Altay, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Meclis açık olmasına rağmen TBMM Genel Kurulunun bu hafta toplanmadığını, gelecek haftalarda da toplanmayacağını söyledi.
AKP'ye, Genel Kurulun, esnek çalışma modeliyle de olsa çalışmasını önerdiklerini ifade eden Altay, ancak Genel Kurulun çalışmamasına ilişkin AKP Grup önerisinin kabul edildiğini belirtti.
Dünya genelinde ve Türkiye'de, yeni tip koronavirüsle (Kovid19) mücadele edildiğini anımsatan Altay, salgının tıbbi boyutunun yanı sıra ekonomik boyutunun da olduğunu kaydetti.
Altay, koronavirüsle mücadele sürecince vatandaşların, ülke ekonomisinin ve finans çevrelerinin karşılaşacağı sorunlarla ilgili 49 başlıkta çözüm önerilerini sunduklarını dile getirdi. Altay, önerilerinin büyük çapta kabul görmediğini, önerilerinden 8'inin gerçekleştiğini, 14'ünün kısmen gerçekleştiğini ve 27 önerilerinin hayata geçmediğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın özel bankalara ilişkin değerlendirmelerine işaret eden Altay, "Haklılık payları var. Örneğin; vatandaşın bankadaki 2 bin liralık senedi ile ilgili vatandaştan 400 lira protesto masrafı talep eden bankalar var. Bunları yadırgıyoruz, doğru ve kabul edilebilir bulmuyoruz ama başka bir şey de var: Türkiye'nin üç büyük kamu bankası da esas itibarıyla özel bankalardan çok da farklı işler yapmıyorlar. Bankaya, 5 bin 900 lira ödemeli bir krediyi 'üç ay erteleyelim' dediğinde, banka, 1178 lira faiz istiyor. Tefeci faizi gibi. Kim istiyor? Kamu bankası istiyor." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Krizin ekonomik boyutu da çok kötü götürülüyor. Destek yerine borçlandırma yoluyla vatandaşa suni teneffüs yaptırılmaya çalışılıyor. Bunu da kabul etmemiz mümkün değil. 1000 lira para neye göre dağıtılıyor bilmiyoruz. AK Parti'nin seçimlerde kullandığı bir yardım, kumanya, koli listesi var sanıyorum ve görüyorum ki büyük ihtimalle de böyle yapılıyor. Çünkü, an itibarıyla Saray hükümetinin, kaç garsonun, berberin, kahvecinin, lokantacının, gündelikçinin, yevmiyeli işçinin, işinden olduğunu, çalışamadığını belirleyen bir envanteri yok. Kaç TIR şoförünün, servis minibüsçüsünün, otobüsün, taksinin kontak kapattığını, kaç şoförün işsiz kaldığına dair de bir envanter Saray hükümetinin elinde yok. Hal böyle olunca bu 1000 liralık yardımlar nereye gidiyor?"
Milli Dayanışma Kampanyası kapsamında toplanan paraları anımsatan Altay, iki hafta önce hükümete 10 başlık halinde kaynak tavsiyesinde bulunduğunu ancak hükümetten bir ses çıkmadığını savundu. Altay, önerdiklerinden altı başlıktaki kaynağın toplamının 162 milyar lira olduğunu anlatan Altay, "Milletten 10 lira, 5 lira toplayacağım diye uğraşma. Al sana 162 milyar lira. Herkese yeter. Bunları yapmıyorsun varsa yoksa CHP. CHP kadar başına taş düşsün." dedi.
Bu krizin, bir kişinin ya da devletin çözeceği bir kriz olmadığını, krizi aşacaksa milletin aşacağını dile getiren Altay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu krizi AK Parti'ye, CHP'ye oy verenler aşmayacak. Bu krizi, 83 milyon hep birlikte aşacağız. Bunun üç tane yolu var. Birincisi, kamuoyuna ve Meclis'e objektif bilgi paylaşımını gerçekleştirin. Ne olduğunu bilmiyoruz. Sayın Bakanın iyi niyetleri için tekrar teşekkür ediyorum. Rakamlarla ilgili milletin kafasında kuşku var. İkincisi, Sayın Erdoğan, bu kriz bitene ve koronavirüsle mücadele tamamlanıncaya kadar yakandan değil, kafandan AK Parti rozetini çıkaracaksın. Üçüncüsü, Erdoğan, Sağlık Bakanı'nı dinleyecek, Sağlık Bakanı da Bilim Kurulunu dinleyecek. Şimdi biraz ters oluyor. Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı'nı dinliyor, Sağlık Bakanı da Erdoğan'ı dinliyor. Yanlış buradan başlıyor. Sadece bu üç şeyi yapalım biz bu krizi minimum hasar ve kayıpla atlatırız.
Hesapladım. Erdoğan'a güvenmeyen, biat etmeyen, onu kimi uygulamalarında eleştiren 83 milyon insan içinde 50 milyon insan var. Bir ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı, ülkenin yarısından fazlasını kendisini eleştirdiği, kendisine müspet bakmadığı, kendisinden müşteki olduğu için 'terörist' ilan ederse, bu Türkiye'de tuzun koktuğu, bir büyük belirsizlik sürecinin başladığı yerdir."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın, bütün olanak ve imkanlarını kullanarak, çığlığını duydukları her kapıya koşacaklarının sözünü veren Altay, "Bunları 'paralellik' ve 'teröristlikle' suçlamak, gerçekten siyasi ahlaktan yoksunluktur. Bunu kabul etmemiz de mümkün değildir. Ayrıca paralellik noktasında AK Parti'nin eline su dökecek bir CHP'li olamaz." ifadesini kullandı.
CHP'nin, infaz düzenlemesine ilişkin yasayı ne zaman Anayasa Mahkemesine taşıyacağı sorusu üzerine Altay, yasanın öngördüğü tarih içerisinde şekil ve esas bakımından başvurularını yapacaklarını bildirdi. Altay, hafta sonuna kadar şekil bakımından başvurularının gerçekleşmiş olabileceğini, esas bakımından da çok titiz bir çalışmanın yürütüldüğünü kaydetti.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un, Meclis'te yapılacak olan 23 Nisan özel oturumuna ilişkin bazı açıklamalarına yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Altay, "Sayın Şentop'un, Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlığını düşünme konusunda herkesle birlikte bir yarış içinde olduğunu görüyorum. Bunu saygıyla ve anlayışla da karşılıyorum ama TBMM'nin bugünkü başkanı sıfatıyla Sayın Şentop'un, TBMM'nin kuruluşunun 100. yıl dönümünde yapılacak özel oturumu yumuşatması, düşük profilli yapma anlayışının kamuoyu ve CHP nezdinde kabul görmediğini söylemem gerekir." dedi.
TBMM Genel Kurulunun 23 Nisan'daki özel oturumunda, sosyal mesafeyi koruyarak bir düzen oluşturacaklarını dile getiren Altay, "Sayın Cumhurbaşkanı, helikoptere binip Başakşehir semalarında tur atabiliyorsa, Meclis'te Cumhurbaşkanımıza ayrılan locamız daha sosyal mesafeye uygun, steril, güzeldir. Ben, Sayın Cumhurbaşkanı'nın da 23 Nisan özel oturumuna her zamanki gibi gelip, Cumhurbaşkanlığı makamına ayrılan özel, korunaklı, steril, hijyenik locadan izleyeceği umudumu koruyorum." diye konuştu.
http://www.cumhuriyet.com.tr/video/enginaltaydanerdoganacoksertsozler1734304