Ekrem İmamoğlu, Şişli'de bir otelde İstanbul'da görev yapan muhtarlarla kahvaltıda buluştu. İmamoğlu'na, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de eşlik etti. ‘‘Ben, muhtarlarımızı belediyenin mahalledeki temsilcisi olarak görüyorum'' diyen İmamoülu, ‘‘Bir mahallede ne yapıyorsak, muhtarlarla yapacağız. Ben, bir mahalleye gidiyorsam ilk önce muhtarın haberi olacak. Size, İBB'de siyasi ilçe başkanlarıyla talimat yollamayacağım. Hiç kimse, binlerce, on binlerce oy almış muhtara, siyasi korku yayarak, siyasi talimat vererek, sizin onurunuzu, gururunuzu kıramayacak. Partizanlığı, nasıl ki İBB'den söküp atacağız, şehrin damarlarından da söküp atacağız. Söz, yetki ve karar size ait olacak. Çünkü bu millet size oy verdi, aynen bana verdiği gibi. Sizin için muhtarlıklarınız ne kadar helalse, 31 Mart seçiminde de benim aldığım oylar anamın ak sütü gibi helaldir'' dedi.
‘‘İŞİN İÇİNDE MUHTAR YOKSA SONUCA ULAŞILMAZ''
‘‘Muhtarları can kulağıyla dinlemeden, onlara gönül gözüyle bakmadan bir kenti yönetemezsiniz'' diyen İmamoğlu, şunları söyledi: ‘‘İşin içine muhtarları katmıyorsanız eğer, arzu ettiğiniz sonuçlara ulaşamazsınız. Çünkü muhtarlar, vatandaşla idare arasındaki can damarlarıdır, hayat kaynaklarıdır. Bizler en başından beri şunu söylüyoruz: İstanbul'u 16 milyonla birlikte yöneteceğiz. Bunu ancak sizlerle, muhtarlarımızla başarabiliriz. Muhtarlarımız, mahallenin sorunları ile çözüm mercileri arasında çok önemli bir köprü vazifesi görmekte. Yoksulu, işsizi, kadını, genci, yaşlısı, tüm mahalleliler yaşadıkları her türlü sorun için öncelikle muhtarlarımızın kapısını çalmakta. Bu sorunların çözümü aşamasında yaşadığınız sorunların da farkındayız. Yaptığınız görev son derece kıymetli. Mahallelinin sorunlarını çözebilmek için ilçe ve il düzeyinde, kimi zaman kapı kapı dolaşmak zorunda kalıyorsunuz. Biz, bu durumu değiştireceğiz. Bürokratik, teknik ve sosyal alanda mahalle muhtarlarımızın karşılaştığı sorunların çözümünde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak sizlerin bizzat yanında olacağız. Ben, muhtarlarımızı belediyenin mahalledeki temsilcisi olarak görüyorum. Bir mahallede ne yapıyorsak, muhtarlarla birlikte yapacağız. Birlikte karar alacağız, birlikte yöneteceğiz. Bizim yönetimimizde muhtarlarımız hak ettiği değeri, saygıyı görecek. Söz, yetki ve karar sahibi olacak.''
MAHALLE YÖNETİŞİM MÜDÜRLÜĞÜ
İlk iş olarak, muhtarların taleplerini, önerilerini doğrudan büyükşehir belediyesine ulaştırmalarını sağlayacak ‘Mahalle Yönetişim Müdürlüğü'nü kuracaklarını belirten İmamoğlu, ‘‘Mevcut müdürlük bu ihtiyacı karşılayacak düzeyde kurgulanmamış. Biz, sadece bürokratik işlemleri yerine getirecek bir müdürlük kurmayı düşünmüyoruz. Mahalle yönetişim müdürlüğü, muhtarlarımızı bütüncül yönetişim modelinin çok değerli bir parçası haline getirecek. ‘Mahalle Muhtarlık ve Çözüm Merkezleri' ile öncelikle muhtarlarımızın mekan, malzeme, teknik ekipman gibi sorunlarını ortadan kaldıracağız. İnternetiyle, suyuyla, telefonuyla, toplantı salonlarıyla her şeyini biz üstleneceğiz. Bu merkezler İBB, ilçe belediyesi ve muhtarlığın koordineli olarak hizmet vereceği birimler olacak. Vatandaşa etkin ve hızlı bir şekilde hizmeti sağlayacağız, ihtiyaç ve talepler için doğrudan iletişim kanalı oluşturacağız. Ortak aklı harekete geçireceğiz. Alternatif çözümler tartışılacak ve mahalle için en doğru çözümler bu masalarda belirlenip uygulamaya geçecek'' şeklinde konuştu.
MUHTARLIK ŞEHİR BİLGİ SİSTEMİ
‘‘Muhtarlarımızı günümüzün koşullarının gerektirdiği her türlü teknik donanıma kavuşturacağız'' diyen İmamoğlu, ‘‘Kuracağımız, ‘İBB Muhtarlık Şehir Bilgi Sistemi' ile muhtarlarımız, nüfus müdürlüklerinin, ilçe belediyelerinin, büyükşehir belediyesinin o mahalleyle ilgili bilgilerine, planlarına, projelerine, ister bilgisayarlarından, ister cep telefonlarından kolayca erişebilecek. Harita destekli bu sistem ile mahallenin neresinde ne oluyorsa, hangi kurum ne yapıyorsa muhtarlarımızın bilgisi olacak. İBB'ye talep ve şikayetleri doğrudan iletme imkanı sağlayacak bu uygulama ile yapılan başvurular resmi evrak olarak kabul edilecek, işleme alınacak. Anında ilgili birime iletilerek konular hızlıca çözüme kavuşturulacak. Muhtarlarımız, görev süreleri içerisinde üretilen tüm hizmetlerin bir parçası olacak'' ifadelerini kullandı.
MAHALLE KÜLTÜRÜ
‘‘Biliyorsunuz, her ne kadar son dönemlerde yapılan yüksek katlı yapılar zarar vermiş olsa da, bizim son derece kıymetli bir ‘mahalle kültürümüz' var'' saptamasında bulunan İmamoğlu, ‘‘Dayanışma ilişkilerimiz, komşuluk ilişkilerimiz var. Kuracağımız ‘Mahalle Evleri' ile biz, mahalle kültürünü yeniden canlandıracağız. Bu evlerde kına – nişan gibi etkinlikler yapılacak, mahallelinin sosyal ihtiyaçları karşılanacak. Bu evlerde, atölye çalışmaları, söyleşiler, tiyatro gösterileri gibi etkinlikler yapılacak, mahallelinin kültürel – sanatsal ihtiyaçları karşılanacak. Mahalle Evleri’nde çocuklar ve gençler için ücretsiz etüt ve kurs olanakları sağlanacak, mahallelinin eğitim ihtiyaçları karşılanacak. Etkin bir demokrasiyi mahallelerden başlayarak İstanbul'un tümünde yaygınlaştıracağız'' dedi.
MAHALLEM UYGULAMASI
‘Mahalle Meclisleri'ni kuracaklarını vurgulayan İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Bu meclislerin yürütücüsü, yöneticisi ve en önemli aktörü de tabii ki seçilmiş muhtarlarımız olacak. Mahalle içerisinde komşuluk ilişkisini, dayanışmayı, birlikte iş yapabilme kültürünü geliştireceğiz. Bütçe ve imar planı değişiklikleri başta olmak üzere, ilçe ve büyükşehir belediyelerinde alınan kararlarda muhtarlarımızın ve mahallelinin söz hakkı olacak. Bu noktada da teknolojiden faydalanacağız. ‘mahallem' adını verdiğimiz mobil uygulama üzerinden mahalleye ilişkin gündem ve öneriler tartışılacak ve meclis gündemine taşınacak. Mahallelinin tamamının doğal üyeliği çerçevesinde kararlar dijital ortamda değerlendirilebilecek ve gerekirse oylanabilecek. Özellikle ekonomik olarak sıkıntılar yaşadığımız bu dönemde, dayanışma ilişkilerinin önemini bir kez daha anlıyoruz. Elbette bizlerin bu sürece yönelik çözüm önerilerimiz var. Bu önerileri birazdan kısaca sıralayacağım. Ancak şunu belirtmek isterim ki, bu çözüm önerilerini, bu projeleri ancak sizlerin desteğiyle ve sizlerle birlikte etkili kılabiliriz. Bizler birlikte çalıştıkça, muhtarlarımız da daha etkin ve mahallenin sorunlarına karşı daha güçlü bir konuma kavuşacak.''
YOKSULLUK
İstanbul'un tüm mahallelerini dolaştığını belirten İmamoğlu, en önemli sorunun yoksulluk olduğunu vurguladı. İmamoğlu, ‘‘Uyuşturucu bağımlılığı, istismar, mülteci konuları yine birçok mahallemiz açısından çok can yakıcı. Biz, tüm bu sorunları, siz muhtarlarımızın işbirliği ile çözeceğiz. İçinde bulunduğumuz kriz ortamında ailelerimizin yanında olacağız. Sağlık'tan gıdaya, ulaşımdan, eğitime yapacağımız indirimler ve destek paketleri ile aile bütçesine yıllık ortalama 2 bin 500 TL'lik katkı sunacağız. Kimi zaman kurumsal olarak, kimi zaman bireysel olarak çözmek zorunda kaldığımız yoksul vatandaşlarımızın sorunlarıyla artık birlikte, koordinasyon ve iş birliği içinde mücadele edeceğiz'' diye konuştu.
SOSYAL YARDIM PAKETLERİ
İstanbul'da herkes için insanca bir yaşamın koşullarını oluşturacaklarını ifade eden İmamoğlu, ‘‘Sofra destek, geçim destek, eğitim destek, evlilik destek ve işsizlik destek paketleri ile ihtiyaç sahibi vatandaşımızın yanında olacağız. Yoksullukla en etkin ve kalıcı mücadelenin istihdam sorununu çözerek, aile ekonomisini güçlendirmek olduğunun farkındayız. İstanbul'un geleceğini bugünden kurmaya başlarken, özellikle gençlerimizin başındaki bu işsizlik sorunu ile baş etmeye öncelik vereceğiz. Maalesef, bu konuda durum her geçen gün daha da vahimleşiyor. Türkiye, son 3 yılın en yüksek seviyede işsizlik oranına sahip. 1524 yaş aralığında her 3 gencin 1'i işsiz. Açlık ve yoksulluğun kesin çözümü için işsizliği yenmek zorundayız. Hedefimiz açık ve net: Biz istanbul'da yüzde 15'lere varan toplam işsizlik oranını tek hanelere düşüreceğiz. 200 bin insanımıza 5 yıl içerisinde iş imkanı yaratacağız'' dedi.
UCUZ VE GÜVENİLİR GIDA
‘‘Bugün İstanbullunun en öncelikli sorunlarından birisi temiz, güvenilir, ucuz sağlıklı gıdaya erişememek'' diyen İmamoğlu, ‘‘Seçim dönemi boyunca semt semt, pazar pazar gezdim, ekonomik krizin mutfakları, sofraları nasıl etkilediğini yakından biliyorum. İstanbul'da 150 adet kırsal nitelikli mahallemizi de analiz ettik. Buralarda organik tarımı teşvik edeceğiz. Köy pazarları ile üreticiden tüketiciye doğrudan satış sağlayacağız. Kimi mahallelerde arıcılık, kimi mahallelerde süt üretimi ve daha birçok potansiyel var. Hem tarımsal üretimi arttırırken hem de doğayı koruyarak, turizmin de gelişmesini sağlayacağız. HalkSüt'ü kuracağız. İlgili mahallelerimizde üretilen sütü bizzat İBB olarak satın alacağız. Artık İstanbullu sağlıklı ve ucuz sütü kolaylıkla temin edebilecek. Yoksul ve ihtiyaç sahibi kesimlere ve özellikle ilkokul çağındaki öğrencilere ücretsiz süt dağıtımı yapılacak'' şeklinde konuştu.
MAHALLE MUTFAKLARI
Kuracakları ‘mahalle mutfakları'nın vatandaşın ucuz ve sağlıklı gıdaya erişiminde önemli bir rol üstleneceğini belirten İmamoğlu, şunları söyledi: ‘‘Mahalle mutfakları, bölge esnafı ile uyumlu, hatta onlarla birlikte, açıldıkları mahallelerde bir yandan yoksul, öğrenci ve emekçilerin günlük yemek masrafını kısmi olarak çözümleyecek, diğer yandan da o bölgelerde ev kadınlarına yönelik istihdam oluşturacak. Hedefimiz, niyetimiz çok açık ve net: İstanbul'un çocuklarının, kadınlarının, gençlerinin, yaşlılarının, engellilerinin, içerisinde mutlu ve huzurlu yaşayabileceği bir şehri inşa etmek. İBB'nin bu topluma hizmet eden 1 tane bile kreşi yokken, şimdi herkes kreşlerden bahsediyorsa, ne mutlu bana. Vatandaşımızın gerçek sorun ve ihtiyaçlarına yönelik birçok projemizi kamuoyu ile paylaştım, paylaşmaya da devam ediyorum. Ne mutlu ki, bütün bu sorunlar artık siyasetin temel konusu olmaya başladı.''
UYUŞTURUCU
Konuşmasında uyuşturucu sorununa da değinen İmamoğlu, ‘‘Ziyaret ettiğim pek çok mahallede, görüştüğüm pek çok ailede uyuşturucunun nasıl bir sorun olduğunu birebir gördüm. Gençlerin, çocukların suça sürüklenmesini engellemek için elimizden gelen tüm gayreti sarf edeceğiz. Uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile aktif mücadele edilecek. Bunun için girişimlerimizi göreve geldiğimizde zaten hemen başlatmıştık. İstanbul'da 4 adet bağımlılıkla mücadele birimi ve rehabilitasyon merkezi kuracak, tedavi sonrası mahalle çözüm merkezleri ve psikolojik destek merkezleri aracılığı ile izleme ve destek sağlayacağız. Çocuklara yönelik suçların önüne geçilecek. Çocuk ihmal ve istismarı ile mücadele birimi kurarak ‘il eylem planı' hazırlayıp uygulama ve takibini yapacağız. Çocukları, gençleri bu sorunlardan korumak ve kollamak için sizler olmazsa olmaz aktörlersiniz'' dedi.
MÜLTECİ SORUNU
İmamoğlu'nun dikkat çektiği bir başka konu da mülteci sorunu oldu: ‘‘Sizlerin de bildiği gibi, mülteci sorunundan en çok etkilenen şehirlerin başında istanbul geliyor. İstanbul'da 1 milyon civarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan insan yaşıyor. Kayıtlı 547 bin Suriyeli göçmen var. Yani il nüfusunun yüzde 4'üne yaklaşan bir oran. Kentin bir bütün olarak bu sorundan etkilenmesinin yanı sıra mahalle ölçeğinde sizlerin, vatandaşın yaşadığı sorunları biliyoruz. Özellikle Esenyurt, Sultanbeyli, Esenler, Küçükçekmece, Bağcılar gibi göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı birçok ilçede çatışmalar yaşanmaya başladığının farkındayız. Mahallelerimizin yaşam biçimi, sokak dokusu değişiyor. Kontrolsüz, plansız ve sürdürülebilir olmayan politikalar bizi bu noktaya getirdi. Savaştan, terörden kaçmış insanların yalnız ve çaresiz bırakılması elbette ki, kabul edilemez. Ancak bunun İstanbulluların huzur ve güvenliğine mal olmasını da kabul edemeyiz. Maalesef ki, İBB'nin bu konuyla ilgili ne bir sözü, ne de kalıcı bir eylemi olmuştur. Hızlıca İBB bünyesinde göçmenlik ve mülteciliğe ilişkin bir birim oluşturacağız. Öncelikle İstanbul'da yaşayan göçmenlerin nerede, nasıl, hangi koşullarda yaşadığına ilişkin ayrıntılı bir envanter çalışması yapacağız. Sorunları net olarak tespit edeceğiz. Özellikle çocuk ve kadın mültecilere ilişkin sağlık, beslenme, istismar, gayri insani barınma koşulları gibi sorunları devletin ilgili birimleri, ilçe belediyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının koordinasyonu ile çözümleyecek önlemler alacağız. Konuyu kesinlikle ulusal ve uluslararası düzleme taşıyacağız. İBB olarak bunun öncüsü olacağız.''
Son tahlilde göçmenlerin mutlaka kendi memleketlerine dönüşünün sağlanması gerektiğini belirten İmamoğlu, Bölgemize bir an önce barış, huzur ve istikrarın gelmesi, göçmen ve mültecilerin de tanımlı bir program ve takvim çerçevesinde yaşamlarını kendi vatanlarında sağlamasının yolu çizilmelidir. İstanbul'da deprem gerçeği hepimizin bildiği, yaşadığı, endişelendiği bir gerçek. Ancak üretilen politikalar ne yazık ki bu gerçeği önleme, tedbir alma noktasında yetersiz kaldı. Aradan 20 yıl geçti hala afet anında ne yapacağımızı hiçbirimiz bilmiyoruz. Hızlıca acil durum eylem planını hazırlayacak ve İstanbul hazır mobil uygulamamızı hayata geçireceğiz. Hem kurumlar nerede hangi görevleri üstlenecekleri planlanmış olacak, hem de vatandaşlarımız deprem anında nerede toplanacaklarını, nerede konaklayacaklarını, hangi konuda kime ulaşacaklarını bilecek'' diye konuştu.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
‘‘Kentsel dönüşüm konusunun 15 yıldır konuşulduğu mahallelerimiz var'' diyen İmamoğlu, Bu konu maalesef bir rant aracı olarak görüldü ve vatandaşlarımızı mağdur eden bir kavrama dönüştü. Biz bu süreçleri hep birlikte vatandaşla, ilgili kurumlarla, üniversitelerle, uzmanlarla birlikte ele alacağız. Muhtarlarımız sürecin her aşamasında öncü bir rol oynayacak. Yaşanan anlaşmazlıklarda aracı, uzlaştırıcı, vatandaşın temsilcisi olma rolünü üstlenecek. Bu anlamda da biz muhtarlıkları güçlendireceğiz. Hem İBB olarak hem de kentsel dönüşümde aktif bir şekilde rol üstlenecek olan KİPTAŞ ile kimseyi mağdur etmeyen, herkes için nitelikli ve sağlıklı kentsel alanlar oluşturmayı hedefleyen bir süreci hayata geçireceğiz. Belediye, projelerde garantör olacak, vatandaşlarımız projem yarım kalır, anlaşma feshedilir, evsiz kalırım korkusuyla hareket etmeyecek. Halkla birlikte, halk için dönüşümü İstanbul'da başaracağız. Kimsenin şüphesi olmasın'' ifadelerini kullandı.
‘‘YAŞANANLARI HEPİNİZ GÖRDÜNÜZ''
İmamoğlu, sözlerini şöyle bitirdi: ‘‘Bahsedecek daha birçok konu, çözümlenmesi beklenen birçok sorun var. Biliyorum, seçim dolayısıyla sizlerin de yoğunluğu fazla. İnanın biz de 31 Mart seçimlerinin haksız bir şekilde, 16 milyonun iradesi yok sayılarak gasp edilmesini; sizlerin de boşu boşuna bu yüzden mesai yapmasını istemezdik. Ama yaşananları hepiniz gördünüz. İnanıyorum ki, bu kısa kesintiden sonra; önümüzdeki hafta çok daha adil, çok daha huzurlu ve mutlu İstanbul için hep birlikte, siz muhtarlarımızın katılımı ve gayreti ile birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile vatandaş arasındaki en etkili, en sağlam köprü sizler olacaksınız ve 16 milyon İstanbullu için, her şey çok güzel olacak.''
https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/imamoglumuhtarlarlabulustu5183139/