Home
09 Kasım 2018 ( 111 izlenme )
Reklamlar

Diyanet, kurucusuna bir Fatiha'yı çok gördü! Atatürk yine yok!

Cuma hutbesinde Atatürk yine yok!

Diyanet İşleri Başkanlığı, kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e bir Fatiha’yı yine çok gördü. Bugünkü cuma hutbesinde 10 Kasım’da ölümsüzlüğe uğurlanan Atatürk, geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine yok sayıldı.Diyanet'in bu tutumu "Kasten mi Atatürk'ü görmezden geliyorlar?" sorusuna neden oldu.


Cuma namazının bu haftaki hutbesi için Diyanet “Sağlık: Dünyalara değer nimet” başlığını seçti. Atatürk'ün ölümsüzlüğe intikal ettiği 10 Kasım, geçtiğimiz yıl da cuma gününe denk gelmiş, buna rağmen hutbelerde yine Atatürk yer almamıştı. Geçtiğimiz hafta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yıldönümünde de benzer bir durum yaşanmış, Diyanet ne cumhuriyetten ne de zafer bayramından tek kelime bahsetmemişti.

FOTO: AA  Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğunda 2 yıldır Fatih Erbaş oturuyor.

FOTO: AA – Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğunda 2 yıldır Fatih Erbaş oturuyor.

İşte bugünkü cuma hutbesi:

Sağlık: Dünyalara değer nimet!

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum âyeti kerimede Hz. İbrahim, Yüce Rabbimizi şöyle tanıtmaktadır: “O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. O, beni yediren ve içirendir. Hastalandığımda bana şifa veren O'dur. Beni öldürecek ve sonra diriltecek olan da O'dur.”

Okuduğum hadisi şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Sizden kim huzuru yerinde, bedeni sağlıklı ve günlük yiyeceği de yanında olarak güne başlarsa, sanki dünyalar ona bağışlanmış gibidir.”
Aziz Müminler!

Rahmet kaynağı olan dinimiz, bizleri bir taraftan Allah'ın koyduğu sınırlara riayet etmeye davet ederken, diğer taraftan da sağlıklı bireyler olmamız ve huzurlu bir toplum oluşturmamız için evrensel ilkeler belirler. Müminler için vazgeçilmez olan bu ilkelerin başında, canın muhafazası gelir. Zira Allah Teâlâ'nın insana emaneti olan can, imtihan dünyasına açılan kapımızdır. Hayır da şer de ancak can bedende iken elde edilir. İnanmak ve yaratılış gayemize uygun salih ameller işlemek ancak ruh ve beden sağlığımızla mümkündür.

Kıymetli Müminler!

Yaşamak, insan olmanın şerefini ve sorumluluğunu tatmak, dünyayı imar edecek akla ve iradeye sahip olmak eşsiz bir nimettir. İyi işler yaparak ardında güzel eserler bırakmak ise sağlıklı olmayı gerektirir. Ancak ne hazindir ki, Allah'ın lütfettiği canın ve sağlığın kıymetini çoğu kez bilemeyiz. Zararlı alışkanlıklarla, ihmal ve israfla bu hazineyi heba ederiz. Sağlıklı bir nefesin, sıhhatli bir bedenin, huzurlu bir kalbin değerini iş işten geçtikten sonra anlarız. Bu sebepledir ki, Allah Resûlü (s.a.s) bizi şöyle uyarır: “İki nimet vardır ki, insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.”
Değerli Müslümanlar!
Sağlığının kıymetini bilen insan, kendini maddi ve manevi her türlü zarardan koruduğu gibi, hastalanınca tedavi olmaya da özen gösterir. Yüce Allah'ın “Şâfi” ismine sığınarak tedavi yolları aramak ve can emanetinin hakkını vermek hepimizin mesuliyetidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Tedavi olunuz. Çünkü Allah yarattığı her hastalığın mutlaka şifasını da yaratmıştır”  buyurarak şifadan ümit kesmemeyi tavsiye etmiştir.
Muhterem Müminler!
Erdemli ve insaflı bir mümine yakışan, kendi sağlığı kadar çevresinin sağlığını da korumak, şifa bekleyen kardeşleriyle ilgilenmek, tedavileri için elinden gelen gayreti göstermektir. Hasta ziyaretine, hasta için dua ve manevi desteğe büyük önem veren Allah Resûlü (s.a.s) “Kim bir Müslüman'ın sıkıntısını giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir”  buyurur. Günümüzde farklı sebeplerle sağlığını kaybeden, tedavi yolları tükenen pek çok hasta ve yakını, hasretle ve ümitle organ nakli beklemektedir. Allah'ın takdir ettiği an gelip fâni dünyadan göç ederken, hiçbir maddi karşılığı olmaksızın organlarını şifa bekleyen bir kardeşine emanet etmek, insanî ve ahlâkî bir davranıştır. Zira dinimizde esas olan, insanı yaşatmak, hayatı korumak ve umuda destek olmaktır.
Muhterem Müslümanlar!
O halde, sağlıklı geçen her dakikanın paha biçilmez bir nimet olduğunu unutmayalım. Genç, dinç ve sağlıklı olduğumuz günleri iyi değerlendirelim. Helâl ve temiz gıda ile beslenmeye dikkat edelim. Sağlığımızı tehdit eden ve dinimizce de yasaklanan zararlı maddelerden uzak duralım. Peygamberimizin şu tavsiyesini can kulağıyla dinleyelim: “Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini bil. İhtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının, fakirliğinden önce zenginliğinin, meşguliyetinden önce boş vaktinin ve ölümünden önce hayatının.”

https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/cumahutbesindeataturkyineyok2728012/?fbclid=IwAR13oFRoissPeMdZlKA6NRs7anR_t90pXwaggCmjM_UlUgkB9gz7oKySI

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

AKP kurucusu Ayşe Böhürler’e göre ‘her Türk vatandaşının buzluğu ve kileri dolu!’ AKP'deki seçim korkusu dışa vurdu! Dua etmeye başladılar! Anadolu Farm'ın kurucusu tutuklandı! TÜRGEV'e büyük darbe! İBB'yi kaybettiler, yurtlar kapanıyor