Küresel piyasalarda riskten kaçış dün itibarıyla yavaşlarken piyasalarda bugün başlayacak ve yarın sonuçları açıklanacak Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararı bekleniyor.
TCMB’nin yükselen enflasyona rağmen politika faizinde bir artışı bu ay da tercih etmeyeceğine ilişkin edişeler TL’de satış baskısı getirirken piyasalarda AB ile ilişkiler de yakından takip ediliyor.
Küresel ekonomik toparlanma üzerindeki baskılar yatırımcıları tedirgin ederken ABD’de enflasyonun gerileyeceğine yönelik beklentiler doların son iki ayın en yüksek seviyelerini görmesini sağladı.
TCMB’nin bu hafta gerçekleştireceği faiz kararının TL’nin seyri açısından belirleyici olacağı öngörülüyor. Reuters’ın 17 kurumun tahminleriyle yaptığı ankette medyan beklentisi TCMB’nin politika faizini %8.25’te sabit tutacağına işaret ediyor. 17 katılımcıdan 14’ü ise politika faizinin sabit tutulacağını öngörüyor.
TCMB’nin politika faizlerini sabit tutmasına karşın sıkılaştırma adımlarını fonlama kompozisyonunu farklılaştırarak devam etmesi bekleniyor. TCMB’nin piyasaya sağladığı ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti 16 Temmuz’da politika faizinin 90 baz puan altına yani %7.34’e kadar gerilemişti. TCMB PPK’da faizleri sabit tutmasına karşın likidite sıkılaştırma adımlarıyla fonlama maliyetini %10.61’e kadar çıkardı.
Reuters anketinde TCMB’nin ortalama fonlama maliyetinin ay sonundaki seviyesine ilişkin 12 katılımcının tahminlerin medyanı ise %10.70 seviyesinde. Tahminler ise %10.50 ila %12.25 arasında değişiyor. PPK’nın haftanın en önemli gündem maddesi olarak görülmesinin nedeni TL’de yeni ve kuvvetli değer kayıpları getirebileceği endişesi.
Mevcut enflasyonun ve ileri dönük enflasyon beklentilerinin de altında kalan para politikası sıkılığının, başta lokaller olmak üzere dövize yeni bir yönelim getirip getirmeyeceği izleniyor. Yabancılar ise hızı yavaşlasa da Türkiye yatırımlarını azaltma eğilimlerini aralıksız sürdürüyorlar.
Yılbaşından bu yana bakıldığında geçen 12 Eylül itibarıyla hisse ve tahvil/bono piyasasından yabancı çıkışları yaklaşık 13.5 milyar dolar seviyesinde. Lokallerin altın dahil döviz mevduatları ise 218.7 milyar dolar ile yeni tarihi zirvede.
Institute of International Finance (IIF) dün yayımladığı bir raporda, “Exante reel faizi anlamlı bir şekilde pozitife çıkaracak daha kuvvetli bir sıkılaştırma, piyasa modunu ve TL cinsi yatırım araçlarına yönelik risk iştahını geliştirmeye katkı sağlayabilir. Bu sadece yurtdışı yerleşiklerin net portföy girişlerini tetiklemekle kalmaz ayrıca yerleşiklerin de yılın kalanında döviz alımlarını sınırlayabilir” görüşüne yer verildi.
Siyasetin politika faizi artışlarına sıcak bakmaması ve geçmişte faiz nedeniyle TCMB’de başkan değişikliği yaşanmış olması nedeniyle, bankanın daha fazla sıkılaştırma için faiz koridorunun üst bandında bir artış yapabileceği piyasadaki beklentiler arasında. Reuters anketinde ise bu konuda bir medyan beklentisi oluşmadı. Ancak piyasalarda bu TL’deki değer kaybını azaltabileceği için politika faizi artırmadan sıkılaştırmayı belirginleştirebilecek bir ihtimal olarak görülüyor.
TCMB bir süredir politika faizinden fonlama yapmıyor. Sıkılaştırmanın üst sınırında ise geç likidite penceresi faizi belirleyici rol oynuyor. %11.25 seviyesindeki geç likidite penceresi depo ve repo piyasasında kullanım ise belirginleşiyor. GLP’de dün depo ve repo olarak toplam 17.3 milyar TL kullanım gerçekleşti. TCMB’nin toplam fonlaması yaklaşık 250 milyar TL oldu.
TCMB’nin GLP’de bir artış için 2018 yılı Mayıs ayında gerçekleştirdiği sadeleşme olarak bilinen para politikası operasyonel çerçevesinde yeniden değişikliğe gitmesi gerekiyor.
Öte yandan ekonomi yönetiminin rekabetçi TL söylemi, TL’deki değer kayıplarına bir ölçüde tolere edebileceğini gösteriyor. TL’de değer kayıplarına ne kadar tolere edilebileceği ve bu sürecin TCMB rezervlerine etkisi ise piyasada endişe yaratan konuların başında yer alıyor.
Piyasalarda Yunanistan ve Avrupa Birliği ile Akdeniz’deki gerilim de yakından izlenen gelişmeler arasında yerini koruyor. (REUTERS)