Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre, Covid19 salgınından en çok etkilenen ülkeler ayın zamanda kamu borcu en çok artan ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye de 2020 yıl ortası itibarıyla Estonya'dan sonra bir yıl içinde kamu borç stoku en çok artan OECD ülkesi konumunda. Peki, bu borç pandemi harcamaları nedeniyle mi arttı? Merkez Bankası eski baş ekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara bu olağanüstü artışın kur artışı ve dövizli borçlanmadan kaynaklandığını belirtirken, “Kamu kaynakları gerçek ihtiyaç sahiplerine değil döviz varlık tutanlara aktarıldı” yorumunu yaptı.
7 PUAN KUR ARTIŞINDAN
Türkiye'de 10 yıl boyunca yatay seyreden genel yönetim borç stoku beş yıl içinde üç katına çıktı. 2020'de ise kamu borcunun milli gelire oranı 10 puan birden yükseldi.Kamu borç stokunun gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 42.6'ya ulaşırken, bu seviye son olarak 2009 yılında görülmüştü.. Geçen yıl nominal olarak toplam merkezi yönetim borcunun 485 milyar lira arttığına dikkat çeken Kara, “Milli gelire oranla kabaca 10 puanlık artışa tekabül ediyor. Maalesef bu borç pandemide ihtiyaç sahiplerine destek verdiğimiz için artmadı. 4 puanı kur etkisinden 3 puanı da yabancı para cinsi ilave borçlanmadan kaynaklandı. Yani bu on puanın yedisi döviz kurundaki artıştan geldi diyebiliriz” dedi.
“Bu borcu pandemiye destekten çok hesapsız bir portföy yönetim stratejisi nedeniyle artırdık” diyen Kara, kamunun şu anda hem yüksek faiz hem de yüksek kur farkı ödediğini söyledi. Kara, toplam borcun neredeyse üçte ikisinin kura duyarlı hale geldiğine işaret ederek şöyle devam etti: “Bu nedenle döviz kurundaki artışlar artık kamu borç yükünü hızlı bir şekilde sıçratıyor. Diğer ülkeler kamu kaynaklarını pandemide halkına bolca destek vermek için kullanırken, biz kendi elimizle döviz borcumuzu ve kuru artırarak var olan kaynağı bir anlamda heba etmiş olduk.”