Büyük bir zaferle bağımsızlığını kazanan ve bunu Cumhuriyet'le taçlandıran Atatürk Türkiyesi, 100. yılını buruk geçiriyor. AKP iktidarının kutlamalara gölge düşürmesinin yanında genç Cumhuriyetimiz ile bugün ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar arasında büyük bir fark var. Ezilen milletlere umut, işgalcilere karşı bağımsızlığın zaferi olan Cumhuriyetimizin güçlenmesi ekonomik bağımsızlığın kazanılmasıyla gerçekleşmişti. Cumhuriyetimizin 100. yılına geldiğimizde ise Türkiye, 21 yıllık AKP iktidarının ekonomi politikaları nedeniyle zor günler geçiriyor.
DÜNYA KRİZDEYKEN TÜRKİYE
Savaştan yeni çıkmış, Atatürk Türkiyesi'nin ilk yıllarında dengeli politikalarla, Cumhuriyet'in inşasıyla bölge ülkelerine ve hatta dünyaya örnek bir model yaratılmıştı. Türkiye, AKP iktidarında ise bütçe açıkları ve dış borçlarla anılıyor. Osmanlı Devleti'nden kalan devasa borçlar ve savaşların kayıplarıyla kurulan Cumhuriyet Türkiyesi'nde ise dışarıdan borçlanmadan, dengeli bütçe politikasıyla sağlam adımlar atılıyordu. AKP, iktidara geldiği yıllardan bu yana bütçe açıkları katlanırken, Osmanlı döneminin borçlarını da sırtlanan 15 yıllık Atatürk Türkiyesi ise dengeli bütçe politikasını kararlılıkla korumuştu. Atatürk önderliğinde dünyanın derin bir ekonomik kriz yaşadığı 1929 yılında bile Türkiye bütçe fazlası vermeyi başarıyordu. Cumhuriyet, ilk 3 yılı ile 1931 ve 1933 yılları hariç bütçe fazlası verdi. Üstelik bütçe fazlaları da eğitim, sağlık, ormanlar ve sanayi için ayrıldı. Bugün ithalata bağımlı Türkiye'nin aksine kendi sanayisini kuran ve güçlendiren Atatürk döneminde bütçe, dünyanın büyük kriz yaşadığı yıllar da dahil olmak üzere; 1927 yılında 5 milyon TL, 1928 yılında 21 milyon TL, 1929 yılında 11 milyon TL, 1930 yılında 7 milyon TL fazla verdi. 1931 ve 1933 yılında açık veren bütçe, 1932 yılında 2 milyon TL, 1934 yılında 12 milyon TL, 1935 yılında 7 milyon TL, 1936 yılında 5 milyon TL, 1937 yılında 6 milyon TL ve 1938 yılında 15 milyon TL fazla verdi. AKP iktidarı döneminde ise tam tersi bir tabloyla karşı karşıyayız. Yeni Ekonomi Modeli'yle 24 yılın rekorlarını kıran enflasyon, TL'deki değer kaybının yanında 21 yıldır bütçe açık veriyor. 21 yılda 2 trilyon 973 milyar 463 milyon 82 bin dolarlık ihracat yapan Türkiye, 4 trilyon 360 milyar 405 milyon 939 bin dolarlık ithalat yaptı ve 1 trilyon 347 milyar 695 milyon 937 bin dolar dış ticaret açığı verdi.
MİLLİ GELİR 2'YE KATLANDI
Atatürk Türkiyesi'nde bir yandan yeni kurulan Cumhuriyet'in kaynak ihtiyacı karşılanırken diğer yandan yabancı işletmeler millileştirildi. Dışardan toplu iğneye kadar ithalat yapılsa da Türkiye bu dönem aldığından fazlasını sattı. 19231938 yılları arasında Türkiye'nin milli geliri yüzde 104.8 artarken tarım sektörü yüzde 101.3, sanayi sektörü yüzde 148.8 oranında büyüdü. Türk Lirası, dolar karşısında yüzde 24.6 değer kazandı.
AKP DÖNEMİNDE BORÇ REKOR KIRDI
Yıllık bütçe planlarının yetmediği gibi ek bütçelerin çıkarıldığı AKP döneminde 2023'ün 9 ayında bütçe açığı 512.6 milyar TL oldu. Türkiye'nin bu dönemde bu yıl ödemesi gereken kısa vadeli dış borç stoku ise 211 milyar dolara yükselerek rekor seviyeye ulaştı. Türkiye'nin brüt dış borcu ise 476 milyar dolar oldu. 2023 bütçe büyüklüğü yaklaşık 4.5 trilyon liraydı. Temmuz ayında toplam 1.1 trilyon lira ödenek eklendi. 2024'te ise bütçe giderlerinin 11 trilyon 89 milyar TL, bütçe gelirlerinin 8 trilyon 437 milyar TL olacağı öngörülüyor. Böylece 2 trilyon 652 milyar TL düzeyindeki dev bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının yüzde 6.4 olacağı tahmin edildi. Faiz giderlerine ise bütçenin yüzde 10.8'i oranında, 1.2 trilyon TL ödenek ayrıldı. (Sözcü)
KRT