Bu zamlardan önce EPDK’nin 16 Mayıs 2019 tarihli kurul kararında, kur artışlarına bağlı enerji ithalat maliyetlerinin atması ile Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) maliyetlerinin artması vurgusu, yapılacak zamların zeminini hazırlamak açısından dikkat çekici oldu. EPDK bunu söylerken yılbaşına göre ilk altı ayda kur artışı sadece %6,5 civarında gerçekleşti. Yani %15’lik son zammın konuyla bağlantısını söylemek pek mümkün görünmüyor.
Yine yılın ilk yarısında elektrik üretiminde “yerli ve yenilenebilir” kaynak kullanım oranının yaklaşık % 65 olduğu göz önüne alınırsa, ithal kaynak kullanımı son yılların en alt düzeyine inmiş durumda. Dolayısıyla kur artışı %15’lik zam oranı için sağlam bir gerekçe olamıyor.
Yenilenebilir enerji destekleri temelde rekabet şansı bulamayan dezavantajlı teknolojilerin önünü açmak içindir. YEKDEM mekanizmasını ilk çıktığı yıllarda rüzgar, güneş, bioenerji gibi yatırımların yapılabilir olmasını sağlamak için bu paraların verilmesi gerekiyordu. Yoksa HES gibi yıllarca para kazanmış, devlet tarafından desteklenmiş teknolojileri uygulanması pek akıllıca değil.
2019 yılında YEKDEM desteğinden yararlanan 777 adet tesis olduğunu görüyoruz. Bu 777 tesisin 463 adedi hidroelektrik santralı yani HES’ler. Bu HES’lerin 405’i kanal tipi, 59’u rezervuarlı. Geriye kalanlardan 160 adet rüzgar enerjisi santrali (RES), 100 adet biyokütle enerjisi santrali (BES), 45 adet jeotermal enerji santrali (JES) ve 9 adet güneş enerjisi santrali (GES) yer alıyor.
777 tesisten 463 tanesinin HES olması dışında HES’ler kurulu gücün %60’ını, üretimin ise %43,67’sini temsil ediyor. Yani YEKDEM denilen şey HES’lere hizmet eden bir mekanizmaya dönüşmüş durumda.
YEKDEM’in HES’ler için olduğunu son bir yıldaki YEKDEM içindeki HES’lerin artışından görüyoruz. YEKDEM üretimi 2019 yılın Ocak ve Nisan döneminde 2018’in aynı dönemine göre %23,9 artarken HES’lerin artışın % 72,5 olmuş. Yani son bir yılda yenilenebilire tahminlerin üstünde para aktarılmış ve bu para aktarımı sayesinde YEKDEM, HES yatırımcılarını besleyen bir kaynak olmuş.
YEKDEM mekanizmasından HES’lerin yararlanması kadar absürd bir durum yok iken, koca koca projelerin de yararlanması YEKDEM’in HES’lere para yardımı yapma mekanizması olduğu fikrini doğuruyor. Nitekim YEKDEM’den yararlanan HES’ler; 250 MW’ın üzerinde kurulu gücü olan 5 adet, 100 – 250 MWh arasında 20 adet, 50 – 100 MW’ın arasında 30 adet santral bunu tamamen doğruluyor. 50 MW ve daha büyük kapasiteli 55 adet HES’in 36 adetinin rezervuarlı olması, kalan 19’ının ise kanalnehir tipi olması da ayrı bir detay.
Çok açık ki Türkiye’nin uyguladığı Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması YEKDEM yenilenebilire değil HES’e, HES’e giden paralar ise iktidarın çevresindeki inşaatçılara gidiyor. 40 MW’ın üstünde Sabancı’nın 10 santral, Sanko ve İçtaş’ın 5’er, Türkerler’lerin 3, Kolin, Limak ve Bereket’in ikişer, Cengiz, Kalyon ve Doğuş’un birer santralı olması bu fikri destekliyor.
Türkiye vatandaşına %15 elektrik zammı yaparken o vatandaş paranın çimentocu HES şirketlerine gideceğini tam bilmiyor. Hatta 2018 yılında 26 milyar 171 Milyon TL ödemenin aslan payını HES’ciler alırken 2019’da rakamlar çok ciddi saptı ve çok daha fazlasını ödüyoruz. HES’ciler yılllarca devletten destek gördükten sonra devlet mahareti ile bizlerin elektrik faturasındaki TRT payı, vergiler, dağıtım payından çok daha fazlasını birim elektrik üretimi başına alıyorlar. Hatta ödediğimiz faturalar yetmiyor, muhtemelen diğer vergilerimizi de YEKDEM mekanizması ile alabiliyorlar.
Çok açık ki bu son zammın ve gelecek olası zamların bir sebebi de aslında kârları azalan inşaat sektörüne HES’ler üstünden kaynak aktarmak. YEKDEM mekanizması HES’lere değil başka çözümlere harcansa elektrik faturasının düşeceği çok açık.
Mehmet Özdağ
Elektronik Mühendisi
https://www.birgun.net/haberdetay/enerjitesvikleriyandasagidiyor.html