Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” tezi çerçevesinde ekonomi yönetiminin faizi artırmak yerine arka arkaya uygulamaya koyduğu başarısız enstrümanlarla hem enflasyonu hem de dövizi düşürme çabaları her geçen gün etkisini yitiriyor. Dövizin ateşini düşürmek için önce kur korumalı mevduat (KKM), ardından gelire endeksli senet (GES) ve en son da 24 Mayıs Cuma akşamı 900 bin dolar dövizi bulunan şirketlere getirilen kredi kısıtlaması önlemleri de boşa çıkmış görünüyor. Kredi kısıtlaması kararı sonrası 16.40'lara kadar gerileyen dolar, bugün yeniden 17.01'ye ulaştı. Böylece doların 22 Mayıs’ta ulaştığı bu yılki 17.54 TL’lik rekor seviyeye yeniden gelmesine ramak kaldı.
Finansal piyasalar uzmanı İris Cibre, dolardaki artışta hem yüksek enflasyonun hem de Avrupa’da resesyon korkusuyla doların yükselmesinin etkisi olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Dövizdeki artışı durdurmak için ya piyasa dalgalanmasına bırakırsın ya da böyle önlemlerle düşürmeye çalışırsın. Ama belli bir noktadan sonra tutulamaması çok normal. Alınan bu kadar önleme rağmen dövizde düşüş olmaması müdahale olduğunu gösteriyor. Küresel piyasalarda da dolar yükselişte. Resesyon endişesiyle Euro, ABD Doları karşısında 2002 Aralık ayından bu yana ilk kez 1,02804 seviyesini gördü. Bu bizim açımızdan iki türlü tehlikeli. Hem Avrupa’ya olan ihracatımız düşecek hem de cari açık daha da yükselecek. 6 ayda dış ticaret açığı 51 milyar dolara yükseldi. Kısa vadeli dış borç 182 milyar dolar ancak tüm bunlara rağmen brüt döviz rezervimiz 101.9 milyar dolara gerilemiş durumda. Tüm bunların döviz üzerinde baskı yaratmaması mümkün değil.”
halktv.com.tr