Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yalnızca Ankara’daki merkez teşkilatı personeli için anlaşma sağlanan servis araçları için yapacağı ödeme belli oldu. 2022 yılında 7,8 milyon TL’lik anlaşma yapan idare, 2023 yılı servis işi için aynı şirketle dört kat fiyata el sıkıştı. Diyanet İşleri Başkanlığı 22 Aralık’ta, “Personel Taşıma” başlıklı ihale düzenledi. Diyanet İşleri Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü koordinesinde gerçekleştirilen ihaleye dört şirket teklif verdi. Tekliflerden ikisini çeşitli gerekçelerle geçersiz kılan Diyanet, teklif sayısını ikiye düşürdü.
2023’TE 4 KAT ARTTI
Birgün Gazetesi’nden Mustafa Bildircin’in haberine göre, Teklifler üzerinde yapılan değerlendirmenin ardından 2 Ocak’ta Kaya Seyahat Turizm isimli şirket ile 27 milyon 876 bin TL’lik sözleşme imzalandı. İhale kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Ankara Bilkent Kavşağı’ndaki merkez binasının personeline servis hizmeti sağlanacağı belirtildi. İhale kapsamında toplam 65 midibüs, minibüs ve otobüs kullanılacağı bildirildi.
Diyanet’in 2022 yılında 63 midibüs, minibüs ve otobüs ile aldığı personel taşıma hizmeti için 7,8 milyon TL ödedi. Böylelikle Diyanet'in personel taşıma için ödediği para 2022 yılına göre 2023 yılında dört kat arttı.
FETÖ BAĞLANTISI İDDİASI
Diyanet’in dev ihalesini kazanan şirket hakkında daha önce alınan, “ihaleden men” kararı bulunuyor. 2017 yılında Türkiye Adalet Akademisi’nin personel servisi ihalesine giren şirketin ihaleden men gerekçesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın şu görüşüne dayandırılıyor:
“Kaya Seyahat Turizm Şirketi’ne, Ş.D. Turizm Oto. Nak. Taah. Tic. Ltd. Şti. tarafından 20132016 döneminde yaklaşık 19 milyon TL havale gönderildiği, 20142016 döneminde 9 işlemde 673 bin 689 TL EFT gönderildiği görülmüştür. İki şirket arasında kurucular arasındaki kişilerin babaoğuleş oldukları, para transferleri ile de hukuki fiili ve ekonomik bağlantılarının bulunduğu dosyaya gelen bilgi ve belgelere göre Ş.D. Turizm Oto. Nak. Taah. Tic. Ltd. Şti’nin FETÖ/PDY örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu hususunda yeterli delil bulunduğu anlaşılmıştır.”