Kamu yararına dedikleri sistem: Halkın cebinden tarikatlara...
Tarikatların bir kısmına ‘operasyonlar’ gerçekleştirilirken iktidara yakın duran onunla hareket eden cemaat ve tarikatlar ise adeta ihya ediliyor. Özellikle son yıllarda kamu kaynakları ve kamu kadroları adeta cemaatlerin emrine sunuldu. İktidar çevrelerinin dillendirmeye başladığı ‘yerli ve milli tarikatlara operasyon olmayacak ama diğerleri masada’ biçiminde yansıttıkları tablonun arkasında ciddi bir iktisadi yatırımı yer alıyor.
Yerli ve milli meselesi
Yerli ve milli denilen tarikatları 15 Temmuz sonrasında kamu kadrolarına yerleştirilenler oluşturuyor. Ancak mesele bu kadar basit değil. Tarikat ve cemaatler özellikle 2010 yılı sonrasında kamu kaynaklarını ciddi biçimde kullandı ve kullanmaya devam ediyor.
Türkiye’de iktidarla ilişki halindeki tarikatların hemen hepsinin vakıf ve dernekleri bulunuyor. Neredeyse her tarikatın farklı isimlerle hizmet veren 2 ila 3 tane derneği ya da vakfı bulunuyor. Bu dernek/vakıflar tarikatlar için örgütlenme alanı anlamına geliyor.
Bunun yanında ise tarikatlar için adeta ekonomik bir gelişim alanı. Peki bu nasıl oluyor? Denklem şöyle işliyor: Dernekler ve vakıflar kanunu çerçevesinde tarikatların derneklerine ve vakıflarına belirli muafiyetler getiriliyor. Tarikatların dernekleri bu şekilde ‘kamu yararına dernek statüsüne’ alınıyor. Vakıflar için de buna benzer bir işleyiş söz konusu. Tarikatlara ve cemaatlere ait vakıflar ‘vergi muafiyeti kapsamına alınan vakıflar’ biçiminde tanımlanarak devlete ödemeleri gereken vergilerden muaf tutuluyor. Aynı statüde olmayan dernek ve vakıfların ödediği vergilerin neredeyse birçoğunu bu tarikatlar ödemiyor. Herhangi bir izne tabi olmadan ‘yardım toplama’ hakkına sahip olabiliyor. Yine kamu kuruluşlarının belirledikleri miktarlarda söz konusu tarikatların derneklerine ve vakıflarına ‘yardım’ adı altına para aktarılabiliyor.
Bununla da sınırlı değil
Taşınmazlara ilişkin de önemli düzenlemeler yer alıyor. Tarikatların kamu yararı statüsüne alınan dernekleri, kamu arazilerini gerçek fiyatından çok daha ucuza ya da bedelsiz biçimde kullanabiliyor.
‘Yerli ve milli’ diye sunulan aralarında ismi çocuk tecavüzü ile gündeme gelenden ‘laik cumhuriyeti yıkıp şeriat devleti’ kurmayı amaçlayana kadar birçok tarikatın vakfı ile derneği kamu kaynaklarından bedelsiz biçimde yararlanabiliyor, vergiden muaf tutuluyor. Resmi veriler incelendiğinde İsmailağa Tarikatı, Süleymancılar, Menzilciler ve irili ufaklı tarikatlara ait birçok vakfın vergi muafiyetine tabi tutulduğu görülebiliyor.
***
Tarikatların listesi
VERGİDEN muaf olan dernek ve tarikatların Listesi ise şöyle:
»Beşir Derneği (Menzilciler)
»Bayrampaşa Yeşil Cami Vakfı (İsmailağa Cemaati)
»İsmailağa Vakfı (İsmailağa Cemaati)
»İsmailağa Cami ve İlim Vakfı (İsmailağa Cemaati)
»İhlas Vakfı (Işıkçılar grubunun)
»İnsan Vakfı (Süleymancılar)
»Hulusi Efendi Vakfı (Nakşibendi Şeyhi Osman Hulusi Efendi tarikatı)
Tarihsel olarak İslami kesimlerin simge kabul ettiği ABD desteği ile bilinen gruplar ise şöyle:
»Birlik Vakfı (İsmail Kahraman, Recep Tayyip Erdoğan gibi isimlerin kurucusu olduğu vakıf)
»Ensar Vakfı (AKP’li kimliği ile bilinen çocuk tecavüzü iddialarıyla gündeme gelen İslamcı vakıf)
»İlim Yayma Cemiyeti (Türkiye’de ABD desteği ile solculara saldırması ile simgeleşen İslami dernek)
»İHH (İslamcı grupların içerisinde yopun biçimde yer aldığı uluslararası cihatçı gruplarla bağı olan vakıf
Şeriatı savunduğunu açık biçimde dile getiren tarikat ve cemaat ilişkileri bulunan diğer gruplar ise şöyle:
»Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı
»İhsan Arslan Vakfı
»Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı
»İstanbul İlim ve Kültür Vakfı
»Nun Eğitim ve Kültür Vakfı
»Suffa Vakfı
»Ankara Hamiyet ve İrfan Vakfı
»Şefkat Vakfı
»Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı
https://www.birgun.net/haberdetay/kamuyararinadediklerisistemhalkincebindentarikatlara223644.html