AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’li Meclis Başkanı Yıldırım’ın AKP’den belediye başkanlığı adaylığı için istifa etmesine gerek olmadığını belirtti. Erdoğan devamında ise ‘demokrasiden’ bahsetti. Hukukçu Günday ‘çürüme tepeden tırnağa’ diyor
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı için açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım’ın adaylık için istifa etmesine gerek olmadığını söyledi. Erdoğan, İstanbul adayının 29 Aralık’ta açıklanacağını da ifade etti. Erdoğan, MHP ile yapacakları iş birliğine dair de “İttifak yapacağımız iller büyük ölçüde netleşti” ifadesini kullandı.
Devletin imkanlarını fiili olarak her dönem kullanarak seçim çalışması yürüten Erdoğan ve AKP’nin bu uygulamaları sıkça eleştiri konusu yapılırken Yıldırım’la ilgili açıklaması bu seçim döneminde söz konusu meseleye ‘resmiyet’ kazandıracaklarını gösterdi. AKP ile Millet İttifakı’nda birleşen MHP Lideri Devlet Bahçeli de kısa süre önce Binali Yıldırım’ın istifa etmesine gerek olmadığını ifade etmişti. Üç büyükşehirde AKP’yi destekleyecek olan MHP’nin devlet imkanlarıyla parti çalışması yapılmasına yönelik desteği başta muhalefet olmak üzere birçok kesimce eleştiriliyor.
Söz konusu eleştiriye dayanak olan iki mesele öne çıkıyor. Bunlardan bir tanesi siyasi eleştiri diğeri ise hukuki eleştiri. Hem siyasi etik hem de hukuksal açıdan söz konusu kararın yansımalarının demokrasiye zarar vereceği dile getiriliyor.
Konunun ne anlama gelebileceğini idare hukukçusu Prof. Dr Metin Günday’a sorduk. Günday şunları söyledi: Tarafsız olması gereken ama partili bir Meclis Başkanı bir partiden aday olacak ve kamunun imkanını kullanmadan çalışma yürütecek. Bu mümkün mü, elbette değil. Bunu muhalefet de iktidar da dahil olmak üzere herkes biliyor. Daha önce yasal olmadığı bilindiği halde buna benzer birçok şeyle karşılaştık. Günday, bu konu sadece Meclis Başkanı ile sınırlı değil yukarıdan aşağıya etik olarak hukuki olarak bir çözülme çürüme hali var. Yani bu durum sadece istifa edip etmeme meselesi değil’ diye konuştu.
Günday şu tespitlerde bulundu: Anayasada hükümleri açık olan bir mesele var bunu söylemek lazım. Bir de geçenlerde Yüksek Seçim Kurulu bir karar aldı diyor ki özetle: Seçim yasaklarına Cumhurbaşkanı dahil olmayacak. Bu ne demek cumhurbaşkanı meydanlarda alanlarda cumhurbaşkanı sıfatıyla bir partinin seçim çalışmasını yürütecek. Biz şimdi devletin en üst kademesinde bulunan birisinin bu şekilde devletin imkanlarını kullanmadan adil bir çalışma yürüteceğinden nasıl emin olacağız. Ya da adil bir çalışma olacak mı. Olmayacak tabi ki! Şimdi tablo böyle olduğu zaman en üstten alta kadar bu çarpıklıklar devam ediyor. Meclis Başkanı’nın görevinden istifa etmeden görevini sürdürmesinin arka planında da bu var. Hukuki ve etik anlamda sakat bir durum var.
Muhalefet cephesinden de Yıldırım’ın istifa etmeyecek oluşuna tepkiler geldi. Partiler söz konusu tartışmalar MHP’li Bahçeli tarafından ortaya atıldığında hem Anayasadan hatırlatma yaparak hem de siyasi etik vurgusuyla söz konusu açıklamaları eleştirmişti. Erdoğan’ın dünkü açıklamalarına CHP CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek’ten tepki geldi. Erkek yaptığı açıklamada Anayasa’nın 94. maddesini hatrılattı. İlgili maddede ise şunlara yer veriliyor: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine, görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.
https://www.birgun.net/haberdetay/devletimkanlariylaakppropagandasi.html