Kahramanmaraş merkezli depremlerin yarattığı yıkım sonrası çevre illerde kiralara yapılan zamların ardından benzer bir fırsatçılık da binaların deprem dayanıklılık testlerinde yaşanıyor.
2023 Ocak itibarıyla işçilik maliyetlerindeki artışla birlikte yıllık bazda yüzde 5366 aralığında zamlanan bu testler, son depremden sonra yeniden zamlandı.
Sozcu.com.tr’ye konuşan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, “Normalde oturmuş bir fiyat vardı ve karot başına 500600 TL ücret alınıyordu. Bir binadan 20 karot alınsa 1012 bin TL idi. Depremden sonra bu fiyat 50 bin TL’ye kadar çıktı. Bu durum ne yazık ki battaniye fiyatlarından kira fiyatlarına kadar her sektörde var” dedi.
Tek sorun, fırsattan istifade fiyat artıranlar da değil…
Bu testleri normalde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan lisanslı firmalar yapabiliyorken son depremden sonra eline karot makinesi alanın bu testleri yaparak vatandaşı yanılttığı belirtiliyor.
“Su tesisatçıları bile hiltisinin ucuna taktığı aparatla gidip karot örneği alıyor” diyen Aksungur, “Bana göre bu durum, diğer illere kıyasla Adana’da daha çok. Çünkü depremden etkilenen Adana’da 12 bina yıkıldı, 42 ağır hasarlı bina var. Oysa ki orta hasarlı binalarda karot almanın mümkünatı yok. Dengesini yitirmiş binalar bunlar” değerlendirmesinde bulundu.
Sozcu.com.tr’ye konuşan Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan da Sungur ile benzer bir noktaya dikkat çekti:
“Şu anda maalesef her şey çok karıştı. Eline karot makinesi alan herkes yollara düşmüş vaziyette. Bu şekilde çok fazla şikâyet geliyor.”
Türkkan, “Son günlerde ‘birileri geldi, binayı gezdi ve rapor hazırladı’ şeklinde şikâyetler alıyoruz. Binanın sağlamlık raporu gözle görülerek tespit edilemez. Sosyal medyada yayılan mikrotromor sistemle binaların dışarıdan inceleme yapılarak sağlamlığının tespit edildiği söyleniyor. Bu kesinlikle doğru ve bilimsel değil” dedi.
Binaya girmeden bile çeşit ‘uydurma yöntemlerle’ risk raporu verildiğini gözlemlediklerini anlatan Türkkan, “Bunların bir geçerliliği yok. Birçok kötü niyetli insan böyle dönemlerde ortaya çıkıyor. Vatandaş inanmasın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın internet sitesinden yetkili firmalar ile laboratuvarlara ulaşsınlar. Güvenilir bir başka yer de İnşaat Mühendisleri Odası’nın internet sitesinde yer alan statik proje büroları” diye konuştu.
Türkkan ayrıca, dün Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamalarda da, güvenilir bir deprem dayanıklılık testi için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini anlatmıştı.
DEGÜDER verilerine göre, geçen sene bu aylarda 1213 bin TL’den başlayan deprem dayanıklılık testleri bu yıl ise 20 bin TL’den başlıyor.
Binanın kaç katlı olduğuna ve zemin etüdü olup olmadığına göre bu fiyat daha da artabiliyor.
Öte yandan bir diğer sorun ise, insanların riskli binalarda oturuyor olmasına rağmen bu testleri yapmaktan imtina etmesi…
Kiracılar, yapılan test sonucu riskli çıkan binanın 60 gün içinde yıkılması gerekeceği için test yapılmasını istemeyebiliyor ve başka bir binada tutacağı kiralık dairenin fiyatı çok daha yüksek olacağı için mevcut riskli binada oturmaya rıza gösteriyor.
Ev sahipleri ise, yapılan test sonucu binasının riskli çıkması durumunda evinin değeri düşeceği için bina dayanıklılık testini yapmayabiliyor.
“En çok karşılaştığımız sorunlardan biri bu” diyen Türkkan, “Test sonucu karşısına çıkacak manzara riskli ise, bu testi yapmaktan imtina ediyor vatandaş. Devletin kentsel dönüşüm için vatandaşa verdiği kira yardımı da 1500 TL ile sınırlı. Bu tutarın artırılması teşvik edici olacaktır” diye konuştu.
Peki kaç çeşit deprem dayanıklılık testi var ve süreç nasıl ilerliyor?
Sozcu.com.tr’ye konuşan Türkiye Yapı Denetim Şirketleri Birliği Genel Başkanı Tayfun Gücenmez, iki farklı test olduğunu, birincisinin, Riskli Yapı Tespit Yönetmeliğine bağlı olan test olduğunu; bu test sonucunda binanın riskliyse yıkıma gittiğini; diğerinin ise binanın genel deprem performansını öğrenmek ve binayı güçlendirmek için yapılan test olduğunu anlattı.
Bu testlere kiracıların değil kat maliklerinin başvuru yapabildiğini ifade eden Gücenmez, süreci şöyle özetlei:
“Apartmanda 100 daire de olsa, yetkili firmalara kat maliklerinden bir tanesinin başvurması yeterli oluyor.
Birtakım evraklar hazırlanıp karot testi alınıyor ve binada teşhisler yapıldıktan sonra dosya hazırlanıyor.
Bu dosya il müdürlüğüne sunuluyor. İl müdürlüğünün de dosyayı onaylamasının ardından riskli olan binanın yıkım prosedürü başlıyor.
Bu onayın ardından 60 gün içinde binanın yıkılması gerekiyor. Bu süreçte elektrik, su vs kesiliyor. Mevzuat bu sürece +30 gün daha ekler.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, 10 kenti yıkan Kahramanmaraş depremlerinin ardından İstanbul’da talep patlaması yaşanan ücretsiz hızlı bina taraması çalışmaları hakkında dün açıklamalarda bulunmuştu.
SÖZCÜ’den Özlem Güvemli’nin haberine göre Gökçe, “6 Şubat’taki depremden sonra internet sayfamız dakikada 10 bin kez tıklandı ve bir süre sayfamız çöktü. İstanbul haricinde yurtdışından, ülkemizin muhtelif kentlerinden binaların durumu tespiti için başvuru aldık. 3.5 yılda 29 bin 700 civarında başvuru almışken son 6 günde 40 bin 379 başvuru aldık. Bu sayı her dakikada artıyor. 3. 5 yılda ulaştığımız rakamdan çok daha fazlasına 6 günde ulaştık” dedi.
Sözcü