İYİ Parti Genel Başkan Yardımcı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın yeni kitabı “Kaçınılmaz Çöküş” Destek Yayınları’ndan çıktı. Ümit Özdağ, aşama aşama “AKP rejim”nin devlete nasıl yerleştiğini, AKP'nin halk üzerinde nasıl bir algı yarattığını dört ana başlıkta irdeledi.
“Kaçınılmaz Çöküş”de, “Devlet Krizi, Milli Birlik Krizi, Ekonomik Çöküş ve Suriyeliler Krizi” ana başlıkları altında krizden çıkışın yol haritası çizildi. “Artık seçmen değişim için seçim günü dışında da aktif olarak siyasal alana katılmak zorunda” diyen Özdağ, seçmenin sadece oy atmakla değil, oy bulmakla, oy ikna etmekle ve bulduğu, ikna ettiği ve attığı oyu sonuna kadar savunmakla yükümlü olduğuna değindi.
Özdağ yeni kitabının “Erdoğan Neden Suriyelileri Türkiye’de Tutmak İstiyor?” başlıklı bölümünde, Türkiye’de kayıtlı olan 3,8 milyon, kayıtsız olan 1,5 milyon Suriyelilerin, AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için bir proje ve koz olduğundan bahsetti.
Özdağ, Erdoğan’ın asıl amacının, Türk devletinin demografik yapısını değiştirerek millet kimliği yerine ümmet kimliğine dayanan yeni bir sosyoloji yaratmak olduğunu belirtti.
İşte “Erdoğan Neden Suriyelileri Türkiye’de Tutmak İstiyor?” başlıklı bölüm:
“Emperyalizmin Suriyeli sığınmacıların Türkiye’de kalmasını istemesinin iki nedeni olduğunu yazmıştık. Burada tekrar altını çizelim. Birincisi, Suriye’nin kuzeyinde kurulması hedeflenen PKKİSTAN için coğrafya oluşturmak amacı ile etnik temizlik gerçekleştirmektir. İkincisi ise önümüzdeki on yıllarda Türkiye’de çıkarılması hedeflenen iç savaş için Suriyeli Araplar aracılığı ile etnik sosyoloji oluşturmaktır. Emperyalizm, Suriyeli sığınmacıların Türkiye’de kalmasını bu nedenler ile isterken Erdoğan da Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık vererek Türkiye’de kalmalarını sağlamak istemektedir.”
“ERDOĞAN’IN BAŞKA BİR HEDEFE DOĞRU DA YÜRÜDÜĞÜ ANLAŞILMAKTADIR”
Erdoğan’ın başka bir hedefe doğru da yürüdüğü anlaşılmaktadır. Erdoğan, Suriyelilere Türk vatandaşlığı verme hedefini zamana yayarak Türk halkının tepkilerini kontrol altına alarak vermeyi hedeflemektedir. Çünkü Erdoğan da bilmektedir ki Türk halkı, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmelerini istemektedir.
Bundan dolayı Erdoğan bazen ‘Suriyelileri geri yollayacağız’ söylemleri ile tepkileri azaltarak hedefine doğru ilerlemektedir. Erdoğan bazen ‘Suriyelilere vatandaşlık müjdesi’ vermekte bazen ‘Afrin’de ele geçirilecek yerlere Suriyeli sığınmacıların yerleştirileceğini’ ifade ederek Türk halkının tepkisini azaltmaya çalışmaktadır.
“ERDOĞAN’IN ASIL AMACI TÜRK DEVLETİNİN DEMOGRAFİK YAPISINI DEĞİŞTİREREK…”
Erdoğan’ın Suriyelilere vatandaşlık vermek istemesinin birkaç nedeni vardır. İlk akla gelen neden Suriyelilerin vereceği oylar ile iktidarını güvence altına almayı hedeflemesidir. Bu doğru olmakla beraber ikincil nedendir. Erdoğan’ın asıl amacı, Türk devletinin demografik yapısını değiştirerek millet kimliği yerine ümmet kimliğine dayanan yeni bir sosyoloji yaratmaktır. Erdoğan bu sosyoloji üzerinde amaçladığı hilafet rejiminin daha rahat oturacağını düşünüyor. Yavaş yavaş alıştırma diye adlandırabileceğimiz bir strateji çerçevesinde AKP ileri gelenleri Türk halkını Suriyelilere vatandaşlık verilmesine ikna etmek için vatandaşın aklına hakaret eden gerekçeler bulmaktadırlar. Örneğin Şeref Malkoç, 15 Ocak 2017’de ‘Ne kadar teşvik edersek edelim Suriyelilerin yüzde 80’i kalacak’ açıklamasını yapmaktadır. Aslında AKP istememekte ancak gelenler geri dönmedikleri için sanki çaresiz kalmaktadır. Şeref Malkoç, 8 Eylül 2018’de ise ‘Büyük devlet olmak için büyük nüfusa ihtiyaç var. Suriyeliler Türkiye için büyük fırsata dönüşebilir’ diyerek Suriyeli nüfusu ile Türkiye’nin büyük devlet olacağı gibi bir komikliğe imza atmıştır.
Eski Tarım Bakanı Fakıbaba ise ’Biz Suriyelilere biraz destek verirsek Türkiye’nin sulanabilir arazileri ile her şeyi yapabiliriz. Ben bunu yüzde yüz ile de çalıştırabilsem benim işsizlik oranım bitecek. Bizim şu an 3,5 milyon Suriye’den gelen misafirlerimiz var, kendileri gitse biz onları göndermeyeceğiz, bizim ihtiyacımız var’ diyerek yok ettikleri Türk tarımını Suriyeliler ile ayağa kaldıracağını iddia edebilmektedir. Ve ilginç olan husus bir süredir Suriyelilerin köylere yerleştirilmesi ile ilgili çalışmaların yapıldığıdır. Ve TÜİK’in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi incelendiğinde son 12 yılda ilk kez belde ve köylerde nüfus artmış görünüyor. Artış oranı yüzde 4,76. Ve bu oran ülke genelindeki binde 14,7 olan nüfus artışından çok daha fazla. Bir başka ilginç olan husus ise özellikle erkek nüfus artışı var. Bu ise göç hareketlerinde öncü nüfus olan erkek nüfusu ile ilgili.”
“SOYLU, ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN TÜRK MİLLETİNİN DUYGULARINI İSTİSMAR ETMEK İSTEMEKTEDİR”
“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 16 Aralık 2018’de TBMM’de yaptığı konuşmada ‘Benim ülkemde 380 bin Suriyeli çocuk doğdu. Allah izin verse de Meclis de yardımcı olsa, keşke bu 380 bin çocuğu doğar doğmaz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapsak’ diyerek, AKP politikasını biraz daha açığa kavuşturmuştur. Soylu, çocuklar üzerinden Türk milletinin duygularını istismar etmek istemektedir. Türk vatandaşlığı verilen çocukların anne ve babalarına da vatandaşlık verilecektir. Böylece 380 artı 760, 1 milyon 140 bin Suriyeli vatandaşımız olacaktır. Her Suriyeli ailenin ortalama 4 çocuğu olduğunu kabul edersek, diğer 3 çocuk ile birlikte toplam 2 milyon 200 bin Suriyeliye vatandaşlık verilmesinin önü açılacaktır. Öte yandan bürokrasi AKP’nin Suriyelilere vatandaşlık vermek istediğinin farkındadır.
Uluslararası Kriz Grubu Eylül 2016 tarihli raporunda üst düzey bir AKP’li bürokrat şöyle söylemektedir: ‘Suriyelilere vatandaşlık verilmesine yönelik politikaları hayata geçirmeye başlamadan önce anayasadaki vatandaşlık tanımının daha kapsayıcı hale getirilmesi lazım. Ancak bu hususta partiler arasında uzlaşılamaması yüzünden Suriyelilerin vatandaşlık için biraz daha bekleyeceğini söylemek mümkün.’
Hürriyet gazetesinden Hacer Boyacıoğlu, 4 Temmuz 2016 gibi erken bir tarihte Erdoğan’ın Suriyelilere vatandaşlık verilmesi gizli programını detayları ile deşifre etmiştir. Öneminden ötürü Boyacıoğlu’nun haberinin tamamı aşağıda verilmiştir:
‘Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan ve kayıt altına alınarak biyometrik kimlik verilen 2 milyon 746 bin Suriyeliye, topluma entegrasyonları sağladıktan sonra vatandaşlık hakkı tanınacak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Suriyelilere vatandaşlık verilmesi için çalışma başlatıldığını açıklamasıyla, Türkiye’ye sığınan ve 2 milyon 746 bini kayıt altında olan yaklaşık 3 milyon Suriyeli ile ilgili strateji çalışması önem kazandı. Türk vatandaşlığı koşullarının, Suriyeliler için esnetileceği belirtiliyor. Hükümet, yasadaki vatandaşlığa hak kazanma koşullarını taşımayan Suriyelilerin, beklemeden vatandaşlığa alınması için nasıl bir yol uygulanacağı üzerinde çalışıyor. Bunun için ya şu anki Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlığa alınma işlemi uygulanacak veya Vatandaşlık Kanunu’nda yapılacak bir değişiklikle Suriyelilerin vatandaşlığa alınması kolaylaştırılacak. Bu konuda Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü çalışma yürütüyor.’”
https://odatv.com/erdogansuriyelilerinedenturkiyedetutmakistiyor30031934.html