İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkındaki sözleri nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlar Soruşturma Bürosu iddianame hazırladı.
İddianamedeki suçlamalar ise terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek, hakaret ve "tehdit. Bu suçlamalarla İmamoğlu hakkında 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi. Ayrıca siyasi yasak da talep edildi.
İmamoğlu iddianame hakkında sosyal medya hesabından tepki gösterdi ve şunları söyledi:
"Başsavcı incindi diye hakkımda hazırlanan iddianameyi, ifademi alan savcı bey yerine incinen başsavcının yardımcısı yazmış.
Daha mahkemeye ve avukatlarıma gönderilmeden iktidar medyasına dağıtılan evrak paniklerinin resmidir.
Bu davaları “yakından” takip eden, içeriklerini bilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, belli ki seçimde milletin önüne mertçe çıkmak yerine, masabaşı oyunlarıyla ayakta kalacağını sanıyor.
Milletimiz demokrasiye ve kendi seçme hakkına zerre itibar etmeyene artık itibar etmemektir. Bunu da heybenize yazın."
İddianameye ilişkin konuşan İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, “İddianame ile ilgili bize ulaşan bir tebligat yok” dedi. İddianamenin basına servisinin gizliliği ihlal ettiğini söyleyen Polat, şunları belirtti:
"Bilgimiz ve erişimimiz olmayan bir iddianamenin varlığı ve/veya mahkemesince kabul edilip edilmeyeceği de belli değil iken haberini yaymış olmalarını da kamuoyunun takdirine bırakıyorum. İddianame kabulünden önce basına servis edilmesi soruşturmanın gizliliğinin ihlalidir. Bu durum ve müştekinin aynı adliyede başsavcı olması da diğer bir çok husus yanında adil yargılama hakkının ihlali olacaktır. İçi boş bir iddianame ve dava olacağını değerlendiriyorum."
CHP’li siyasetçiler, İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianameye tepki gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, sosyal medya hesabından, geri adım atılmayacağını söyledi. Bulut, mesajında "Bağımsız olması gereken yargı mensuplarının siyasete dahil olduğu bir rejim demokrasi değildir. Halkın iradesine yargı sopasıyla boyun eğdirmeye çalışanların karşısında bir adım geri atmayacağız. Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci de sosyal medya hesabından "İstanbul merkezli devam eden yargı tacizi her boyutuyla devam ediyor” dedi. Çiftci açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
* "Özgürlüğünü kısıtladıkları Ahmet Özer'in 99 gündür iddianamesi ortada yokken siyaseten mağlup edemedikleri Ekrem İmamoğlu hakkında ifadesinin üzerinden bir hafta geçmeden iddianame düzenleniyor. Dört koldan saldırıyorlar çünkü ilk sandıkta yenileceklerini biliyorlar. Buradayız ve toplumsal muhalefeti büyütmeye devam ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi dünden daha motive, daha güçlü, daha kararlı.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu da “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'na ‘seyyar giyotin’ Akın Gürlek hakkındaki sözleri nedeniyle açılan dava ve siyasi yasak talebi kabul edilemez” diyerek tepki gösterdi.
“Cübbesinde düğme diken yargının siyasete dahil olduğu rejimin adı demokrasi değildir” diyen Karasu, “Milletin iradesi yargı sopasıyla boyun eğdirmeye çalışanların karşısında asla geri atmayacağız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt da, konuya ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden, “Siyaseti susturmak, korkutmak ve adliye koridorlarına taşımak isteyenler İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak ve yedi yıl kadar hapis istemişler. Oldu olacak idam etseydiniz. Ne Ekrem İmamoğlu susar, ne de biz susacağız. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya da hiç birimiz” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, sosyal medya hesabından İmamoğlu hakkındaki iddianameye ilişkin “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Ekrem İmamoğlu hakkında, hiçbir suç unsuru içermeyen basın toplantısı nedeniyle daha kürsüden inmeden jet hızıyla soruşturma başlatanların da, iddianame düzenleyenlerin de kime hizmet ettiğini çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Yücel açıklamasında, “Yargıyı ‘seçilmişleri ve siyasileri terbiye etmek için kullandığını zannedenler’, milletin vicdanında itibarını ve meşruiyetini kaybetmeye mahkumdur. Ne yaparsanız yapın. Bu ülkeye adaleti de, yargı bağımsızlığını da, demokrasiyi de getireceğiz” dedi.
Nefes