Ünlü dağcı, yazar, fotoğrafçı, Arama Kurtarma Derneği (AKUT) kurucularından Nasuh Mahruki hakkında, sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve “yargı organlarını aşağılama” suçlarından soruşturma başlatıldığı ve gözaltı kararı verilmişti.
Konuyla ilgili Nasuh Mahruki'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda şunlar söylendi,
"Herkese merhaba, Ben Mine, Nasuh şu anda gözaltında değil çünkü kendisine savcılıktan gelen herhangi bir yazı yok, savcılıkta herhangi bir dosya yok, edevletinde herhangi bir soruşturma dosyası yok, kendisine yapılan usulüne uygun bir çağrı yok, herhangi bir tebliğ de yok. Savcılık usulüne uygun davet ederse elbette ilk fırsatta ifade vermeye gidecektir. Şu anda da konunun içeriğini herkes gibi medyadan öğrendiği kadarıyla cevaplarını hazırlıyor. Nasuh’la konuştuğumda hepinize yakın ilginiz ve desteğiniz için teşekkürlerini iletti ve şunları söyledi;
“Hakkımda savcılık tarafından bir soruşturma başlatılmadan yani birisinin şikayetçi olması veya re’sen yöntemle başlatılmış bir dosya olmadığı halde, usulüne aykırı şekilde, gece vakti evimin önüne sivil araçlarla ve sivil kıyafetlerle gelen, polis olduğu tahmin edilen 67 sivil kişiyle götürülmek istenmem ve tesadüfen evde olmadığım halde evimin karşısında sabaha kadar bekletilmeleri hukuka ve genel uygulamalara aykırı bir durumdur. Sivil polislerin giderken de herhangi bir resmi yazı, çağrı kağıdı vs bırakmadığını da eklemek isterim. X platformunda sıradan bir düşünce ve yorum paylaşımı yaptığım bir Twit atmamdan dolayı eğer bir soruşturma açılacaksa, yapılması gereken şey polisiye yöntemlerle gecenin köründe çocuklarımı ve eşimi, biricik ailemi korkutup gözdağı vererek ve bugüne dek hiç böyle bir şey görmemiş sakin sokağımızda yaşayan komşularımızı da huzursuz ederek baskın yapmak değildir. Benim yerim belli, yurdum belli, doğma büyüme bu adresteyim. Cumhuriyet’in ilk bankacılarından ve ilk İnşaat Mühendislerinden olan büyükbabamın bizzat kurduğu mahallede, bizzat inşa ettiği evde tam 62 yıldır yaşıyoruz. Bu konu normal şartlarda Basın Savcılığının yürüttüğü sıradan bir soruşturma olacakken, cinayet işlemiş veya kaçmış bir suçluymuşum gibi garip ve rahatsız edici polisiye yöntemlerle evime baskın yapılması ve hakkımda böyle bir kural dışı sürecin yürütülmesi hiçbir resmi ve yasal uygulamayla bağdaşmıyor. Bu gayrı ciddi ve kişisel uygulamayı protesto ediyorum. Burada olması gereken yöntem, devletin resmi kurallarını işleterek, ilgili kişiyi yazılı davet usulüyle ifadeye çağırmaktır. Oysa sanki olağanüstü bir suç işlemişim gibi apar topar, polis olduğu bile belli olmayan sivil kişilerle gece vakti baskınla adam yakalatmaya kalkmak ne kadar hukuka ve toplumsal barışımıza uygun bir durumdur, bunu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”