Home
11 Kasım 2021 ( 34 izlenme )
Reklamlar

Hayrettin Karaman'ın skandal 'fetva'sına suç duyurusu!


Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Dr. Haydar Baki Doğan, ilahiyatçı Hayrettin Karaman'ın Sünni gençlerin Alevilerle evlenemeyeceğine yönelik ifadeleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.


Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Dr. Haydar Baki Doğan ve aynı zamanda AVF Yönetim Kurulu üyeleri olan Eskişehir Hacı Bektaş Veli̇ Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Dr. Ali Ulu ve Hüseyin Gazi Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Mehmet Boy ile birlikte Çağlayan Adliyesi'nde ilahiyatçı Hayrettin Karaman hakkında kamu davası açılarak cezalandırılması talebiyle suç duyurusunda bulundular.

NE OLMUŞTU? 

Yeni Şafak Yazarı, İslam Hukuku Profesörü ve daha önce de farklı konularda verdiği skandal fetvaları nedeniyle eleştirilen Hayrettin Karaman kendi sitesinde Alevi ve Sünni evlilik hakkında fetva verdi.

Karaman'a yöneltilen soru şöyleydi: 

"Benim 22 yaşında bir kızım var ve okul arkadaşları arasından bir gençle konuşuyor ve ciddi olarak neticelendirmeye niyetliler. Aileyi araştırdık, ailenin çok iyi bir aile olduğunu öğrendik ancak delikanlı ve ailesi Alevî mezhebinden. Bu durum karşısında ne yapacağımı şaşırmış vaziyetteyim, Alevi inançlı biriyle sünni inançlı birisinin evlenmesi caiz midir? Caizse ben bunu babama [kızın dedesine] nasıl anlatabilirim; zira babama konuyu açtığımda ilk sorusu "Mezhebi nedir?" oldu. Gerçekten o ana kadar mezhebini bilemedik, araştırdığımızda öğrendik. Şimdi babam sürekli soruyor, ben tam bilgi sahibi olmadığım için babamdan gizliyorum, ancak her şeye rağmen babam "hayır, olmaz" derse kesinlikle olmayacak. Ancak bir yanda da evladım var, çıkmaz bir durumdayım; ben, eşim ve çocuklar, biz aslen Arnavutuz, 1957 yılında göç etmişiz. Aile yapısı olarak baba ve annemizin sözünden çıkmamaya gayret eden bir yapıya sahibiz. Benim sizden ricam bu durumda nasıl davranmam gerekiyor, beni bilgilendirebilirseniz çok sevineceğim. Olmayacaksa da bunu kızıma anlatabilmeliyim, sizin yollayacağınız mail cevabını okutabilirim kızıma, olabilirliği varsa da bu sefer babama okutup ikna etmeye çalışacağım. hürmetlerimi sunuyorum.."

Karaman'ın skandal yanıtı ise şöyleydi:  "Alevilik babadan oğula geçen bir soy, bir kan bağı değildir. İnsan bugün Alevi, yarın dönüp Sünni veya tersi olabilir. Bu gencin ailesi Alevi olmakla beraber gencin kendisi İslam'a Sünniler gibi inanıyorsa, Amentüyü bizler gibi kabul ediyorsa o makbul bir müslümandır. Eğer bilerek Aleviliğini koruyorsa, Alevilere ait olup İslam ile bağdaşması mümkün olmayan inançları ve uygulamaları muhafaza ediyorsa o genç ile sünni bir kız evlenemez. Durumunuzu buna göre inceler kararı siz verirsiniz."

ALEVİLER HAREKETE GEÇTİ

İlahiyat profesörü Hayrettin Karaman'ın skandal ifadelerinin basın organlarına yansıması üzerine, Alevi Vakıflar Federasyonu konuyla ilgili tepkisini Çağlayan Adliyesi'nde suç duyurusu yaparak gösterdi.

Alevi Vakıflar Federasyonu, bir inancın aşağılanması ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu işlediği iddiası ile Hayrettin Karaman hakkında kamu davası açılarak cezalandırılmasını talep ediyor.

AVF Genel Başkanı Doğan, sitemize yaptığ açıklamada şöyle konuştu:

"Dünyanın dört bir tarafında insan ilişkileri daha gergin, toplumsal hayat daha çatışmalı bir hal alıyor. Bu gerginliği de gene din adına ilahiyatçı denenlerin yapması apayrı bir sorun haline gelmiştir 

Esas sorun, din adına konuştuklarını iddia edenlerin kimin kimle evleneceği, 12 yaşında mı 15 yaşında mı, kimin kimle evlenmesi caizdir gibi boş konular ile uğraşması yerine, kul hakkının yenmemesi, hırsızlık, haksızlık, yolsuzluk ve adaletsizlik yapılmaması yönünde görüşleri dile getirmemesidir.

Alevilere karşı kullanılan bu aşağılayıcı dil, bugün sadece kendisine akademisyen ilahiyatçı denen şahıs tarafından değil, daha önce de devletin en üst kademelerindekiler tarafından kullanılmıştı. Bugün biz buraya bu suç duyurusunda bulunarak artık karanlığına kızacağımıza, bir mum yakmalıyız düşüncesiyle geldik.  

Bu anlamda Türkiye’nin son derece ciddi bir toplumsal gerginliğe sürüklendiği bir ortamda, tüm toplum kesimlerine ve özellikle hükümete şu çağrıda bulunmak istiyoruz. 

Türkiye cumhuriyeti Anayasası'nın maddelerinin uygulanması; Anayasanın 1. maddesi 10. maddesi 24. 90. 138. maddelerinin işletilmesini  talep ediyoruz. Anayasanın 90. maddesi Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uyma zorunluluğunu getirmektedir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu 47 devletin yargıçlarının bulunduğu Avrupa insan hakları Mahkemesi’nin 2016’da yılında vermiş olduğu karar ile Alevilere karşı ayrımcılık yapıldığı tescillenmiştir. Bu kararda Alevilerin cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi,  Alevilerin inanç önderlerinin çalışmalarının kamu hizmeti olarak kabul edilmesi ve Alevilere devletin genel bütçesinden pay ayrılması yönünde karar vermiştir.

Her ne kadar, Uluslararası Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye 127 ülke arasından 105. sıraya düşmüş ise de, Türkiye yargısından umudumuz var.

Bu kararların uygulamaya koyulması ile hükümet, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulayarak Türkiye’de Alevilere karşı bir haksızlığı ortadan kaldırmış olmanın yanı sıra, aynı zamanda Alevilere karşı kullanılan bu çirkin dilin önüne geçip eşitlik ve inanç özgürlüğü temelinde, Türkiye’nin birlik ve beraberliğine katkıda bulunmuş olacaktır."

SUÇ DUYURUSUNUN TAM METNİ

Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Dr. Haydar Baki Doğan ve YK üyeleri olan olan Eskişehir Hacı Bektaş Veli̇ Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Dr. Ali Ulu ve Hüseyin Gazi Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Mehmet Boy tarafından sevcılığa sunulan suç duyurusu dilekçesi şöyle:

İSTANBUL CUMHURİYET SAVCILIĞINA

MÜŞTEKİ : Alevi Vakıflar Federasyonu adına Haydar Baki Doğan, Ali Ulu, Mehmet Boy

ŞÜPHELİ : HAYRETTİN KARAMAN

SUÇ TARİHİ : Kasım 2021

SUÇ : Bir inancın aşağılanması, kin ve düşmanlığa tahrik.

AÇIKLAMALAR

1 Şüpheli kendi internet sitesi ve basında yayınlanan haberlere gör aşağıdaki ifadler kullanmıştır: "Alevilik babadan oğula bir soy, bir kan bağı değildir. İnsan bugün Alevi, yarın dönüp Sünni veya tersi olabilir. Bu gencin ailesi Alevi olmakla birlikte gencin kendisi İslam'a Sünniler gibi inanıyorsa, Amentüyü bizler gibi kabul ediyorsa o makbul bir müslümandır.

Eğer bilerek Aleviliğini koruyorsa, Alevilere ait olup İslam ile bağdaşması mümkün olmayan inanç ve uygulamaları muhafaza ediyorsa o genç ile Sünni bir kız evlenemez".

Beyanatta " ..bir kimse ailesi Alevi olmakla birlikte İslama'a Sünniler gibi inanıyor ise makul bir müslümandır" ifadesi kullanılmıştır. İfadenin mefhumu muhalifi de caridir ve buna göre, İslama sünniler gibi inanmayanlar ( Aleviler) makul bir müslüman değildir denilmektedir. Böylece Alevi inancı heretik( sapkın) ve mürted olarak gösterilmiştir. tarih boyunca alevilerin mürted, islam dışı algısı yaratıldığında, bu coğrafyada onlarca kıyım ve çatışma çıkmıştır.

Bu ifade alenen aleviliği hak mezhep olarak göstermeyip, olası kışkırtma içermektedir.

Cümlenin devamında bir kimse " bilerek aleviliğini koruyor ise" , " Alevilere ait olup İslamla bağdaşması mümkün olmayan inanç ve uygulamaları" muhafaza ediyor cümlesi yer almıştır. Bu ifadeye göre de Alevilere ait olan inançlar ( ve uygulam cem törenleri kast ediliyor) islam ile bağdaşılmaz kabul edilerek, Alevilik İslam dışı ilan edilmektedir.

Tarih boyunca bu yobaz ve bağnaz düşünceden hareket ile, İslam dışı olan aleviler; diğer 3 kitap ehli de olmadığına göre kafir ilan edilerek katledilmişlerdir.

Ebu Suud Efendi'nin bu tür fetvası nedeni ile 60.000 Anadolu Alevisi katledilmiştir.

Fetva şöyledir:

Soru: Alevilik Hak mezhep midir?

Cevap: hayır

cevap: helaldir.

Soru : mallarının alınıp karıları cariye olarak alınıp satılması caiz midir?

cevap: caizdir. İşte bu açıklama, bu neviden bir fetvadır. Bu tür fetvalar her zaman, bu inancın kıyımı ile sonuçlanmıştır. Örnekleri yakın tarihimizde de derin acılar bırakmıştır. Malatya, Çorum, Maraş ve Gazi Mahallesi olayları ve Madımak katliamı daha hafızalarda taze iken; bu yeni bir katliama açık bir davet ve yakın ve bitişik bir tehlike teşkil eden kışkırtmadır.

2 Bu açıkça insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisindedir. Ayrıca TCK 216. maddesi kapsamında da suç oluşturur. Zira bu maddeye göre; "

(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

SONUÇ VE İSTEM : Açıklanan nedenler ile;

Şüpheli hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılması saygı ile arz ve talep olunur


https://www.krttv.com.tr/gundem/hayrettinkaramaninskandalfetvasisonrasihareketeh99750.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

TOKİ yöneticilerine ayrıcalıklı deprem zammı Kanal İstanbul’a ‘sıfır’ merayı imara açtılar! İstanbul’da sel felaketi: Bazı sokaklar savaştan çıkmış gibi… Ölüm listesi yapan Fatih Tezcan hakkında soruşturma başlatıldı!