İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Anadolu Yakası'ndaki 6 ilçede atıksu, yağmur suyu ve dere ıslahı çalışmalarının temel atma töreninin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
İmamoğlu seçim sürecinde Erzurum'da gerçekleştirdiği halk buluşmasında uğradığı taşlı saldırıyla ilgili hazırlanan iddianameye ilişkin sorular üzerine şu yanıtı verdi:
Tabii yine üzülüyoruz yargı adına. Yani yargının özellikle sanki hiç organize değilmiş gibi bir bakışı, atılan cisimlerin komik tarifleri…
Arkamda duran yol arkadaşım Mustafa’nın dizine gelen taşı ben gördüm. Yaklaşık 20'ye 30 büyüklüğünde bir taş, raporları var arkadaşların.
Koca korumalı camların kırıldığı yerde böylesi bir iddianameyi üzüntüyle karşılıyorum elbette. Takip ediyoruz.
Sürecin ucunu bırakmayacağız. Büyük bir ihmal vardı orada. Allah korusun, çok kötü sonuçlarla karşılaşabilirdik.
“BİR İDDİANAMEYLE BU İŞ BİTMEYECEK”
Saldırının ardından Erzurumlu hemşerilerinin kendisine üzüntülerini ilettiğini, bu saldırının bir kente mal edilemeyeceğini belirten İmamoğlu “Kandırılan, aldatılan, küçücük çocukların bu işe girişmelerinin arkasında kim olduğunun araştırılması gerektiğini, o dönemin emniyet müdürünün başta olmak üzere kamu görevlilerinin ihmal ettiği hususlarla ilgili de o günle ilgili bütün hukuki süreçlerin, suç duyurularımın arkasında durarak takip edeceğim. Buradan beyan edeyim tekrar. Bir iddianameyle bu iş bitmeyecek, devam edeceğim süreci sorgulamaya” diye konuştu.
“AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE”
Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı'ya hakaret ettiği iddiasıyla açılan ve beraat ettiği davanın itiraz üzerine tekrar görülmesi yönünde karar verilmesine ilişkin de İmamoğlu şu değerlendirmeyi yaptı:
Kararların al birini vur ötekine, ne diyelim ki? Bir yandan böyle bir facianın ortasında kalmış bir insanla ilgili ortaya konan bir iddianame.
Öbür taraftan da ‘şu adama bak' lafı üzerinden ya da buna benzer saçma sapan ki ne yazık ki bir belediye başkanı değil.
Tavırlarıyla davranışlarıyla o gün de orada insanları kışkırtan. O gün söylediği yalan ifadeler üzerinden o projeler bitirildi, insanlara teslim edildi, konut projeleri. Sadece provoke etmek için oraya gelen bir insan.
Hiç belediye başkanlığı kimliğine yakışmayan, mesleğine de yakışmayan bir duruşuyla hareket etti. Hala da öyle ediyor.
Üzüntüyle söylüyorum ki; partisinde ‘ben acaba nereye gelirim', ‘bir adım daha yukarı çıkabilir miyim' diye bütün marifetini kötü düşünceye, kötü akla yoran Tuzla’nın belediye başkanını Allah’a havale ediyorum. Tuzla halkına ve İstanbulluların vicdanına havale ediyorum.
“İTTİFAKIN MÜZAKERE EDİLEBİLECEĞİNE İNANCIM TAM”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in son açıklamaları da İmamoğlu'na soruldu. “İstanbul İttifakı'ndan söz etmiş, Akşener’in kapıları kapatmayacağını söylemiştiniz ama dün Akşener’in bir açıklaması oldu; ‘İstanbul’u alan Türkiye'yi alamıyormuş' diye. İttifakla ilgili ne söylemek istersiniz? Akşener’le bir görüşmeniz olacak mı?” sorusuna İmamoğlu şu yanıtı verdi:
Daha önce de söyledim. Liderler seviyelerindeki olan münazaralara ya da birtakım görüşlere buradan söz söylemeyi kendi adıma doğru bulmuyorum.
Ama biz 2019'da yaptığımız sağlıklı ittifakın temelinde gerçekten bir İstanbul ittifakı vardı ve bunun özünde büyük bir toplumsal ittifak oluşmuştu. Zaten o başarı İstanbul’a tarihi bir demokrasi zaferini, başarısını yaşattı.
Yüzde 55'e yakın bir oyla bir belediye başkanı seçildi. İşin ucunda ve bütün kötülükleri bertaraf etti.
Demokrasiye yapılmak istenen ağır darbeleri ortadan kaldırdı. Bu bağlamda önemli bir sonuç ve önemli bir ittifak süreciydi.
Ben bu yönüyle hem tabandaki o büyük toplumsal ittifakın, İstanbul İttifakı'nın kurulabileceğine hem de siyasi ittifakların da müzakere edilebileceğine olan inancım hala tam. Konuşmalar, bu görüşler ifade edilecektir.
Ama günü geldiğinde makul görüşmeler için zeminlerin de oluşabileceğini düşünüyorum. Elbette buna sayın Akşener de dahil.
“BU SORUNUZA CEVAP VEREMEYECEĞİM”
İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da yeni seçilen ilçe başkanlarıyla yaptığı toplantıya katılmak istemesine rağmen talebinin reddedilmesine ilişkin soru üzerine “Parti içi diyalogları basına dönük münazara etmeyi ve müzakere etmeyi doğru bulmuyorum. Olan konular ya da bir takım yanlışlar, bu tür süreçleri tamamen muhataplarıyla birebir görüşüyorum. Bu ister sayın genel başkanımız olsun, ister diğer makam sahipleri olsun, onun için bu sorunuza cevap veremeyeceğim” dedi.
Sözcü