Türkiye, önce FETÖ'ye ardından Furkan Vakfı’na son olarak da Adnan Oktar Yapılanmasına yönelik düzenlenen operasyonlarla Cemaatleri tartışmaya başladı.
Medyada başka tarikatlara da operasyon yapılacağı iddiaları yer alıyor.
Konuşulan Cemaatlerden birisi de Haksöz grubu.
Haksöz Grubu bugün "Reisçiler"in hedefi olurken, grubun kritik isimlerinden Akit yazarı Kenan Alpay da köşesinden Cemaat operasyonlarını eleştirdi.
“YEMİNLİ ERDOĞAN KARŞITIDIR”
"Reisçi" olarak bilinen TV yorumcusu Ömer Turan, sosyal medya hesabından Haksözcülerle ilgili paylaşımlarda bulundu. Haksöz grubunun nerelerde örgütlendiği, liderlerinin kim olduğu hakkında bilgi veren Turan şu ifadeleri kullandı:
“Haksöz dergisinin etrafında örgütlenen gruba Haksöz hareketi ya da Haksözcüler deniliyor. Bu grup ismini çıkardığı dergiden alıyor. Aynı Grup Özgürder isimli İnsan Hakları Derneği’nde yönetiyor. Haksöz dergisi ile Özgürder derneği aynı camia ait.
Haksözcüler olarak bilinen grubun liderliğini önceden Hamza Türkmen yapıyordu. Rıdvan Kaya ve Kenan Alpay'ın başını çektiği genç kuşak Hamza Türkmen’i tasfiye ederek hareketin liderliğini alır. Rıdvan Kaya Özgürderin Başkan olur, Hamza Türkmen ise grubun fahri Başkanı yapılır.
Hamza Türkmen, Rıdvan Kaya ve Kenan Alpay’a göre daha mutedil bir çizgidedir. Ayrıca Erdoğan'a da çok sıcak bakar ve destekler. Rıdvan KayaKenan Alpay ikilisi ise Hamza Türkmen'in aksine Yeminli Erdoğan karşıtıdır ve Erdoğan’a karşı daha sert muhalefetten yanadır.”
DAVUTOĞLU İLE HAKSÖZ GRUBUNUN İLİŞKİSİ
Turan, Haksözcüler için “Erdoğan için entellektüel derinliği yok derler. Entellektüel derinliği olduğuna inandıkları Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül ve Beşir Atalayı hem severler hem de çok desteklerler. Davutoğlu genel başkanken AK Parti'ye ateşli bir şekilde savunuyorlardı” dedikten sonra şunları kaydetti:
“Ahmet Davutoğlu gençliğinde Hamza Türkmen'in ders halkalarına katılmış. Ahmet Davutoğlu Bu açıdan bakıldığında Haksöz hareketinin kurucusu Hamza Türkmen'in öğrencisi gibidir. Hamza Türkmen Bununla çok övünür. Davutoğlu da Haksözcüleri çok sever ve destekler.
Haksözcülerle Erdoğan arasındaki ip Davutoğlu'nun Başbakanlık'tan alınması ile kopar. Haksözcüler Davutoğlu'nun azledilmesinden sonra Yeminli Erdoğan ve AK parti karşıtı olurlar. Haksözcüler Davutoğlu'nun tekrar gelmesi için her türlü desteği verirler ama başaramazlar.”
IŞİD HAKKINDA DÜŞÜNCELERİ
Haksözcülerin IŞİD’le ilgili düşüncelerini de aktaran Turan, şunları kaydetti:
“Haksözcüler Türkiye'nin en radikal islamcı gruplarından biri olarak bilinirler. Hareketin Hamza Türkmen den sonraki lideri konumundaki Rıdvan Kaya,radikal çıkışları ile bilinir.Rıdvan Kaya, İşid sünni hareketin lokomotifidir diyecek kadar IŞİD hakkında olumlu açıklamalar yapar
DAEŞ'i, Türkiye ve Sünni Dünya ile özdeşleştirme girişimleri vardı. Üst akıl, Daeş'in terör eylemlerinden Türkiye'yi sorumlu tutarak Türkiye'yi uluslararası arenada yargılanmak istiyordu. Bunun için dosya bile hazırlanmıştı.
Şimdi size soruyorum; tam böyle bir aşamada, iktidarı destekleyen ve iktidara yakın olduğu bilinen bir STK başkanının Daeş terör örgütü ile sünniliği özdeşleştiren açıklaması kimin işine yarar, kimi ve hangi ülkeyi zora sokar?”
FETÖ OPERASYONLARINA NASIL BAKIYORLAR
Haksöz grubuyla Erdoğan arasından kırılmanın 15 Temmuz’dan sonra yapılan FETÖ operasyonlarıyla olduğunu ileri süren Ömer Turan, Haksözcülerin, FETÖ operasyonlarına karşı çıktığını, gözaltına alınan isimleri aklamaya çalıştıklarını söyledi.
“Özgürder başkanı Rıdvan Kaya Ali Bulaç'ın tutuklanmasını bir hukuk cinayeti olarak görüyor. Bunu da açıkça söylemekten çekinmiyor. İnanın başka biri, FETÖ’cü birinin tutuklanmasını hukuk cinayet olarak tanımlasaydı anında içeri alınırdı” diyen Ömer Turan şunları kaydet:
“Rıdvan Kaya, Ali Bulaç'ın serbest bırakılması için elinden geleni yapıyor. İnanın Ali Bulaç'ın Ailesi Ali Bulaç'ın serbest bırakılması için Rıdvan Kaya'nın uğraştığı kadar uğraşmamıştır. Rıdvan Kaya Ali Bulaç'ın yargılanmasını Zehir zemberek eleştiriyor.
ÖNEMLİ İSİMLERİNDEN BİRİSİ AKİT YAZARI
Haksöz grubunun ikinci isminin Yeni Akit yazarı Kenan Alpay olduğunu belirten Ömer Turan, Alpay’ın FETÖ operasyonlarını sert bir şekilde eleştirdiğini söyledi.
Turan, Kenan Alpay hakkında ayrıca “Kenan Alpay da Rıdvan Kaya gibi tam bir Davutoğlu hayranıdır. İki isim de yeminli ve kadrolu Erdoğan karşıtıdır, iki isim de Ahmet Davutoğlu hayranıdır. Davutoğlu’na olan hayranlıklarını Davutoğlu ile ilgili olan paylaşımlarında rahatlıkla görebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Ömer Turan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Haksözcüllerle İslamoğlucular arasında çok sıkı bir bağ vardır. Hak sözcülerin bir ayağı İslamoğlu cemaati içindedir. Haksözcüler İslamoğlu'na yakınlığıyla bilinen Hilal TV'yi sık sık kullanırlar. Özgür der, Mazlumder ve İslamoğlu Cemaati birbirine çok yakındır.
Haksözcülere son bir sorum var, Dernek, dergi ve haber sitesinin finansmanını nasıl sağlıyorsunuz? Para kaynağınız Ne?”
“YERLİLİK VE MİLLİLİK SOPASI DEVREYE SOKULUYOR”
Haksöz’ün önemli isimlerinden Kenan Alpay da Akit’teki köşesinde tartışmalara ilişkin şu satırları kaleme aldı:
“Düne kadar laiklik sopasıyla hizaya çekilmek istenen İslam, İslami hayat, İslami cemaat ve tarikatları bugünlerde birileri ‘yerlilik ve millilik’ sopasıyla hizaya çekmek üzere kolları sıvamış gözüküyor. Laik devlet sopası eskidiği ve etkinliğini yitirdiği için daha etkili ve kuşatıcı olduğu düşünülen yerlilik ve millilik sopası devreye sokuluyor.
Diğer merkez ülkeler gibi Türkiye’de güce ve merkeze odaklanarak tamamen yerli ve milli olmaya, yabancı tüm akım ve hareketlere kendini kapatacakmış. Büyük güce, merkezi devlete taparcasına fakat İslam’ın emirlerine, ahlaki temellere, hukukun evrensel ilkelerine, özgürlük ve kardeşliğin vazgeçilmezliğine zerre miktarı olsun vurgu yapmadan bir dizi tutarsız felaket senaryosu, yıkıcı kehanetler sıralanıyor. Toplum ciddiye almaz ama siyaset topluma ve hukuka karşı devleti aşırı derecede yücelten bu türden çözüm önerilerini ne kadar ciddiye alır bilemeyiz. Kemalist devletin yıllar yılı ezmeye, un ufak etmeye endekslendiği muhafazakâr ve İslamcı kimliği güya iltifat olsun diye Yeni Türkiye’de ezmesi ve un ufak etmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a havale ediyorlar. Ne kadar ahlaksızca, utanmazca bir teklif.
Devletin istihbarat birimleri Fethullahçı ve Adnancı şebekelerden sonra diğer cemaat ve tarikatları da tasfiye için hazırlık yapıyor tarzı söylemlerin ne düzeyde provokasyon ve manipülasyon amaçlı ne düzeyde hakikat olduğunu zamanla göreceğiz. Burada esas mesele cemaat ve tarikat meselesi değil suç işleyen, suç işlemek üzere organize olan laikseküler ayrımı yapmadan tüm oluşumlara zaten emniyet ve yargının müdahale etmesinin zaruret olduğudur. Saçma sapan dedikodularla, Kemalist teamüllere yaslanan istihbarat notları ve operasyonu mantığıyla hiçbir çözüm üretilemeyeceği aşikârdır.
Yerli tarikat, milli cemaat ve ulusal İslam gibi saçmalıklar, zorbalıklar etrafında tapılacak devlet aygıtı üretme seanslarına duyulan merak bizi çok ilgilendirmiyor. Merkez devlet diye Putin Rusya’sını, Trump Amerika’sını model diye sunan akıl ve ruh halinin acilen köklü bir tedaviye ihtiyacı vardır. İslam’ın millileşmeye, yerlileşmeye, uluslaşmaya ne ihtiyacı ne de tahammülü vardır. Tarikat ve cemaatlerin asli görevi sahih itikat, salih amel ve Ümmet kardeşliğine hayırlı kapılar açmaktır. Mekke ve Medine’yi, Kudüs ve Filistin’i, Bosna ve Şam’ı İstanbul’un, Bursa’nın, Erzurum’un kardeşi kılan ruhun yerine ne idiğü belirsiz yerlilik ve millilik herzesini ikame edecek halimiz yok.
Devletin hizmetine koşulmuş İslam projesi ve projecilerine yabancı değiliz. Milli din, yerli, dindarlık ve ulusal cemaat ütopyalarının nasıl eskidiğini, ne hızla tarihe gömüldüğünü hatırlatmakta bir beis yok. Biraz meşakkatli İslam’ın ruhu, Müslüman toplumların azmi bu türden deli gömleklerini parçalayacak donanım ve tecrübeye sahiptir. Endişeye mahal yok."
https://odatv.com/birdincigrupdahapotayagirdi20071805.html