Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, son çeyrekte siparişlerde kısmen iyileşme beklentisine rağmen hazırgiyim sektörü ihracatının bu yılı yüzde 67 düşüşle tamamlayacağını; daralma trendinin süreceği 2025 yılında da yüzde 5 gerileme öngördüklerini söyledi.
Önümüzdeki yıl beklenen daralma ile birlikte sektörde bir miktar istihdam çıkışı ve kapanmalarla da karşı karşıya kalacaklarını ifade eden Kaya, bunun önüne geçilebilmesi için finansman desteği, kurun enflasyon derecesinde artması ve asgari ücretin OVP’deki yeni dönem enflasyon hedefi ile belirlenmesi gibi bir dizi beklentileri olduğunu söyledi.
Hazırgiyim sektöründeki gelişmelerin değerlendirildiği basın toplantısında konuşan Kaya, sektörün ihracatının 21.2 milyar dolar ile tarihinin en yüksek rakamına ulaştığı 2022 yılının son çeyreğinden itibaren gerilediğine işaret ederek, son iki yılda istihdamın yüzde 15.3, üretimin ise yüzde 17 daraldığını söyledi.
Bu yılın ilk dokuz ayında ise ihracatın bir önceki yıla göre yüzde 8 civarında düştüğünü belirten Kaya, "Ancak yılın son çeyreğindeki siparişler ile birlikte kısmen de olsa bir iyileşme bekliyoruz. Bunun neticesinde de bu yılı geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 67 düşüşle kapatacağımızı öngörüyoruz. Bu da yıllık 18 milyar dolar veya bunun biraz aşağısına denk geliyor” dedi.
Sektörde toparlanmanın bugünden yarına olmasını da beklemediklerini söyleyen Kaya, "Bu kapsamda 2025 yılında sektörümüzün yüzde 5 daha küçülebileceğini öngörüyoruz. En iyi ihtimalle bu senenin rakamını egale edebiliriz" dedi.
Kaya, daralma trendinin sürmesiyle birlikte sektörde yeni şirket kapanmaları ve istihdam kayıpları riskine de dikkat çekti.
Kaya, "Önümüzdeki yıl beklenen yüzde 5 daralma ile bir miktar istihdam çıkışı ve kapanmalarla da karşı karşıya kalacağız" dedi.
Kaya'nın verdiği bilgiye göre, sektörde halihazırda bir yılda 115 bin , son iki yılda ise 210 bin istihdam kaybı yaşandı.
Sektörün yaşadığı ihracat kayıplarının nedenleri ile ilgili yaptığı değerlendirmede ise, 2022 yılı başından itibaren uygulanan ekonomi politikaları sonucunda sektördeki üretim maliyetlerinin önemli ölçüde arttığına işaret eden Kaya,"Buna karşın TL'nin değerlenmesi, kur üzerindeki baskı ve iç pazarın sıkılaşma politikaları ile daraltılması sonucu sektörümüz ihracat pazarlarında artık sadece pahalı değil, çok pahalı hale geldi" dedi ve ekledi:
"İki yıl öncesine kadar rekabet ettiğimiz Bangladeş, Vietnam, Hindistan gibi ülkelerden yaklaşık yüzde 20 daha pahalıydık... Günümüzde bu fark yüzde 60'lara ulaştı. Alım grupları bu farkı tolere etmediği için kayıp yaşıyoruz.
Alım gruplarının fiyat baskısı karşısında mecburen fiyatları aşağı çektiklerini söyleyen Kaya, bunun da sektör olarak kârsız hatta bazen bir miktar zararla mal satmalarına neden olduğunu belirtti.
Toplantıda verilen bilgiye göre, Avrupa pazarı yüzde 60 civarı payla Türk hazırgiyim üreticilerinin temel pazarı konumunda bulunuyor.
Kaya, Ortadoğu'daki jeopolitik gelismelerin sektör ihracatına nasıl yansıdığı ile ilgili soru üzerine ise, bazı noktalara uçusların durması ve lojistik sıkıntıların özellikle Laleli, Merter, Osmanbey'den yapılan bavul ticaretine ve kargo yoluyla yapılan ihracata olumsuz yansıyacağını söyledi.
Hükümetin ekonomi politikalarında ağırlıklı olarak enflasyon ve faize odaklandığını ancak sektörün daha büyük sorunları olduğunu ifade eden Kaya; maliyet artışı, kur baskısı ve rekabet edememe sorunlarının üstesinden gelmek için bazı talepleri bulunduğunu söyledi.
Kaya bu talepleri söyle sıraladı:
"Öncelikle maliyetlerin düşürülmesine yönelik desteğe ve ortauzun vadeli finansal destek programlarına ihtiyacımız var. Kurun enflasyon derecesinde artması yönünde bir beklentimiz bulunuyor. Bizim için en önemli konulardan biri de asgari ücretin OVP’deki yeni dönem enflasyon hedefi ile belirlenmesi. Maliyetlerimizi ancak bu şekilde dengeleyebiliriz. Aksi durumda sektör olarak sermayemiz de kaynağımız da kalmadı."
Sözcü