Reuters haber ajansında bugün yayımlanan "Türkiye'de ekonomi politikalarının yükünü kaldıramayan emeklilerin sorusu: Yaşamak sadece nefes almak mı" başlığıyla yayımlanan haberde emeklilerin ekonomik şartlarına dikkat çekilerek şu ifadeler yer aldı:
Türkiye'nin politika değişikliği ile yüksek enflasyona karşı verdiği savaş, geçmişteki ekonomi politikası hatalarının bedelini en çok da emeklilere ödetirken; yoksulluk sınırının üç kat altında geliri olan 73 yaşındaki Fettah Deniz, çocuklarının yardımı olmadan hayatta kalamayacağını söylüyor.
Deniz'e göre, "Bu da aslında tam olarak yaşamak değil."
Türkiye'de 2023 seçimlerine kadar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "faiz karşıtı" tutumunu destekleyen para politikasıyla artan enflasyonu dize getirmek, seçim sonrası yeniden ekonominin dümenine geçen ve kredibilitesi yüksek Mehmet Şimşek ile yeni Merkez Bankası yönetimine kaldı.
Şimşek liderliğindeki yeni yönetim uluslararası kabul gören para politikasına geçerek enflasyonu düşürmek için politika faizini yukarı çekti ve başta kredi koşulları olmak üzere, tüketimi yavaşlatma planı uygulamaya başladı. Halka enflasyon düşene kadar sabırlı olma ve popülist politikaların uygulanmayacağı mesajı verilirken, sonuç olarak asgari ücret ve emekli aylığı ile geçinmek zorunda olan kesim daha da dibe gitti.
"Çoğu emekliye çocukları destek oluyor ama vücudumuzdan taviz veriyoruz, psikolojimizden taviz veriyoruz" diyen ve aynı zamanda emekli hakları için faaliyet gösteren İstanbul Bayrampaşa'daki Türkiye Emekliler Derneği'nde emeklileri temsil eden Fettah Deniz, torununu bayramda sokakta görünce harçlık vermemek için saklanmasını, "toplumun çoğu öyle; onurlu, haysiyetli, gelenek ve göreneklerine bağlı insanların sıkıntısı" diye özetliyor.
Türkiye'nin en büyük sendikalarından biri olan DİSK tarafından 2024 Mart sonunda yayınlanan ve 2023 sonu verilerine dayanan bir araştırmaya göre, Türkiye'de ortalama emekli aylığı merkez Avrupa ülkelerinin altıda biri. Rapora göre, ortalama emekli aylığı İspanya'da 1,417, Fransa’da 1,485, Almanya’da 1,552, İtalya’da 1,582, Belçika’da 1,717, Hollanda’da ise 2,003 euro iken Türkiye'de 237 euro.
Resmi olmayan ancak uzmanların hesapladığı veriye göre, 2024 yılı ortalama emekli aylığı 12,000 lira (330 euro) seviyesinde.
Araştırmaya göre Türkiye'de ortalama emekli aylığı 2012 ve 2021 yılları arasında yüzde 33.6 azalmış durumda.
Bu hafta içinde TBMM'ye sunulan kanun teklifi ile mevcut durumda 10,000 TL olan en düşük emekli maaşı 12 bin 500 TL'ye yükseltilecek.
Uzmanların hesaplamalarına göre, söz konusu artışın ardından Türkiye'de ortalama emekli aylığı 14 bin lira seviyesine yükselecek.
Türkiye'de 16 milyon emekli bulunurken, emekli aylıklarına 6 ay için yapılacak olan zam oranı 3 Temmuz'da açıklanan enflasyon oranı ile belli olmuştu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 6 aylık enflasyon yüzde 24,73 oldu. Ancak bu artış oranı Avrupa ülkelerinin çok altında olan emekli maaşları için düşük kaldı.
Çalışma ekonomisi alanında uzman ekonomist Prof. Aziz Çelik, Türkiye'deki emeklilik koşullarının giderek zorlaştığını, emekli maaşlarının 17,000 lira olan asgari ücretin altına düşmesine yol açtığını söyledi.
Gelecekte de emekli yoksulluğunun ekonomi politikası ile birlikte artacağını ve bunun üzerinde ciddi bir düzeltme beklemeyi gerektireceğini belirten Çelik, "Emekliler niçin sorumlu olmadıkları bir şeyin yani enflasyonun faturasını çekmeye ve fedakarlık yapmaya zorlanıyorlar" dedi.
Türkİş'in Haziran ayı yoksulluk ve açlık sınırı raporuna göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 61 bin 820 lira (yaklaşık 1766 euro). Yani ortalama 300 euro olan emekli maaşı yoksulluk sınırının çok altında.
69 yaşındaki emekli Mustafa Yalçın da, "Çocuklarım mecburen destek oluyor... Ekonomik güçleri olmasa destek vermeyecekler... İçkimiz yok, kumarımız yok, özel hiçbir şeyimiz yok. Hatta biraz cimriyim. Cimrilik ekonomiden geliyor tabii. Aldığımız parayı programlamak zorundayım" diye içinde bulunduğu durumu özetliyor.
Yalçın en son birkaç hafta önce Gaziantep'e gittiğinde otele 1500 lira vermek yerine hastanenin acilinde sabahlamış:
"Gittim hastanenin aciline orada bekledim. Sabaha kadar bekledim. Soranlara da amcaoğlunda kaldım dedim."
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, aile içi yardımlaşmanın geçmişte yoksulluk karşısında bir işlevi olabildiğini ancak günümüzde bunun çok etkili olmadığını söyledi:
"Yoksulluk geçmişte işsizlikle veya geçim kaynağı olmaması ile özdeşleşen bir olgu idi. Bugün ise çalışan yoksulluğu ve emekli yoksulluğu diye bir gerçekle karşı karşıyayız."
Çerkezoğlu çalışanların da yarısından fazlasının asgari ücret ve civarında ücretle yaşadığını belirterek, "Emekli olan aile büyükleriyle dayanışmaları çok da mümkün görünmemekte" dedi.
Çalışanların giderek kendini yoksul hissetmesinin bir örneği, İstanbul'da özel bir şirkette beş yıldır çalışan ve yaklaşık 50 bin lira alan (1400 euro) 28 yaşındaki Şilan.
Şilan yaşadığı sıkıntıyı şu sözlerle ifade ediyor:
"Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde aldığın maaşla yetinmenin imkanı yok. Hatta yapılacak maaş zamlarının oranı bile artık beni kurtarmıyor... Aslında her ay daha da zorlaşıyor bu süreç. Bazen şehir dışına taşınmak gibi planlar yapıyorum ama taşınmak bile çok pahalı. O nedenle kapana kısılmış hissediyorum."
"Hak ettiğimizi düşündüğümüz hayatı yaşamamız mümkün değil" diyen Şilan'a minimum ihtiyaçları karşılayabildiği bir hayat da hayat gibi gelmiyor.
2024 itibarıyla Türkiye'de Hazine katkısıyla en düşük 10 bin TL olan emekli aylıkları asgari ücretin yüzde 41 altında. TBMM'ye sunulan kanun teklifinin yasalaşması sonrası 12 bin 500 liraya yükselecek olan en düşük emekli maaşı, söz konusu artışa rağmen asgari ücretin hala %26 altında kalacak.
DİSK'ten Çerkezoğlu'nun verdiği bilgiye göre, 2002’de ise ortalama emekli aylığı asgari ücretin yüzde 40 üzerindeydi.
TCMB'nin sıkılaşma politikası sonrası artan kredi faizleri büyük bir kesimi bu maliyeti karşılayamaz hale getirse de, yıllık yüzde 60'ın üstüne kadar çıkan mevduat faizleri TL birikimi olanlar için iştah kabartıyor.
Soyadının kullanılmasını istemeyen 64 yaşındaki ev kadını Gülseren, İzmir'deki gayrimenkullerini satarak mevduat faizine yatırdığını, böylece elde ettiği gelirle mevcut yaşam standardını korumayı amaçladığını söylüyor:
"Ama bu bile sürdürülebilir değil çünkü birikimlerimiz de enflasyon karşısında eriyor."
Altınbaş Üniversitesi'nden Ekonomist Hayri Kozanoğlu, Şimşek tarafından uygulanan ekonomi politikalarının dar gelirliler ve emekliler için uygun olmadığına işaret etti.
Kozanoğlu, uygulanan politikaların özellikle kira ödeyen ve büyükşehirlerde yaşayan emekliler arasında ciddi bir yoksullaşmaya yol açtığına dikkat çekti.
"Ekonomi yönetimi insanların yaşam standartlarının gerilemesine karşı bir önlem almıyor" diyen Kozanoğlu, milli gelir içerisinde emekçi kesimin payının giderek gerilediğini ve sermayenin arttığının altını çizdi.
Sözcü