Bartın Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü'nde 14 Ekim'de saat 18.15 sularında meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden 41 maden işçisinin ardından, maden ocağına ilişkin geçmiş yıllarda yayınlanan raporlar ortaya çıktı.
Sayıştay TTK 2019 Yılı Denetim Raporu'nda, Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı madende patlamanın yaşandığı derinlikte ani gaz degajı ve grizu patlama riskinin arttığı konusunda uyarı yapıldığı tespit edildi. Ancak tüm bunlara rağmen yaşanan acı olayı Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘kader’ olarak değerlendirdi.
Patlamanın yaşandığı maden ocağının önünde açıklamada bulunan Erdoğan, “Birileri bununla dalgasını geçebilir ama önemli değil, biz kader planına inanmış insanlarız. Kader planına inandığımız için bunun ne dünü bugünü ne de yarını olmayacaktır bunlar her zaman olacaktır bunu da bilmemiz lazım” dedi.
Erdoğan, Soma'da 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciası için de “fıtrat” demişti.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 20192021 döneminde maden kazalarında yaşamını yitiren işçi sayısı raporuna göre ise Türkiye 189 işçi ölümüyle zirvede yer alıyor.
Biz de Bakırköy’de halka mikrofon uzattık, “Bunu ‘kader’, ‘fıtrat’ olarak açıklamak doğru mu, mantıklı mı?” diye sorduk.
Verilen yanıtlar şöyle oldu:
“BÖYLE BİR ANLAYIŞ OLAMAZ”
Gürsel Devrim Yim: “Hiçbir şekilde doğru değil. Bunu din bilginleri açıklıyor, böyle bir anlayış yoktur, böyle bir mantalite olamaz. Biz sorumluluklarımızı yerine getirmeden işi Allah’a havale etmek, bir bakıma sorumluluğu Allah’a yüklemek herhalde en büyük günahlardan birisi olsa gerek.
Ben size en büyük kötülüğü yapayım, görevlerimi yerine getirmeyeyim sonra da ‘Ne yapalım? Allah’ın takdiri bu, kader.’ diyeyim. O zaman birisi cinayet işlediğinde, birisini öldürdüğünde, bir genç kıza tecavüz ettiğinde ‘Kader bu’ anlayışı ile mi hareket edelim? Gençlerimizi bu sakat anlayışla kesinlikle yetiştirmememiz gerekir. Ama devlet yönetiminde böyle bir anlayış olursa o zaman çok kötü olur, toplum olarak bunun cezasını çekeriz.”
“ARKA ARKAYA GELEN KAZAYA KADER DİYEMEYİZ”
Hüseyin Boztepe: “Bence mantığı yok, doğru değil. Kadere tabii ki inanacağız ama tedbir almak zorundayız. Örneğin; evimden çıktım Bakırköy’e geleceğim. Bakırköy’e gelene kadar birçok şey yaşayabilirim. Aracımla geldim ama yine de tedbir almak zorundayım.
Kendi hatamla kaza yaptım ve hayatımı kaybettim, bunu nasıl kadere bağlayacağız? Bunun siyasi ve bürokratik olarak çözüm yollarına bakmak lazım. Bir tane kaza yaşadık ‘Kader’ dedik. Ama 35 tane arka arkaya gelen kazaya ‘Kader’ diyemeyiz. Soma’da 301 işçimizi kaybettikten sonra tekrar bunu yaşamak kader olabilir mi? Olamaz.”
“BEN FİNLANDİYA’DA YAŞIYORUM, ORADA BU TİP KAZALAR İKİNCİYE YAŞANMIYOR”
Elif Alben: “Bana göre değil, gerekli önlemlerin çok kısıtlı olduğunu görüyoruz. Ben Finlandiya’da yaşıyorum. Orada bu tip kazalar bir kez oluyor, ikince kez olmuyor izin vermiyorlar.”
“BU KAZALARIN ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR”
Dilek Kalafat: “Hayır bence değil. Bu kazada maden ocağında hayatını kaybedenler çoğu genç. Gençler asgari ücret ile geçinemedikleri maden ocaklarında çalışmak durumunda kalıyorlar. Benim ailemde de maden ocağında çalışan var, ama emekli oldu. Bu tip kazaların, ölümlerin önüne geçilebilir. Göçüklerde önlem alınabilir, bence burada ihmal var.”
“AKLINI KULLANMAYANLAR KADER İLE İNSANLARIN ÖLÜMÜNÜ ÖZDEŞLEŞTİRİYOR”
Talat Yılmaz: “Allah akıl vermiş onu kullanmamız gerekiyor. Onu kullanamayan insanlar kaderi, insanların ölümü ile özdeşleştiriyor… Kader: İnsanın aklı, beyni, fikridir. Önlemini almıyorsun ondan sonra ‘Kader’ diyorsun. Ben bunu kabul etmiyorum.”
“YOLA ATLAYIP ARABANIN ALTINDA KALSAM BUNA KADER DİYEMEM”
Nahit Sayar: “Tedbir alındığı zaman kaza büyük bir ihtimalle bertaraf edilir ama alınmazsa kaza meydana gelir. Dinimizde kadere inanmak vardır ama önleminizi alacaksınız. Önlem, tedbir almadan buna kader diyemeyiz. Ben yola atlayıp arabanın altında kalsam buna kader diyemem.”
“BUNU FITRAT İLE AÇIKLAYABİLECEK TEK KİŞİ CUMHURBAŞKANI…”
Ömer Baştaş: “Bunu kaderle, fıtratla açıklayacak bir kişi var o da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan… Bilmiyorum vicdanı el veriyor mu? Önlem alınsa böyle olmazdı. Her olayın sonunda da ‘En gerekli tedbirleri alacağız.’ diyor. Ama kazalar olmaya devam ediyor…”
“TEKNOLOJİYİ YENİLEMEDEN BU KAZALARIN ÖNÜNE GEÇEMEZSİNİZ”
Arslan Atalı: “İşçi ölümlerini kader ile açıklayamazsınız. Neden Almanya’da olmuyor? Almanya’da bizden daha fazla kömür ocakları var. Belçika’da bizden daha çok kömür ocakları var. Belçika’da 63 sene önce bir iş kazası olmuş. 63 senedir bir iş kazası meydana gelmiyor.
Türkiye’de neden bu tip kazalar oluyor? Ben maden yüksek mühendisiyim. Türkiye’de kömür madeni ocakları çok eski teknoloji ile donatılmış ve teknoloji yenilenmemiş. Teknolojiyi yenilemedikten sonra ocaklardaki sistemi yenilemedikten sonra iş kazalarının önüne geçemezsiniz. Bunun için yatırım gerekli, bu yatırımı da Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun yapması gerekir. Eğer bu yatırımları yapmazsanız kazaların önüne geçemezsiniz.”
Sözcü