Adli Tıp Kurumu’nda 7 saat süren otopsi işlemlerinin ardından Rojin'in cenazesi, sabaha karşı ailesine teslim edilip memleketi Diyarbakır'a gönderilerek son yolculuğuna uğurlandı.
ÖRNEKLER İSTANBUL ADLİ TIP KURUMU’NA GÖNDERİLDİ
Van Baro Başkanı Sinan Özaraz, Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından Rojin Kabaiş'e ait dosyaya gizlilik kararı verildiğini, ön otopsi raporunun da gizlilik kararı gerekçesiyle aileye ve kendilerine verilmediğini söyledi. Rojin'in vücudundan alınan 100'e yakın numunenin incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğini kaydeden avukat Özaraz, "Otopsi sırasında Baro olarak uzman talebinde bulunduk. Ancak bu talebimizi savcılık reddetti. Daha sonra aileyle şifa ile görüşerek vekaleti aldık ve bu durumu ilgili savcıya da bildirdik. İstanbul'a gönderilen numunelerin sonuçlarını bekliyoruz" diye konuştu.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri yaptığı açıklamada ilk bulgularda şüpheli bir duruma rastlamadıklarını dile getirdi. Van Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri, yapılan ilk bulgularda şüpheli bir duruma rastlamadıklarını, ancak uzun süreli suda kaldığı için cesette ciddi anlamda deformelerin gözlendiğini, bu nedenle İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek sonuçlara göre ölüm nedeninin ortaya konulacağını kaydetti.
“24 KİLOMETE UZAĞA GECE O ÇOCUK TEK BAŞINA GİTMEZ”
Rojin Kabaiş'in babası Nizamettin Kabaiş ise kızının öldürüldüğüne yönelik şüphelerini dile getirdi. Kabaiş şöyle konuştu:
“Rojin bir gece boyunca yurda gitmedi, öbür gün saat 12'ye çeyrek kala beni aradılar. Diyor ‘çocuğun gelmemiş’. Benim haberim nasıl olsun çocuğumun gelip gelmediğinden. Kenarda tel örgü yoktu, kamera yoktu, ışık yoktu. Çocuk demiş ki; ‘Gideceğim biraz çakıl taşı toplayacağım’ Benim tahminim serseriler orada görmüşler, çocuğuma zarar vermişler. İnşallah bunu yapanları en yakın zamanda bulup en ağır ceza neyse onlara versinler. Hatta idam etsinler onları. Zararsız küçücük Rojin'den ne istediler. Rojin'in kime ne zararı vardı ki? Niye böyle yaptılar. 24 kilometre uzağa gece o çocuk tek başına gitmez. Ben orayı görmedim. Yurdun yanındaki göl derin değil. Eğer gitselerdi orada boğulma tehlikesi yoktu. 50 kilometre dalgıçlar ileri gidiyor, daha bir karıştı. Çocuğumun başına birileri bir şey getirmiş mutlaka. Tek başına oraya gitmez. Oradan suya girse de oraya kadar gitmez. Bir vahşet vardır. Birileri mutlaka yapmış. Ben devletten bunu istiyorum. Bu vahşeti yapanları en yakın zamanda ortaya çıkarsınlar. Cezaları da idam olsun. Bir daha da Rojinler gitmesin. Acılara son verelim. Çocuklardan, kadınlardan ne istiyorlar?” dedi.