26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamaları ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden gündeme getirdiği siyasi ayak tartışmaları devam ederken, 2000 yılında Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkaran ve aynı yıl Hizmet Hareketi olarak adlandırılan cemaate ‘Terör örgütü’ davası açıp, o süreçte seks kasedinin sızdırılmasının ardından görevinden alınan eski Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nuh Mete Yüksel, “FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin Independent’tan Can Bursalı’ya değerlendirmelerde bulundu.
Yüksel, İlker Başbuğ’un çıkışını haklı bularak, “Siyasi ayak şüphesiz var tabii. Mücadele devam ediyor. Ama mücadele netice alacak şekilde yapılıyor mu, yapılmıyor mu ona tam karar veremiyorum” dedi. Yüksel, iktidarla muhalefet arasındaki ‘FETÖ’ suçlamaları için, “Herkes kabahati üzerinden atmaya çalışıyor. Bunlar içinde samimi olmayanlar var. Vaktinde FETÖ’yü destekleyenler, büyütenler var. Özellikle 15 Temmuz’da FETÖ’nün gerçek yüzü ortaya çıkınca korkanlar var. Ama şunu söylemek isterim; FETÖ’cülük hâlâ yürüyor” diye konuştu.
Yüksel’in açıklamaları şöyle:
Siz Fethullah Gülen ve yapılanmasına yönelik ilk davayı açtığınızda ‘siyasi ayak’la karşılaştınız mı?
Benim dava açtığım dönemde siyasi ayak söylentisi yoktu ama daha sonra siyasi ayağı olduğu ortaya çıktı.
Örgütün şemasını çizdiğinizde siyasi partilerle temasını gözlemlememiş miydiniz?
Dava açtığım dönemde, sadece devletin içine sızma vardı. Milli Eğitim, Silahlı Kuvvetler ve Mülkiye’deki çabalarını gözlemlemiştik. Nasıl yayılmaya başladıklarını tespit etmiştik. Özellikle Emniyet’in içinde çok hızlı yayıldı. Orada taraftarları çoktu.
Bu yapı size göre neden devletin içine sızıyordu?
Devleti ele geçirme faaliyeti yürütüyorlardı. Özellikle bu nedenle Silahlı Kuvvetler’e ve Mülkiye’ye girdiler.
O dönem adı Fethullah Gülen Cemaati olan bu yapıyla ilgili Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu dönemde soruşturmayı yürüttünüz. Bir siyasi baskı gördünüz mü?
İddianameyi hazırlamaya başladığım tarihlerde FETÖ çok güçlüydü. Benim arkadaşlarım bile ‘Bu işe girme’ diyorlardı. O dönemde meşru görülüyorlardı. Hatta ve hatta Fethullahçılık, devlet içinde, siyaset içinde, ticaret içinde yükselme aracıydı. İnsanlar kariyerleri için Fethullahçı oluyordu. Ama ben soruşturmamı gayet rahat yürüttüm. Bir baskı olmadı. Ama Fethullahçıların çok sinsi faaliyetleri vardı. Adama yaklaşmasını, elde etmeyi çok iyi bilirler. Bizi ve mahkeme heyetini etkileyemediler.
Ama şunu da söyleyeyim. O dönem davayı örgütten açtım. Onu yanlış yaptım. Şimdi olsa, ‘Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüsten’ açardım. Bunların amacı buydu. Bülent Ecevit, kendisi açıkça söyledi; “Rahşan bak ne kadar çok okulumuz oldu” diyerek naralar attı. Ecevit’i kandırdılar, Ecevit onların adamıydı. Fethullah Gülen’in adamıydı.
‘Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs’ suçundan dava açmış olsaydınız ve ceza verilseydi, toplumdaki meşruiyetleri azalır mıydı?
Yine kazanırlardı. Çok pervasızlardı. Bizim faaliyetimiz ve mahkemenin kararı bile onları durdurmadı.
Geçmişi anlattınız. Bugünkü ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ tartışmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Siyasi ayak şüphesiz var tabii. İlker Başbuğ, yaptığı çıkışta haklı. Ama ben Türk Ordusu’nun içinde FETÖ’nün nasıl yuvalandığına inanamıyorum. Harp Okulu’nda eğitim almış bir insan, o sümüklü Fethullah’ın yanına nasıl gider, aklım almıyor. Ama 15 Temmuz olayı çok önemli. Bir müsibet, bin nasihatten daha iyidir diye düşünebiliriz. 15 Temmuz’da iyi niyetli insanları uyandırdı. Yoksa şimdiye kadar çok insan Fethullah’ın elini bırakıp ayağını öperdi.
Kim bu iyi niyetli insanlar?
FETÖ’nün örgüt yapılanması içinde olduğunu görüp dönen insanlar var. Ama hâlâ, Fethullahçılar da var. Mücadele devam ediyor. Ama mücadele netice alacak şekilde yapılıyor mu, yapılmıyor mu ona tam karar veremiyorum.
Cumhurbaşkanı CHP’yi, CHP Cumhurbaşkanı’nı FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla suçluyor…
Herkes kabahati üzerinden atmaya çalışıyor. Bunlar içinde samimi olmayanlar var. Vaktinde FETÖ’yü destekleyenler, büyütenler var. Özellikle 15 Temmuz’da FETÖ’nün gerçek yüzü ortaya çıkınca korkanlar var. Ama şunu söylemek isterim; FETÖ’cülük hâlâ yürüyor.
FETÖ’nün siyasi ayağı varsa, bu hangi yolla ortaya çıkarılmalı? Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz’dan sonra “Allah affetsin, kandırıldık” demişti. Ne olmalı?
Yargılanmaları gerekiyor. Özeleştiri yetmez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da mı yargılanması gerekiyor?
Gerekirse yargılanmalı. Beni içeri attıracaksın.