Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esergül Balcı ve ekibinin 4 ay süren
saha çalışması, Türkiye’de eğitim sorunlarının artık bir ulusal güvenlik
meselesi haline geldiğini ortaya koydu. Çalışma kapsamında MEB, TÜİK, eğitim sendikaları ve diğer devlet
kurumlarının verileri incelendi. Ayrıca İstanbul, Ankara, İzmir, Van,
Diyarbakır, Bursa, Sakarya, Düzce, Denizli, Adıyaman, Siirt, Şırnak,
Mardin, G. Antep, Şanlıurfa ve Batman illerinde tek tek bireylerle yüz
yüze görüşülerek nitel araştırma yoluyla saha çalışması yapıldı. Elde
edilen bilgiler rapor haline getirildi. “Eğitimde Tarikat Gerçeği: Bir Milyon Çocuk Tarikatların Elinde” adını taşıyan raporda, eğitim sistemindeki çarpıcı bilgiler yer aldı. TARİKATLAR KANSER GİBİ SARDI Rapora göre, Türkiye’de belli başlı 30 tarikat silsilesi ve bunların
400 kolu bulunuyor. Sadece İstanbul’da 445 tekke faaliyetlerini açıktan
sürdürüyor. Çoğunluğu İstanbul, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman,
Batman, Van, Hakkari, Şırnak, Ağrı, Muş, Bitlis, Gaziantep ve Şanlıurfa
olmak üzere 800’ün üzerinde faal medrese bulunuyor. Üstelik büyük
şehirlerde kaç apartman medresesinin faaliyette olduğu ise tam olarak
bilinmiyor. Çoğunluğu kız çocuklarına yönelik açılan apartman
medreselerinde 1218 kişi kalıyor. “Seyda” denilen eğitmenlerin çoğunluğunu, 19801994
yılları arasında İran’ın dini merkezi Kum’da ve Irak’ın Akre ve Erbil
gibi tarikat merkezi şehirlerinde eğitim aldığı iddia edilen raporda, bu
isimlerin Hizbullah örgütü mensupları ya da sempatizanlarından
oluştuğuna vurgu yapılıyor. Raporda, Kuzey Irak, İran ve Suriye’de
medrese eğitimine giden öğrencilerle birlikte tespit edilebilen medrese
eğitimi alan çocuk sayısı 10 binin üzerinde olduğu belirtiliyor. MEB verilerine göre medreselerin yoğunlaştığı iller okulöncesi
eğitimde Türkiye ortalamasının altında olduğu ileri sürüldü. Rapora göre
bu durumun nedeni medreselere kaydolma yaşının, bazı bölgelerde 3’e
kadar düşmesi olarak gösteriliyor. Rapora göre, tarikat okullarındaki öğrenci sayısı 210 bin dolayında. 4
binin üzerindeki özel yurdun 2 bin 480’i bir tarikatla bağlantılı.
Tarikatlara bağlı yurtların kapasitesi 380 bin olduğu ileri sürülüyor.
Bu yurtlarda kalan öğrenci sayısı 225 bini buluyor. Kayıt dışı
kalanların sayısı ise tam olarak tespit edilemiyor. Her yurt okulların
kapalı olduğu dönem dahil, aynı zamanda Kuran kursu ya da medrese
eğitimine devam ediyor. Raporda resmi kayıtlar dışında gayrı resmi olarak faaliyet gösteren
okul, yurt, ev, tekke ve medreselerle birlikte bir milyon çocuğun
tarikatların elinde oldu ileri sürülüyor. Rapora göre devlet, eğitimden kademe kademe çekiliyor. 4+4+4
uygulamasının başlatıldığı 2012 yılından bugüne kadar devlete ait 4 bin
22 ilkokul kapatıldı. HARP OKULLARINDA TARİKATLAŞMA Raporda harp okulları da ele alınmış ve FETÖ hakimiyeti ile bugünkü
sistem arasındaki benzerlikler ortaya konmuş durumda. Buna göre, dini
yapıların eğitim yoluyla devlet içinde kadrolaşmasının en tehlikeli
sonuçlarından birinin harp okullarında yaşandığına vurgu yapıldı. Rapora göre FETÖ TSK’ya şu aşamalardan geçerek sızmayı başardı;
19802000 yılları; askeri okullara eleman yerleştirme, 20002008
yılları; yerleşme ve yayılma 20082014 örgütten olmayanların tasfiyesi… Raporda vurgu yapılan noktalardan biri de harp okullarındaki “cadet” ve “cadet yardımcıları”
olması dikkat çekiyor. Harp okullarında okuyan öğrenciler için en köklü
geleneklerden biri, üst sınıfların alt sınıfları her zaman ve her yerde
denetleme işlevi olması biliniyor. Bunun için, her sınıfta bir “cadet” ve “cadet yardımcısı” bulunuyor. Söz konusu rapora göre 2007’den sonra “Cadetler”
özellikle FETÖ’cü öğrencilerden seçildi. Bu sayede diğer öğrenciler
disiplinsizlik bahane edilerek askeri lise ve harp okullarından atıldı. Raporun çalışmaları sırasında özellikle FETÖ’cülerin sahte sınavlarla girdikleri harp okullarında “kat ablası ve abisi”, “sorumlu imam” gibi sıfatlarla askeri öğrencileri yönlendirdikleri tespit edildi. https://odatv.com/fetovetarikatlarturkiyeyiboyleelegecirmis14021848.html