Diyanet yine Atatürk'ü görmezden geldi. Cuma hutbesinde Çanakkale zaferinin 108'nci yıldönümü idrak edilirken Mustafa Kemal Atatürk'ün ismi dahi geçmedi.
Diyanet'in sitesinde yayımlanan hutbede, “Yarın Çanakkale zaferimizin 108. yıldönümünü idrak edeceğiz inşallah. Bundan bir asır önce kahraman ecdadımız, bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykırdı. İslâm’ın izzet ve şerefini, Müslümanların haysiyet ve onurunu müdafaa etti. Mabetlerimize namahrem eli değdirtmedi. Şehadetleri dinimizin temeli olan ezanlarımızın susturulmasına müsaade etmedi. Onlar, imanlarıyla, cesaretleriyle, fedakârlıklarıyla, Allah’ın inayet ve yardımıyla büyük bir zafer kazandılar. Bugün bize düşen Çanakkale ruhunu her daim canlı tutmak ve gelecek nesillerimize de aktarmaktır. Bu vesileyle başta Çanakkale şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimize, ebedi âleme göç eden gazilerimize Yüce Rabbimizden rahmet niyaz ediyorum. Afetlerde vefat eden kardeşlerimize ve ahirete irtihal etmiş bütün geçmişlerimize Yüce Mevla’mızdan merhamet diliyorum” denildi.
Hutbenin tam metni şöyle:
“Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayeti kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olan Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçlu geçirsin.”
Okuduğum hadisi şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Kim inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.”
Aziz Müminler!
Huzur ve bereketin müjdecisi, sonsuz ikramların habercisi Ramazanı şerifin manevi iklimine giriyoruz. Önümüzdeki Çarşambayı Perşembeye bağlayan gece, ilk teravih namazlarımızı kılacağız inşallah. Ardından sahura kalkıp ilk oruçlarımıza niyet edeceğiz inşallah. Bizleri bu müstesna zaman dilimine ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdü senâ, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salât ve selam olsun.
Kıymetli Müslümanlar!
Yaşadığımız afetle mahzun olan gönüllerimiz, bu ayın bereketiyle esenliğe kavuşacak. Ramazanın diriltici soluğu bizlere bir bahar serinliği bahşedecek. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in günahlardan âzâd olma müjdesi, istikbalimize dair umutlarımızı yeniden yeşertecek. Bu şuur ve inançla diyoruz ki; Ey şehri Kur’an hoş geldin! Ey şehri sıyâm hoş geldin! Ey şehri rahmet ve ğufrân hoş geldin! Ey şehri Ramazan hoş geldin!
Muhterem Müminler!
Ayların sultanı Ramazan, hidayet rehberimiz olan Kur’anı Mübin’in nazil olduğu aydır. Yüce Mevla’mızın bize en büyük rahmeti olan Kur’an’la daha çok hemhal olacağız inşallah bu mübarek ayda. Okunan mukabelelerle Kur’an aşkımız ve şuurumuz pekişecek. Kur’anı Kerim’in manasıyla hayatımızı yeniden inşa edeceğiz. Kalplerimizi ve zihinlerimizi onunla daha çok mamur kılacağız inşallah.
Aziz Müslümanlar!
Ramazan, bizi takvaya ulaştıran oruç ayıdır. Oruç ibadeti ki, nice derin anlamlar, nice hikmetler taşır. Yemeiçmeden ve nefsani isteklerden uzak kalmak, orucun görünen yüzüdür. Hakkıyla tutulan oruçla nefsimizi terbiye eder, ruhumuzu arındırırız. Şuurla tutulan oruçla sabrı kuşanır, irademizi eğitiriz. Elimizi, dilimizi, gözümüzü, kalbimizi, zihnimizi hâsılı bütün varlığımızı haram ve günahlardan uzak tutma kararlılığımızı gösteririz.
ıymetli Müminler!
Ramazan, birlik, beraberlik, paylaşma ve dayanışma ayıdır. Omuz omuza kılacağımız namazlarla daralan ruhlarımız feraha kavuşur. Dillerimizden dökülen, camilerimizin kubbelerinde yankılanan tekbirler ve salavatlarla gönüllerimiz huzur bulur. Zekât ve fitrelerimizle, infak ve sadakalarımızla nice kardeşlik köprüleri kurulur. Yoksulların, muhtaçların, gariplerin ve kimsesizlerin yüzü güler.
Aziz Kardeşlerim!
Hayatımızı gözden geçirmek, geçmişin muhasebesini yapmak, Rabbimize ve çevremize karşı sorumluluklarımızı hatırlamak için Ramazanı şerifi eşsiz bir nimet, emsalsiz bir imkân bilelim. Açalım kapılarımızı bu rahmet, bereket ve mağfiret mevsimine. Ardına kadar açalım gönüllerimizi, Rabbimizin davetine. Açalım ki O’nun affıyla ağarsın yüzlerimiz. Rahmân’ın gönderdiği aziz misafiri, ona layık bir şekilde ağırlayalım. Şehri Ramazanı kendimizden razı ederek, Cenâbı Hakkın rızasına nail olalım. Ve nihayet, Rabbimizin mümin kullarına vadettiği cennet bahçelerinde, ebedi bayram sevincine kavuşalım.
Kardeşlerim!
Yarın Çanakkale zaferimizin 108. yıldönümünü idrak edeceğiz inşallah. Bundan bir asır önce kahraman ecdadımız, bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykırdı. İslâm’ın izzet ve şerefini, Müslümanların haysiyet ve onurunu müdafaa etti. Mabetlerimize namahrem eli değdirtmedi. Şehadetleri dinimizin temeli olan ezanlarımızın susturulmasına müsaade etmedi. Onlar, imanlarıyla, cesaretleriyle, fedakârlıklarıyla, Allah’ın inayet ve yardımıyla büyük bir zafer kazandılar. Bugün bize düşen Çanakkale ruhunu her daim canlı tutmak ve gelecek nesillerimize de aktarmaktır. Bu vesileyle başta Çanakkale şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimize, ebedi âleme göç eden gazilerimize Yüce Rabbimizden rahmet niyaz ediyorum. Afetlerde vefat eden kardeşlerimize ve ahirete irtihal etmiş bütün geçmişlerimize Yüce Mevla’mızdan merhamet diliyorum.”
Yeniçağ