Atatürk'ü sevenler ahmak ya da sahtekardır"
"Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiç biri olmazdı" (28 Mayıs 2016 Cumartesi Sohbetleri)
"Bizim gâvur (Mustafa Kemal Atatürk’ten bahsediyor) elin gâvurundan daha şiddetlidir." (28 Mayıs 2016 Cumartesi Sohbetleri)
"Bir kâfiri (Mustafa Kemal Atatürk'ü kast ediyor) beğendin mi namaz kılsan da kâfir olursun. Oruç tutsan da kâfir olursun. Hacca gitsen de kâfir olursun. İman hassas bir şeydir."
"10 Kasım'da saat 09.05’te kenefe (tuvalete) gidin"
“Mustafa Kemal’i methedenin cenazesine gitmem, öyle biri cenazeme de gelmesin”
Atatürk’ü beğenen kâfirdir”
"Mustafa Kemal, Ayasofya’yı annesiyle ilgili bir gerçeğin ifşa olmaması için müzeye çevirdi. Yunan tehdit etti, annesiyle ilgili bir tehditten dolayı mecburiyetten müze yaptı"
"Korkma diye başlıyor niye korkucam lan dünya benden korksun p..zevenk.. Ayy Mehmet Akif.. Serserinin teki" (İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy hakkında söylüyor)
Yukarıdaki sözlerin tamamı kendisini "sözde" tarihçi olarak tanıtan Kadir Mısıroğlu’na ait. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve Kurtuluş savaşı kahramanları hakkında uydurma belgelerle hakaretler eden "şahıs"ı hepimiz kafasındaki püsküllü fesi ve deli saçması açıklamaları ile tanıyoruz.
Hakkında Atatürk’e ve Cumhuriyet’e hakaretten davalar açılmış ve sonuçlandırılmamıştır. Nereden cesaret aldığı ve korunduğu bilinmez ancak hali hazırda bu hakaretlerine, sözde sohbetlerine devam etmektedir.
Kadir Mısırlıoğlu bizler tarafından dikkate alınacak bir şahsiyet değildir ancak bugün bizi yönetenlerin bir çoğunun akıl hocasıdır. Bugün Atatürk düşmanlarının fikir babasıdır. Videolarını izleyiniz. Şeriatçı, Cumhuriyet düşmanı söylemlerinde hep Mısırlıoğlu vardır.
Kadir Mısırlıoğlu’nun geçmişine baktığımızda Mustafa Kemal Atatürk düşmanlığının lise çağlarında başladığını, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığının artarak devam ettiğini görmekteyiz. Mısırlıoğlu’nun hayatı hakkında daha detaylı bilgiyi Sami Menteş’in "Kadir Mısırlıoğlu’nun hayatı…Bir gericinin portresi" başlıklı yazısından okuyabilirsiniz.
Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk
ile birlikte ailesi, silah arkadaşları, istiklal şairimiz ve
Cumhuriyetimiz hakkında her türlü hakaretleri eden bu "şahıs" nasıl olur da bizleri yönetenlerin bu kadar saygısını ve sevgisini kazanır? ERDOĞAN ATATÜRK'Ü ÖVMEMİŞ MİYDİ Öyle ya Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe'de Atatürk'ü Anma Töreni'nde şu
sözleri sarf etmişti: "Birileri çıkmış biz Atatürk’e Atatürk dedik diye
bir sürü senaryolar yazıyor. Adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise bizim
bunu ifade etmemizden daha doğal ne olabilir. Söylemi Marksist, faşist
çevrelerin tekeline mi bırakacağız. CHP gibi amorf bir partinin
Atatürk’ü milletimizden kaçırmasına rıza göstermeyeceğiz. Milletimizin Gazi'ye hürmeti sonsuzdur. Milletimizin
Mustafa'ya saygısında en küçük bir tereddüt yoktur. Milletimizin
Kemal'le de en küçük bir sorunu bulunmuyordur. Milletimizin soyadı
olarak kendisine verdiği Atatürk konusunda da hiçbir sıkıntısı
olmadığını gayet iyi biliyoruz. Kurtuluş Savaşımız milletimizin topyekûn kıyamının adıdır. Böyle bir
mücadeleye liderlik eden ismin milletin gönlünden en kıymetli yere sahip
olması kadar önemli bir şey yoktur. Ancak eleştirmek başkadır, hakkı
tespit etmek başkadır. Bizim saygı sınırları içindeki eleştirilere
diyecek bir şey yoktu. Hakaretamiz bir tarzda ortaya konulan ifadeleri
de doğru bulmadığımızı özellikle belirtmek istiyorum. En büyük eserim
dediği Cumhuriyetimize, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma
mirasına sahip çıkarak Atatürk'ün mirasını ve hatırasını bu mirasçıların
zulmünden kurtarıyoruz.’’ Bu sözleri sarf ederek Atatürk’e karşı yapılan hakaretlere tepki
gösteren ve sahiplenen Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl olur da yine Mustafa
Kemal Atatürk’ e alenen hakaretler eden bu "şahıs"ı
hastanede ziyaret etmişti? Hastane odasında Cumhurbaşkanı ile birlikte
Cumhuriyet devrimlerine düşmanlığı sebebiyle taktığı püsküllü fesi ile
poz veren bu malum "şahıs" arasında ne gibi bir bağ vardı? Cumhurbaşkanı neden bu "şahıs"’ı devamlı sarayda ağırlıyor ve görüşlerine başvuruyordu? TANIŞIKLIKLARI ESKİYE DAYANIYOR Cumhurbaşkanı Erdoğan 1975'de, yani 21 yaşındayken, MSP Beyoğlu
Gençlik Kolu Başkanlığı'na; 1976 yılında ise MSP İstanbul Gençlik
Kolları Başkanlığı'na seçildi. Erdoğan'ın Kadir Mısırlıoğlu ile
tanışıklığı ve muhabbeti o dönemlerden başlıyor. İşte sorumuzun cevabını 1980 öncesinde MSP (Milli Selamet Partisi)
Kurucu üyeliği, MSP’nin gençlik örgütlenmesi Akıncılar Derneğini’nin
İstanbul İl Başkanlığı ve Milli Türk Talebe Birliği yöneticiliğini
yapan, AKP'de Parti Müfettişliği görevini üstlenen, Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan’ın ‘’Abi’’ diye seslendiği Yakup Kaldırım veriyor. Yakup Kaldırım’ın Serkan Yorgancılar ile yaptığı röportaj "İslami Gençliğin Yazılmamış Öyküsü, Akıncılar" adlı
kitapta yer alıyor. Kitabı incelediğimizde Yakup Kaldırım’ın sorumuza
da cevap olacak röportajı bahse konu kitabın 225.sayfasında aynen şu
şekilde yer alıyor: "Serkan Yorgancılar : Tayyip Erdoğan’ın Gençlik Başkanı olmasında sizin büyük emeğiniz var sanırım. O gün orada neler oldu? Yakup Kaldırım : Tayyip Erdoğan’ın Gençlik Kolları
başkanı olma olayını da anlatayım. Mustafa Öztürk gençlik il başkanı, o
evlendi yerine yeni başkan seçilecek. İki aday var, birisi Mardinli
Zülfikar isminde birisi. Uzun boylu, uzun sakallı ve sürekli şalvar
giyinen bir arkadaş. Tayyip Bey de Beyoğlu Başkanı ve o da aday. Eski il
başkanı oyunu Zülfikar’dan yana yaptı ve o çok az oyla kazandı. Kadir
Mısıroğlu’nun yanında oturduğum bir zaman Tayyip Erdoğan yanıma gelerek
durumu bana anlattı. Ben Kadir Mısıroğlu’na dedim ki "Erdoğan talip değil matluptur. Biz kongreyi ona kazandıracağız’’. Pazar
günü kongre günü ve çalışmalara başladım. Muhalif olan isimlerin
listelerini aldım ve Bayrampaşa Akıncılar başkanı Şevket vardı, 2
metrelik koca bir adam, bir tokatta bir adam devirir, onu kapıya koydum
ve ben içeriye girdim. Şevket’e talimat verdim ve muhalif olan ilçelerin
içeriye girmelerini engelledim. Kadir Mısıroğlu’nun da divan başkanı
olmasını sağladım. Orada divan başkanlığı içinde bir aday vardı, onun
yanına gittim ve Kadir Abi'nin aday olduğu yerde kimse aday olamaz diye
diğer adayları da engelledim. Sandıklar açıldığında da kendim sandıkların başına geçerek
sayımda aktif rol aldım. Hatırladığım kadarıyla 22 oyu cebime koydum ve
Tayyip Erdoğan 2 fark ile kazanmış oldu. Kadir Mısıroğlu bunu internette
anlatıyor ama benim ismimi söylemiyor, gençleri organize ettim diyor." ERDOĞAN'IN SİYASİ HAYATININ DÖNÜM NOKTASI Yakup Kaldırım 1976 yılında kongreyi nasıl dizayn ettiğini,
oy çalarak şu andaki Cumhurbaşkanı görevinde bulunan Recep Tayyip
Erdoğan’ı nasıl seçtirdiğini bu şekilde anlatıyor. Kitap ve
yazı ile ilgili herhangi bir yaptırım ya da yalanlama halen şu saate
kadar gelmiş değil. İşte Atatürk’e ve Cumhuriyet’e hakaretler yağdıran
püsküllü Kadir Mısıroğlu kurgu yapılan, delegelerin girmesi kaba kuvvet
ile engellenen kongrede Divan başkanlığı yapmış ve oyların çalınmasına
göz yummuştur. Eski siyaset arkadaşlarını kurduğu partisinde yol arkadaşı yapan,
şoförünü Milletvekili yapan, asker arkadaşlarını ve kendisine çorba
ikram edenleri dahi unutmayıp vefasını ödeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
Atatürk’e , Cumhuriyet’e hakaretler eden bu ‘’şahıs’’ı Beştepe’deki
sarayda ağırlamasının, hastanede ziyaretinin altında yatan neden de
acaba yıllar önceki olaydan kalan bu vefa duygusu mu? Murat Ağırel https://odatv.com/erdoganinkadirmisiroglunavefasininsirri22021839.html