Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci NTV canlı yayınında konuştu. İşte Bakan Zeybekci’nin açıklamalarından satırbaşları:
İlk çeyrekteki büyüme performansımız 2018 yılındaki yüzde 30 civarındaki miktar gelir artışı 2018 yılındaki büyüme rakamlarıyla ilgili ihracat yine aynı şekilde bunu destekleyecek. Bu bir alın teri. Türk ekonomisinin bir performansı bu.
Türk parasının yabancı paralar karşısındaki değer kaybı realite. Türkiye'de bunun tabanı var mı? 210 milyar dolar kısa vade yükümlülük. 280 milyar doların üzerinde varlık var. 1 yıl içindeki mükellefiyetlerimiz için sıkıntımız yok. Türkiye'de bunun mazeretleri çoğaltılabilir. Siyasetteki söylemlerin spekülatif amaçlı sebepler amaçlı olabilir. Bütün bunların olduğu bir ortamda Türk Lirası'nın değer kaybını reel makro ekonomik bir sebebe bağlamak mümkün değil. Küçümsemek değil bu. Dalga boyunun da tehlikeli bir boyutu var.
Para politikalarıyla ilgili tüm bilgileri elinde olan kurumlarımızın elinde yetkileri var. Yetki demek sorumluluk da demek. Reel sektör anlamında dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemi Türkiye'de ise… Teknoloji transferi ise bu alanda para politikalarıyla ilgili ilgili kurumlar yetkilerini kullanmaktadır. Reel sektör anlamında bu alın terinin heba edilmemesi anlamında gereklidir. Yetkisi olanların kendi sorumluluk alanlarında yetkilerini kullanmalarının gerekliliğine inanıyorum.
Yapılması gerekenlerin yapılması gerektiğinin altını çiziyorum. Konuyu Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a götürmek büyük haksızlıktır. Ekonomi Bakanı olarak sorumluluk olarak bir eksikliğim varsa sorumluluğum bana ait olmalı. İlgili kurumlar cumhurbaşkanımızı başbakanımızı dahil etmeden Türkiye'nin bunu kolay bir şekilde aşacağına inanıyorum. Para politikalarının gereklerini cesaretle yapmamız lazım. Türk parasının değer kaybına müsaade etmeyeceğimizi adımlarla göstermemiz lazım. Bunu da ilgili arkadaşlarımızın yetki alanlarında olduğu için tüm kalbimizle destekliyoruz.
Kurla ilgili değişmeyen sözümüz şu, doğru kuru sağlıklı şartlar altında piyasa belirler henüz daha kalıcı hasar oluşmadı.
Seçim kararının belirsizliğin ortadan kalkmasıyla ilgili bunu destekleyen ilk kişi bendim. Belirsizliğin kalkması ekonomi için iyidir. Reel sektördür gerçek riski alan. Kamu sektörünün tuzu kurudur. Özel sektörün de reel sektörün de en çok uzak kalmak istediği şey öngörülemezliktir. Seçimlerle ilgili söz de macunun tüpten çıkması gibi bir şeydi. Biz bunları bekliyorduk. Para politikalarının gerekleri cesaretle atılmalı.
Allah aşkına şu 10 seneye bakın. AB'nin tamamından daha fazla istihdam yaptık. İhracatta geçen sene bu dönemlerde 146 milyar dolar. İhracatta 162.5 milyar doları geçeceğiz. Türkiye büyümeli.
Türkiye'nin demir çelik ve alüminyum ihracatı 1 milyar dolar, bizim onlardan 1.360 civarında, eksi veriyoruz. Bu fazlayı dikkate almadan 11'e 8.5 gibi bir durum var. Kendilerine açık bir şekilde bu kararı aldıkları anda belirttik gerek sözlü gerek yazılı. Sayın Başbakan Yardımcımız'a dosya olarak verdik görüştü onlarla, bakan yardımı da gönderdim. Türkiye için sert bir adım yok ama, bizim taleplerimize biraz şey alıyor, Çin'le olan ticaret farklı, Japonya farklı biz 7. Sıradayız .
Benim paramın kullanılmamasını isteme hakkı vardır ABD'nin ambargoyla ilgili bunların netleşmesi lazım, biz İran ile ticaret yapmaya devam edeceğiz. Yasaklanan alanlarda dikkatimizi maksimum seviyede tutacağız.
5 bakanın olmamasını ve bu 5'inin de ekonomi civarında olması değişik yorumlanıyor görüyorum. 5'imizin de birbirimizden haberi yok. 2002 yılında Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı 1070 çalışanımızın olduğu işlerimizi yapıyorduk o zaman, 2002 yılında cumhurbaşkanımızın milletvekilliği için bir ısrarlı teklifi oldu. Bizim Denizli'den ayrılmamız, çocuklarım küçüktü tek başımıza ortaklarımızla yaptığımız bir işti. Bugünkü değerler 20 milyon dolarlık yatırımın ortasındaydık müsaade istedik o zaman. Sen madem ayrılamıyorsun Denizli'den Denizli'de olacaksın diye emretme talimatları oldu 2004'te hayır demedik. Sayın Cumhurbaşkanı Beleyide Başkanı görevini sonlandırmamızı istedi 2011'de sormadım neden diye. Başüstüne dedik, ondan sonra takdirlerle Meclis'te komisyon başkanlığımız oldu. Sonra bir gün dediler ki ekonomi bakanısın başımız üstüne dedik. 24 Kasım 2015'te bakanlığın bitti dediler, tabi dedik. Ben nerede lazımsam musluğun başında veya su taşıyan neredeysem bu can bu tende olduğu sürece bu millete hizmet edeceğiz. İlla siyaseten hizmet etmek demek değildir bu, ihracatçı olarak da başarılıydık. Takdir sayın cumhurbaşkanımızındır. Neye layık görürse tamam deriz işimize bakarız.
https://www.sozcu.com.tr/2018/ekonomi/ekonomibakanizeybekcikonusuyor2425170/