Bir zabıta memurunu dövmesiyle
gündeme gelen İstanbul Büyükşehir
Belediyesi (İBB) Zabıta Daire
Başkanı Tayfun Karali’nin “akçeli
işleri” ortaya çıktı. Karali’nin,
kardeşi Serdar Karali’yle birlikte
Balat’ta tarihi bir binada işlettikleri
kafeye ortak olduğu öğrenildi.
Bir zabıta memuruna uyguladığı şiddetin görüntüleri ortaya çıkınca görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Zabıta Daire Başkanı Tayfun Karali’nin “akçeli işleri” ortaya çıktı. Karali’nin, kardeşi Serdar Karali’yle birlikte Balat’ta tarihi bir binada işlettikleri kafeye ortak olduğu öğrenildi. CHP’li meclis üyeleri tarihi binanın aslına aykırı restore edildiğine ve yeşil alanda kapalı mekân oluşturulduğuna dikkat çekerek, “Reina’yı ve kaçak yapıları yıkan zabıta müdürü kendi kafesini yıkmamış” dedi. Koruma Kurulu’na ve İBB’ye başvuracaklarını açıklayan CHP’li üyeler suç duyurusunda da bulunacaklarını belirtti. Sorularımızı yanıtlayan işletme sahibi ise “Son günlerde çıkan haberlerle alakalı Serdar Bey’le bunu ilişkilendirip bu işletmeye konuyu getirecekseniz, eğer bunu haber yapıp prim yapacağınızı zannediyorsanız yanlış bir düşüncedesiniz” diye tepki gösterdi.
CHP’li meclis üyesi Hüseyin Sağ, Tayfun Karali ailesinin Balat’taki tarihi yapıyı önce Vakıflar’dan kiraladığını ve daha sonra binayı Karaköy Kahvecisi adlı kafeye kiraladığını belirtti. Sağ, “Tayfun Karali, kardeşi üzerinden binanın kârına da ortak” iddiasında bulundu. Sağ, tarihi binaya ilişkin de şu tespitlerde bulundu:
* Tarihi binanın içine kartonpiyer spotlu ışık ve alçıdan bir tavan yapılmış.
* Duvarlara duvar kâğıdı kaplanmış.
* Binanın ön tarafındaki yeşil alanda kapalı bir alan oluşturulmuş. Sağ, “Buradan herhalde Fatih Belediye Başkanı da geçiyordur belki Mevlüt Uysal da geçiyordur. Burası herkesin kullandığı bir yol. Kimse görmese zabıtanın zaten görmeme şansı yok” dedi.
İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına göre Serdar Karali ile Tayfun Karali Balat’ta kurulu başka bir şirkette de eski ortak görünüyor.
Bölgeden izlenimler
Karali ailesine ilişkin iddialar üzerine biz de kafenin bulunduğu bölgeye gittik. Kafenin yanında 1330’lu yıllarda yapıldığı tahmin edilen Tarihi Rum Kilisesi bulunuyor. Kilisinin hemen arkasında ise tarihi metruk binalar görünüyor. Karaköy Kahvecisi bu metruk binaların tam ortasında ve binalara bitişik konumda. Dış cephesi metruk binalarla benzerlik gösteriyor. Ancak bina yenilenmiş. Bahçesinde ise kocaman bir çadırla kapalı alan oluşturulmuş. İçerisinde ağaçlar ve sobalar mevcut. Çadırlar ağaçların üzerinden geçirilmiş ve köpükle yapıştırılmış. İçeri girdiğiniz anda ilk olarak dikkatinizi sigara ve nargile içilmesi çekiyor. Bahçede oluşturulan kapalı alanın önüne ise ayrıca masa ile sandalyeler atılmış.
Esnaf, Karali’yi tanıyor
Bölgeyi bir kafe açmayı planlayan yurttaş olarak gezdik ve esnafın Tayfun Karali’yi yakından tanıdığını gözlemledik. Bir esnaf Karali’nin kafeye gelip gittiğini söyledi. Başka bir esnaf ise özetle şöyle konuştu:
“Abla orası yandaki binalar gibi metruktu. Papaz evi olarak geçiyor bu binalar. Bir kısmı kiliseye ait, bir kısmı da Vakıflar’a. Tayfun Abi orayı Vakıflar’dan 49 yıllığına kiraladı. İçine de 1 milyon lira harcayarak güzelce yaptı. Sonra da 15 bin liraya bu kafeye kiraladı. Kafenin kârına da ortak. Hatta şu ilerideki yeri de kiraladı. Oradaki bina da çöktü, onu da yapacak...”
Karali kardeşlere ulaşmaya çalıştık ancak telefonlarımıza yanıt vermediler.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/892682/Dayakci_abi_kiyagi..._Zabita_Daire_Baskani_Tayfun_Karali_nin__akceli_isleri__ortaya_cikti.html