Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarıyla hayata geçirilen 'düşük faiz' politikası nedeniyle Türkiye'de yaklaşık iki yıldır resmi otoritelerce adı konulmamış bir ekonomik kriz yaşanıyor. Enflasyon, cari açık ve döviz kurları rekorlar kırarken, uzmanlar bu dönemde devreye alınan kur korumalı mevduat gibi kimi önlemler için 'saatli bomba' benzetmesi yapıyor. Rezervler, 'dost ülkelerin' desteğine rağmen eksilerde seyrediyor.
Hayat pahalılığı her geçen gün daha da artarken, vergiler vatandaşların sırtındaki yükü ekstra ağırlaştırıyor.
Cumhur İttifakı'ndaki partiler arasında 14 Mayıs'ta düzenlenen parlamento seçimlerinin tek kaybedeni durumunda olan ve şu an Meclis'te herhangi bir milletvekiliyle temsil edilmeyen Büyük Birlik Partisi'nden (BBP) vergi artışlarına tepki geldi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AKP’yi eleştirerek verginin, zenginlerden daha çok alınması gerektiğini vurguladı. Destici duruma yönelik olarak “ahlaki değil” yorumunu yaptı.
Partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nda konuşan Destici, şunları söyledi:
"Vergi artışlarıyla bütçe açığını kapatmak, bunlar 70’li yılların çözüm önerileri, çözüm yollarıydı. Bugün artık vatandaşımız daha farklı çözümler bekliyor, daha konforlu çözümler bekliyor. Kendi hayatını zorlaştıracak değil ya da kemerini böyle son iliğine kadar sıkacak şekilde değil daha böyle konforlu daha rahat çözümler bekliyor.
Bütçe açıkları elbette kapatılmalı, ama bu sadece dolaylı vergiler vasıtasıyla fakir, zengin ayırt etmeden vatandaşların hepsinin sırtına birden yüklenmemeli. Kimin mal varlığı fazlaysa o daha fazla katkı sağlamalı, daha fazla vergi ödemeli.
Düşük gelirli ise asgari ücretliyse, 7 bin 500 lira gibi bir emekli maaşı alıyorsa, bundan vergi almak bence hem ahlaki değil, hem yasal da değil aslında. Anayasaya da baktığımız zaman vergi kazançtan alınır. Yani kazanandan alınır, zenginden alınır. Ama maalesef ülkemizde önemli bir kısmı dolaylı vergi olduğu için toplanan vergilerin örneğin akaryakıttan alınan ÖTV zenginle fakir aynı oranda ödüyor."
Gerçek Gündem