Korkusuz Gazetesi yazarı Hüshü Mahalli, bugünkü yazısında Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn'in İsrail ile yaptıkları anlaşmaları yazdı.
Mahalli yazısında, "AKP kurulmadan önce ve hemen sonrasında ABD’ye giden Erdoğan ve Gül öncelikle ve ısrarla Yahudi lobilerle buluşurdu." ifadelerini kullandı. Mahalli AKP'nin İsrail politikalarını eleştirdi.
Hüsnü Mahalli'nin yazısı şöyle oldu:
AKP; BAE ve Bahreyn’in İsrail ile barışmasına çok kızdı.
Ankara; her iki ülkeyi “Filistin davasına ihanet etmekle” suçladı.
Tam bir çelişki.
Az geriye gidelim.
Türkiye; kuruluşundan bir yıl sonra İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülkedir.
Türkiye; 19501960 Menderes döneminde İsrail’in “En hakiki dost ve müttefikiydi”.
Dönemin İsrail Başbakanı Ben Gurion 1957’de gizlice İstanbul’a gelerek Menderes ile görüştü.
Sonraki yıllarda tüm iktidarlar İsrail ile “iyi geçindi”.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları Filistin’e gidip savaşırken, Filistinli grupların solculuğunu bahane eden İslamcılar Filistin davasına sahip çıkmazdı.
ErbakanÇiller iktidarında İsrail ile askeri işbirliği alanında çok sayıda anlaşma imzalandı.
Gelelim AKP’ye.
AKP kurulmadan önce ve hemen sonrasında ABD’ye giden Erdoğan ve Gül öncelikle ve ısrarla Yahudi lobilerle buluşurdu.
1 Mayıs 2005’te İsrail’e giden Başbakan Erdoğan dönemin İsrail Başbakanı namıdeğer Kasap Şaron ile Kudüs’te buluştu.
Öncesinde ve sonrasında Amerika’daki Yahudi lobilerinden “cesaret” madalyaları aldı.
2008’de İsrail’i Suriye ile barıştırmaya kalkıştı ama olmadı.
İsrail ile Filistin’i barıştırmak için İsrail’in Cumhurbaşkanı Peres’i Ankara’ya davet edip TBMM’de konuşturdu olmadı.
Sonrasını herkes hatırlar.
“One Minute”, “Alçak Koltuk” ve “Mavi Marmara” olayları.
İsrail 20 milyon dolar bağışta bulundu her şey unutuldu.
Bu arada AKP; İsrail’in OECD’ye üye olmasına ve NATO merkezinde temsilci bulundurmasına onay verdi.
Veto hakkını kullansaydı bunlar olamazdı.
Başka hikayeler de var ama biz Arap Baharı’na bakalım.
Olayların başladığı ilk aylarda Suriye’deki ofis ve kamplarını kapatması için İslamcı Hamas lideri Halit Meşal’e baskı yapan AKP sonraki süreçte Suriye’nin bu hale gelmesinde başrol oynadı.
Şimdi kızdığı BAE, Bahreyn, Suudi Arabistan ve müttefiği Katar ile birlikte.
Suriye, Irak ve Libya başta olmak üzere tüm coğrafyayı perişan eden Arap Baharı’nın tek kazançlı ülkesi İsrail.
Herkes İsrail için çalıştı.
Sonuç ortada.
İsrail’le barışan Körfez’in sultan, kral, emir ve şeyhleri eskiden gizliden gizliye ihanet içindeydiler şimdi artık her şeyi açıktan yapacaklar.
Bunlar bölgenin iyi günleri.
Karanlığın da karanlığı gelecek.
Ne zaman olur bilemem ama herkes “Büyük İsrail”in hizmetinde.
Yalnızca Nil’den Fırat’a değil Kızıldeniz’den Akdeniz’e kadar.
Tevrat ve efsanelere göre:
“İki nehirle iki deniz arası”.
BAE, Bahreyn, Umman ve Suudi Arabistan’la askeri ve istihbarat alanında işbirliğini geliştirecek olan İsrail Basra Körfezi, Hürmüz Boğazı ve Umman denizini kontrol edecek.
İsrail daha önce barıştığı Mısır ve Ürdün’ün yanı sıra Etiyopya, Sudan ve Cibuti sayesinde Kızıldeniz’de etkinlik sağlamaya çalışıyor.
İsrail’in Yunanistan ve Kıbrıs (Rumlar) ile sürdürdüğü askeri işbirliği çalışmaları Doğu Akdeniz’i kontrol etmeye yöneliktir.
Suriye, Irak ve Mısır’ın dağıtılması Nil’den Fırat’a (Dicle dahil) kadar olan bölgenin dizayn edilmesiyle ilgilidir.
Yahudiler; İsrail kurulmadan en az 450 yıl önce yani Kanuni zamanından başlayarak Kıbrıs’ın peşindeydiler.
Filistin’e yakın olduğu için.
Hikayenin çok karmaşık dinsel detayları var ama efsaneler de fena değil!
Dönelim bugünlere.
Bahreyn ve BAE’ye kızan AKP’nin kızması gereken biri varsa o da “Dost ve Müttefikimiz” Trump ve Yahudi kökenli damadı Jared Kushner.
Barıştırma işini onlar tezgahlıyor.
O arada milyarlarca dolar avantayı da ceplerine indiriyorlar.
Aynı ikili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın dostu Sırbistan Cumhurbaşkanı Vocic ve Kosova Başbakanı Hoti’yi de İsrail ile barıştırdı.
Aynı ikili Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin güneyinde PYD/YPG’ye sınırsız destek veriyor ve AKP artık sessiz!
Son olarak BAE, Bahreyn ve Suudi Arabistan, İsrail ile barıştığına göre şimdi herkes “onları kıskanan” Katar’ın karşı atağını bekliyor.
Sonuçta o da ABD’nin müttefiği.
ABD; Fırat’ın doğusu dahil bölgedeki tüm askeri ve istihbarat operasyonlarını bu ülkedeki iki üssünden yönetiyor.
Bana kalırsa yakın gelecekte Katar Emiri Temim bu üç ülke ve Umman’dan çok daha fazla İsrailci olacak.
Göreceksiniz!
Az bekleyin.
Böyle bir durumda o ülkede asker bulunduran AKP sizce ne yapar?
http://www.krttv.com.tr/gundem/husnumahallidendikkatcekendispolitikayazisih46633.html