Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bugün (18 Kasım 2021) toplanıyor. Gözler Merkez Bankası'nın faiz kararında. Piyasada dolar ve euro yangını sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün grup toplantısında verdiği mesajda faizle mücadelenin süreceğini söylemişti. Cumhuriyet gazetesi yazarı, KRT TV yorumcusu Erdal Sağlam da bugün bu konuyla ilgili çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı ve Merkez Bankası'nın faiz politikasından iş insanlarının da şikayetçi olduğunu yazdı. Sağlam, asıl bombayı ise en sona bıraktı. Erdoğan'a yakın iş insanın "Hem bizi batıracak hem kendisi seçimi kaybedecek" diye isyan ettiğini aktardı.
"FAİZ KARARI DUVARA ÇARPANA KADAR SÜRECEK"
Erdal Sağlam'ın Cumhuriyet gazetesindeki yazısı şu şekilde:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faizle ilgili görüşlerinde ısrar edeceği anlaşılıyor. En hafif deyimle, “hatada ısrar” diyebileceğimiz bu tavır nedeniyle, ekonominin hızla keskin bir kırılmaya doğru sürüklendiğini söyleyebiliriz.
Bugün Merkez Bankası’nın alacağı karar öncesi, dün partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizle mücadelesinin süreceğini kesin bir dille tekrarladı. Bu açıklamadan sonra dolar kuru 10.55 TL’ye kadar çıkarken toplantı sonrası gazetecilere “Bırakın Merkez Bankası bağımsız olarak karar versin” dedi.
Bu sözler piyasalarda “Acaba ters köşe mi yapmak istiyor, faiz indirimine ara mı verilecek” sorularına neden oldu. Ancak aynı sözleri “Ben sözümü söyledim, isterse faiz indirmesin!” biçiminde de yorumlamak, elbette mümkün.
Piyasalardaki beklentiye bakacak olursak piyasa oyuncuları bu konuşmalardan önce, bugün Merkez Bankası’nın 100 baz puanlık indirim yapmasını bekliyordu. Tabii ki farklı beklentileri olan piyasa oyuncuları var ama ortalama beklenti bu düzeyde. Buna karşılık faiz indiriminin 200 baz puana çıkacağını söyleyenler de var bu ay indirime ara verileceğini söyleyen de.
Aslında bugünkü karar ne olursa olsun Cumhurbaşkanı’nın faizle ilgili sözlerini, bu ay ara verilse bile, faiz indirimlerine devam edileceği şeklinde yorumlamak daha doğru olacak. Kısacası “Faiz indirimleri sürecek, buna bağlı olarak kurlar yükselmeye devam edecek” şeklinde kesin tahminlerde bulunabiliriz. Buna “enflasyondaki artışın devam edeceği” tahminini de rahatlıkla eklemek mümkün.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü grup konuşmasında dar gelirlilerin ücretlerinde yüksek oranlı artışlar yapılacağını, yükün telafi edileceğini de söyledi. Bu sözler yılbaşında asgari ücrete, işçi, memur ve emekli maaşlarına yüzde 35’ler civarında bir zam yapılabileceğinin işareti olarak görülüyor. Bu yüksek maaş zammı aynı zamanda artık mali disiplinin sürdürülmesi açısından büyük bir tehdit anlamına geliyor.
Bir başka deyişle kurlar ve enflasyon göz göre göre hızlandırılacak, bunun yaratacağı toplumsal huzursuzluğu frenlemek için ücretlere yüksek oranlı zamlar yapılacak. Bunun daha önce yaşadığımız örneklerde olduğu gibi, artan enflasyon oranlarında hızlanmayı beraberinde getirmesi kaçınılmaz olacak. Yani önümüzdeki yıl yüzde 20’lik enflasyonun aşılması hatta yüzde 30’ları aşan enflasyon oranlarını görmemiz artık sürpriz olmayacak. Bununla birlikte bütçe harcamalarına hız verilmesi, seçim dönemi yaklaştığı için bütçe açıklarının büyümesi, bunun borçlanma ihtiyacı ve faizleri yükseltmesi kaçınılmaz olacak.
Özetle ekonomi yüksek enflasyon, yüksek kur sarmalına girdi ve bu hızla devam edecek gibi gözüküyor. Ne zamana kadar, derseniz, ödemeler sistemi, bankacılık kesimi ve reel kesim daha derinden etkilenip mekanizma işlemez hale gelene kadar...
NASIL ÇÖZÜLECEĞİ BELİRSİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasında dikkat çekici birkaç unsur daha vardı. Faiz konusunda kendisiyle aynı düşünmeyen yol arkadaşlarıyla yollarını ayıracağı sözlerini, AKP içinde bu politikayı benimsemeyenlere verilen mesaj olarak algılayabiliriz. İlk akla gelen de Merkez Bankası’na fiyat istikrarı görevini yerine getirmesini, cari açığı azaltmanın hükümete görevi olduğunu hatırlatan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan oluyor.
Bunun yanında konuşmada işadamlarına da önemli mesajlar verdi. “Biz işadamlarına diyoruz ki sen düşük faizle kredi istiyordun. Al, niye almıyorsun” diyen Erdoğan, “Bu işadamlarını da anlamıyorum. TÜSİAD’ı, vesairesi yüksek faizden bahsediyor. Siz nasıl insansınız? Sen işadamıysan, yatırımdan yanaysan işte size kredi. Alın krediyi ve yatırımı yapın. Ben sizden yatırım, istihdam, üretim, ihracat istiyorum. O zaman kaçıyorlar. Bunlar nasıl işadamı? Sonra bize sallıyorlar. İstediğiniz kadar sallayın, tutmaz” dedi.
Sadece TÜSİAD’ı hedef alarak bu sözleri söyleyen Erdoğan, aslında TÜSİAD dışındaki işadamlarının da kurlardan şikâyetçi olduğunu biliyor. Yüksek sesle söylemeseler de kendisine yakın MÜSİAD üyeleri dahil, tüm iş kesimi kurlardaki artıştan, yaratılan belirsizlik ortamından, karar almanın iyice zorlaşmasından şikâyet ediyorlar.
Tüm bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomide gerçeklerden iyice uzaklaştığını gösteriyor. İş insanları, kendisine tüm açıklığıyla şikâyetlerini dile getiremeseler de artan kurlardan çok rahatsızlar, istikrar olmadan faizin düşük olmasının bir işe yaramadığı görüşündeler. Düşük faizle kaynak istiyorlar ama bundan yararlanmak için önlerini görebilecekleri bir ekonomik iklimini öncelikli olduğunu düşünüyorlar. Söyleyemedikleri ise faizle ilgili görüşlerinin yanlış olduğu ve bu kadar belirsizlik yaratan, beklentileri kötüleştiren bu faiz hatasında ısrar edilmesi halinde ekonominin tümüyle duvara çarpacağı gerçeği.
Geçen gün kendisine yakın bir işadamının kapalı bir toplantıda ettiği sözleri duydum, “Bu gidişle hem bizi batıracak hem kendisi seçimi kaybedecek” diyormuş.
https://www.krttv.com.tr/ekonomi/erdoganayakinisinsanifenapatladih100554.html