Deprem Bölgesinde Salgın Hastalık Uyarısı

Deprem sadece afet bölgesini yok etmekle kalmaz, aynı zamanda afet bölgesine başka riskler de getirir. Uzmanlar, deprem sonrası ortaya çıkabilecek salgın hastalık risklerine karşı uyarıda bulunuyor. Kolera, tifo, paratifo, dizanteri, kuduz ve tetanoz konusunda yapabileceğimiz şeyler var. 

Tehlikeyi önlemek için önerilen 3 aşı hayatınızı kurtarabilir.

Yaşadığımız deprem, bu felaketi tüm yönleriyle karşılamamızı ve kısa sürede organize olmamızı gerektiriyor. 

Afetlerin hemen ardından hijyen azaldığında, temiz su kaynaklarına ulaşım zorlaştığında ve sabun kullanılmadığında uzmanlar virüs ve bakterilerin neden olduğu salgın hastalıklarla karşılaşmamızın kaçınılmaz olduğunu söylüyor. 

Bu noktada salgın hastalıklardan korunma yolları ve salgınlarla mücadele yöntemlerinin öngörülmesi büyük önem taşımaktadır.

Afet sonrası salgınlarda ortaya çıkabilecek en önemli hastalığın "kolera" olduğuna dikkat çekilirken, kolera salgınında özellikle çocuklarda ishal, kusma ve susuzluğa bağlı ölümlerin görülebileceği kaydedildi. 

Suriye'nin kuzeyindeki depremzede komşumuzda Eylül ayından bu yana görülen salgının özellikle çocukları etkilediği kaydediliyor. Yalova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı ve Rektör Yardımcısı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. kolera önleyici tedbirler alınmalı hale geldi. 

Daha fazla afet sonrası enfeksiyon bekleniyor; Tifo, paratifo ve dizanteri. Bunlar daha çok sanitasyon standartlarının düşük olduğu ve temiz suya ulaşılamayan bölgelerde ortaya çıkıyor” diye devam ediyor:

 “Ekim ayından itibaren üst solunum yollarından influenza, rinovirüs, RSV, adenovirüs ve koronavirüs olarak adlandırılan 5 virüs pandemisi virüsleri, ülkemizde yaygın olarak görülen ve bakteriyel streptokoklardır. Afet sonrası salgınlarda A bakterisinin (5 virüs 1 bakteri pandemisi) artması doğal kabul edilmektedir. 

Bu artış, afet sonrası toplu yaşam merkezlerine, toplu gıdaya, hijyen kurallarına ve temiz suya erişimin kısıtlandığı yerlerde görülebilir. Gerekli önlemler alındığı takdirde bu sorunlar kolayca aşılabilir.

Özellikle afet sonrasında ishalli hastalıklarda artış olduğu tespit edilmiştir. Bu artış daha çok “toksik ishal” olarak adlandırılan “rotavirüs ishali”, “adenovirüs ishali”, “dizanteri ishali” gibi vakalarda ortaya çıkmaktadır.

Birincil korunma yönteminin bol su ve sabunla el yıkamak olduğu belirtiliyor. Afet sonrası başta bebek ve çocuklar olmak üzere tüm canlılarda bit ve uyuz vakalarının görülebileceğini söyleyen Prof. Vakaların yayılması çevreyi engelliyor."

Afet sonrası salgın riski açısından Türkiye'de tetanoz, kuduz ve kızamık aşılarının ihmal edilmemesi gerektiğini kaydeden Arıca, "Son dönemde özellikle çocuklar arasında kızamık vakalarında Türkiye'nin kuzey bölgelerinde artış olduğunu biliyoruz.

Komşumuz olan Türkiye ve Suriye depremi yaşadı. Bu nedenle 12 aylıkken rutin olarak yapılması gereken kızamık aşısı, afet zamanlarında 9 aylık hatta 6 aylık çocukluk dönemine kadar ek doz olarak uygulanarak kızamık salgınlarının oluşması engellenebilir. 

Çocuklarda bununla birlikte, toprak, çimento ve demirden bulaşabilen tetanoz vakaları ölümcül olabileceğinden, enkazdan çıkarılan ve enkazla uğraşan gönüllü veya görevlilerin aşılanmaması durumunda son tetanoz aşısı 10 yıl oldu.

Şu anda herhangi bir kuduz salgını beklenmediğini söyleyen Prof. kuduz bulaşması. hastalık taşıyıcıları, özellikle köpekler; 

Yarasalar, tilkiler, rakunlar, çakallar, kediler ve fareler tarafından bulaşırken, insandan insana veya ölü bireylerden bulaşmaz. Kuduz hayvandan insana ısırma veya tırmalama yoluyla bulaşır.