare inşaat hakkı bulunurken, 342 bin metrekare inşaat yapılıyor. Neredeyse 4 kat fazla rant elde ediliyor.
DOĞAL HAYATIN DENGESİNİ BOZDULAR
Kadıköy’de Four Winds diye bir yer yapılıyor. 1998 yılında burası meteoroloji alanıydı. 2005 yılında imar değişikliği yapılıyor. Bu alan yüksek yoğunluklu konut alanına dönüştürülüyor. Yasal emsal hakkı 2,07. 5,67 emsal uygulanıyor. 40 bin metrekare inşaat hakkı var, 149 bin 788 metrekare inşaat yapılıyor. Yaklaşık 4 kat fazla. Ne oluyor? Sadece birileri rant kazanmıyor. Yapı o kadar büyük ki Kadıköy’ün rüzgarını kesiyor. Doğal hayatın dengesini bozuyor. Bir başka örnek, Emaar Square. Bu projenin yapıldığı alan konut, yol, ticaret alanı. 2006 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir imar planı yapılıyor. Alan ticaret ve turizm alanına dönüştürülüyor. Emsal 3. Gerçekleşen 9,10. Bakın 198 bin metrekare inşaat yapma hakları varken, tam 800 bin metrekare inşaat yapıyorlar. 4 kat fazla.
TÜRKİYE'NİN SERVETİ BİR AVUÇ ADAMDA
Hastane arazisine gökdelen, okul arazisine plaza dikiyorlar. Kıyıların yanına kocaman hançerler, Zincirlikuyu’da konut alanlarına tam 4 kat fazla emsalle kaçak Babil kulesi koyuyorlar. İstanbul’un tarihi siluetine bakın. Orada anıt gibi bir hançer duruyor. 16:9 kuleleri İstanbul’un hakimi beton lobisidir diye bağırıyor. Haksız kazancı halkımız çok iyi duysun diye tek tek özellikle söylüyorum. Batışehir projesi, fazladan yapılan inşaat alanı 444 bin 647 metrekare. Haksız kazanç: 2 milyar 243 milyon lira. Mall of İstanbul, haksız kazanç tam 1 milyar 900 milyon lira. Sea Pearl Ataköy, haksız kazanç tam 13 milyar 422 milyon lira. Torun Center, haksız kazanç tam 7 milyar 600 milyon lira. 76 projede toplam haksız kazanç tam 240 milyar lira. İstanbul’un zenginliği, Türkiye’nin serveti bir avuç adamın cebine akıyor.
DÜNYA'NIN EN BÜYÜK İMAR YOLSUZLUĞU
240 milyar lira dünya tarihinin görülmüş en büyük imar yolsuzluğudur. Bu kadar büyük bir ihanet, bu kadar büyük bir yağma dünyanın hiçbir yerinde yapılmadı. 240 milyar liranın büyüklüğünü bazen algılamakta zorlanıyoruz. GAP Projesi için bugüne kadar harcanan para yaklaşık 65 milyar. Bir avuç adam Türkiye’den tam 3 GAP çalmış. 24 derslikli bir okul yaptırmanın maliyeti 8 milyon lira. 240 milyar lira ile 30 bin 24 derslikli okul yapılır.150 yataklı tam donanımlı bir hastane 40 milyon 500 bin lira. 240 milyar lira ile 5 bin 900 hastane yapılır. Yani Türkiye’nin her iline 150 yataklı 72 tane hastane koyarsınız. Bakın 24 derslikli lise yanına 200 öğrencilik pansiyon, bir de spor salonu yapacaksınız. 15 milyon lira. Bu parayla tam 16 bin tane yapıyorsunuz. Yani Türkiye’nin her iline, 197 tane 24 derslikli lise, 200 öğrencilik pansiyon ve bir spor salonu koyabiliyorsunuz. Bir avuç adam Türkiye’den 3 Tane GAP’ı, 5900 hastane, 30 bin okul çaldılar. İhanet demek buna hafif kaçar, bunun adı istiladır, işgaldir.
MÜCADELEMİZ 'BETON LOBİSİYLE'
14 Nisan 2012 yılında, bundan tam 6 yıl önce ben de benzer bir rapor hazırladım. Bu raporu basın açıklamasıyla duyurduk. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdik.
Bizim hesaplamamıza göre vurgunun büyüklüğü 50 milyar dolardır. Bu büyüklükte bir vurgun, münferit bir olay değildir. Birkaç kişi bireysel olarak bu boyutta bir yolsuzluk yapamaz. Karşımızda planlayarak, bilerek, isteyerek büyük bir soğukkanlılıkla yaklaşık 50 milyar dolar çalan bir şebeke var. Bu ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü yalnız imar yolsuzluğu yapmıyor. Bu şebeke rüşvet, ücret veya reklam gideri gibi çeşitli isimler altında rant aktarımı yaparak, bürokraside, medyada, Belediye Meclislerinde güç de kazanıyor. Yani parayı alıyorlar, sonra kendilerini korumak için birilerini de besliyorlar. Basında, yargıda, hayatın her alanında bu şebekeden geçinen insanlar var. Ben bu şebekeye “Beton Lobisi” adını veriyorum. Bizim mücadelemiz işte bu yapıyla.
HAYATIMI İSTANBUL'A ADADIM
Ben 2012 yılında “Beton Lobisi”ni ifşa ettiğimden sonra elbette onlar da benle kavga etmeye başladılar. Bunların bir kesimi FETÖ ile de irtibatlıdır. Aynı yöntemleri, aynı şekillerde kullanırlar. Hakkımda alçakça, akla, mantığa sığmayacak iftiralar yaydılar. 268 dairem, 8 villam, 3 uzay istasyonum olduğunu filan söyleyerek itibar suikastine kalktılar. Bu yalanlara belli yayın organları da katıldı. Atatürk’ü İsmet İnönü’nün öldürdüğünü iddia eden, her tür yalanı rahatça söyleyebilecek basın kuruluşları bu iftiralara yardım ve yataklık yaptılar. Yalanlarla, iftiralarla bizi yıkamazlar... Tam aksine her şeyimiz açık ve şeffaf. Devletin her kuruluşu AKP’nin elinde. MASAK, Denetleme kurulu ne varsa topu gelsin araştırsın, bir kuruş haram para bulamazlar. Bizim alnımız ak, başımız dik. Biz bu mücadeleye böyle çıktık. Bunların neler yapacağını, nasıl saldıracağını, yalanlarla, iftiralarla, nasıl bize kast edeceklerini biliyorduk. Ancak ben hayatımı İstanbul’a ve bu ülkeye adadım. Bilsinler ki karşılarındayım ve bu yapıyla mücadele etmeye devam edeceğim.
İSTANBUL'U BETON LOBİSİ YÖNETİYOR
Şurasını çok açık söylemek istiyorum Beton Lobisi’nin yaptığı ihanet sadece ekonomik değildir. Bu lobi rant sağlamak için İstanbul’un derelerini çimentoya gömdü, denizlerini zehirledi, ormanlarını ve ciğerlerini yok etti. Bugün ormanlık alanlar azaldığı için su toplama sıkıntısı yaşıyoruz. İklim değişikliği ile birlikte ekolojik alanda ortaya çıkan yıkım yarın çocuklarımızın geleceğine damgasını vuracak. Bunlar yüzünden dereler taşıyor, evleri su basıyor, bunların vampir gibi doymaz rant iştahı yüzünden denizlerimiz kirleniyor, tarım arazileri yok oluyor. Bunların açlığı yüzünden evet inşaatlarda her yıl yüzlerce işçi ölüyor. Bunlar insan canıyla besleniyor. Çok açık söylüyorum, bugün İstanbul’u Beton Lobisi yönetiyor. Bu lobi İstanbulluların parasını, doğasını ve hayatını çalıyor, banka hesabında dolara dönüştürüyor.
4 YIL DOKTORA YAPAR GİBİ ÇALIŞTIM
TOKİ raporunu hazırlayan uzmanlar diyor ki: “İstanbul’da yapılan uygulamalara bakıldığında, plan disiplininden uzaklaşıldığı ve parsel bazında verilen ayrıcalıklı imar hakları ile kentin geri dönülemez şekilde tahrip edildiği görülmektedir.” Sonra da şunu ifade ediyor: “Bu uygulamalar İstanbul’da planlı bir kent oluşturma şansını tamamen ortadan kaldırmıştır.” Durum bu kadar basit. İstanbul bugün bu yüzden dünyada yaşanabilir şehirler sıralamasında 60 şehir arasında 40’ıncı sırada. İstanbul bugün beton lobisi yüzünden dünyanın en sağlıklı kentleri sıralamasında sondan ikinci. Bu kadar büyük bir yolsuzluğun, bu kadar organize bir şebekenin olduğu bir şehir doğru yönetilebilir mi? Ben tam 4 yıl doktora yapar gibi çalıştım. Nerede uzman varsa ayağına gittim. Dünyanın en iyi üniversitelerde eğitim veren akademisyenlerle, tertemiz bürokratlarla görüştüm. Bugün çağdaş yönetimde başarının sırrı katılımcılık, çoğulculuk, şeffaflık. Bunlar olmadan olmaz.
AKP’Sİ, CHP’Sİ, MHP’Sİ YOK
Beton lobisinin yönettiği bir şehirde katılımcılık olur mu? Adamlar İstanbul’da kendi çıkarları için at koşturuyor. Beton lobisinin yönettiği bir kentte çoğulculuk olur mu? Kimse yok, bir tek bunlar var. Beton lobisinin yönettiği bir kentte şeffaflık olur mu? Ne şaffaflığı, hukuk yok. Kapalı kapılar arkasında imar planlarını değiştiriyorlar, vurgun üstüne vurgun yapıyorlar. Bugün İstanbul’da tam 100 bin imar mağduru var. Üsküdar’da Kirazlıtepe’de oturan kardeşlerim. Camiinizi yıkan 240 milyar lirayı çalan beton lobisidir. Fikirtepe’de çadırda yaşayan kardeşlerim. Sizi bu şartlara mahkum eden, İstanbul’u yok eden bir avuç adamdır. Kağıthane’de teneke barakalarda yaşayan kardeşlerim. Evinizi başınıza yıkan işte bu çetedir. Bu çeteyle adının kimsenin bilmediği bir belediye başkanı mücadele edemez. Bunlar bu çeteye teslim olmuş durumdalar. Bu çeteyle hepimiz, hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Bunun AKP’si, CHP’si, MHP’si yok.
YA BU ADAMLAR KAZANACAK YA İSTANBUL
Yalan söyleyen, yolsuzluk yapan, cinayet işleyen, devletin her kurumuna sızan bu örgütlü yapıya karşı ayağa kalkmak ve İstanbul’u yeniden kazanmak zorundayız. Verdiğimiz araştırma önergesi işte bunun ilk adımıdır. Meclis’i göreve çağırıyoruz. Bu iş artık ihaneti geçti, istilaya, yağmaya döndü. İstanbul’da tam 496 deprem toplanma alanı vardı. 419’una gökdelen, plaza, AVM diktiler. Yarın deprem olsa çocuğumuzu götürecek toplanma alanı kalmadı. Bunların yakasına yapışmak, bu yapıdan hesap sormak zorundayız. İstanbul’un kaynakları ya bir avuç adam tarafından çalınacak, ya da halkın geneli, iyiliği için kullanılacak. Ya bu adamlar kazanacak, ya İstanbul kazanacak. Her milletvekilini bu konuda taraf seçmeye açıkça çağırıyorum.
BU SEFER BETON LOBİSİ DEĞİL BİZ KAZANACAĞIZ
Ben bir İstanbulluyum. Fikirtepe’de büyüdüm. Hayatta neye sahip olduysam onu da İstanbul’a ve İstanbullulara borçluyum. Tarih boyunca mazlumlar, garipler yeni bir hayat kurmak için bu müjdeli şehre geldiler. Orada çocuklarının hayatlarını değiştirdiler. Bu şehri baştan aşağı onlar imar ettiler. İstanbul’da gördüğünüz bütün eserlerde bilin ki o mazlum çocukların damgası var. Ben de bu şehre öyle geldim, hayatımı bu şehirde çalışarak, mücadele ederek geçirdim. Belediye Meclis üyeliği yaptım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanvekilliği yaptım, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı oldum. Bizim sevdamız İstanbul. Ben hayatımı İstanbul’a adadım. İstanbul’u A’dan Z’ye bilirim. Sokaklarda geziyorum. Halkın sesini dinliyorum. Diyorlar ki değişim şart. Bu sefer beton lobisi değil İstanbullular kazanacak. Biz kazanacağız. İstanbul kazanacak.
http://www.yurtgazetesi.com.tr/politika/chplitekin240milyarlikvurgunuacikladih113162.html