Prof. Hayrettin Karaman, Yeni Şafak'ta "Ahlak herkese lazım" başlığıyla yayımlanan yazısına "Kendi ahlaksızlığını bir şekilde meşrulaştırıp veya bunu bile yapmadan yoluna devam edip başkalarına ahlak dersi vermek de bir çeşit ahlaksızlıktır" ifadesiyle başladı. Karaman'ın yazısında öne çıkan ilgili bölüm şöyle:
"İnsanımız balık hafızasına sahip; daha dün gibi olan yakın mazide Müslümanların zaten kısmen yaşayabildikleri dini hayatlarının bile ne kadar kısıldığını, temel insan haklarından nasıl mahrum edildiklerini, bilim, ekonomi, iç ve dış siyasette nasıl dar boğazlarda ve sıkıntılar içinde olduğumuzu unutuyorlar. Son on küsur yılda her tabaka ve kesim için önemli olan neler yapıldı; bunu hemen herkes unutmuş görünüyor.
Herkes kendini aynanın karşısına koyacak yerde hep başkalarını koyuyor, üstün/güzel/kâmil ahlak ölçülerine vurarak değerlendiriyor. Bu da olsun, olmasın diyemem, ama önce herkes kendine bakarsa ayaklar biraz daha yere basar.
Bizim alandan birkaç örnek vereyim:
Vaktiyle İmam Hatip mezunlarının ilâhiyat dışındaki yükseköğretime geçişlerinin önüne engeller konmuştu. Birçok ‘dindar’ Müslüman ve İlahiyat mezunu veliler çocuklarını İmam Hatip’ten aldılar veya oraya göndermediler; yani son tahlilde dünyayı ahirete, maddî imkânı Allah rızasına tercih ettiler.
Son yıllarda okullara Kur’anı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve İslam Bilgisi dersleri kondu. Bu dersler zorunlu değil, seçmeli idi. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bu ülkede bu dersleri seçen insan sayısının azlığı ibretlik bir olaydır.
Eline para geçen ve zengin olan ‘dindarlar’, lüks ve israfta dinsiz veya dini hayatı gevşek/kusurlu olanları fersah fersah geçtiler.
Müslümanca örtünmenin ictimai hayata katılmaya engel olmaması için yıllarca mücadele ettik, değerli bedeller ödendi, sonunda engeller kalktı, bu defa da sözde örtünenler ‘örtülü açıklar’ nitelemesinin örneği haline geldiler.
Birçok ‘dindar’ işadamının işyerinde Müslümanca düzen, hakkını verme ve liyakati gözetme yok.
Birçok ‘dindar’ (böyle görünen ve bilinen) olup kamu otoritesi kullanan kimsenin elindeki imkân ve yetkiyi kötüye kullandığına dair pek çok örnek var.
‘Bu saydıkların ‘dindar’ kesimde var da ötekilerde yok mu?’ diye soranlar ve eleştirenler olacaktır.
Vardır, olmaz mı, ama bizde ya hiç ya da az (müstesna) olması gerekmiyor mu?
Sonuç: Biz ne kadar ahlaklı olursak bizi yönetenler de o kadar ahlaklı olurlar; onlar gökten inmediler, bizden çıktılar.
Durum bundan ibarettir, tercihler yapılırken ayaklarımız gerçek durumun üstünde olsun."
Damadın koronavirüs testi pozitif çıktı, olayı duyuran kişinin evini bastılar!663 izlenme
MEB'den göstermelik geri adım218 izlenme
Mahkemeden kurultay kararı: Dosya Ankara'ya gönderildi9 izlenme
Yine AKP'li belediye, yine adrese teslim ihale!229 izlenme
Dünyadan liderler Atatürk'e arkasını dönmezken Erdoğan'ın arkasını dönerek uzaklaşması gündem oldu24 izlenme
Atatürk Orman Çiftliği ve Sümer Holding AŞ zarar ediyor: Cumhuriyet kurumlarının hali perişan!3 izlenme
Patronlar rahatsız: TÜSİAD'dan ekonomik program için sert eleştiri!41 izlenme
Erdoğan: Ne olur bize yardımcı olun584 izlenme
Erdoğan genç doktorlar için 'giderlerse gitsinler' demişti: Emekli doktorlar göreve çağrıldı
Dönerde hijyen alarmı! Konya, Kocaeli derken bir skandal da Şanlurfa’dan
Diyanet'te 'torpil' skandalı
İmamoğlu'nun başlattığı 'çiftçiye ücretsiz tohum desteği' dağıtım töreninde konuşan çiftçi: "İBB bize yem veriyor, tohum veriyor, gübre veriyor, mazot veriyor, bunun için ne desek az"