Siirt'te 18 yaşındaki İpek Er'e cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla yargılanan eski uzman çavuş Musa Orhan, 10 yıl hapis cezası aldı.
Yaşamına son veren 18 yaşındaki İpek Er, bıraktığı mektupta, Musa Orhan'ın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia etmişti.
Tutuksuz sanık Orhan hakkında 12 yıldan az olmamak üzere hapis cezası isteniyordu.
Son duruşmada karar çıktı. Mahkeme, 10 yıl hapis cezasına hükmetti.
MA'nın aktardığına göre; Siirt’te İpek Er’e cinsel istismarda bulunup daha sonra intihara sürükleyerek yaşamını yitirmesine neden olan uzman çavuş Musa Orhan hakkında, “nitelikli cinsel saldırı” suçundan açılan davanın 5’inci duruşması, Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Er’in ailesi ve avukatlarının katıldığı duruşmada HDP Milletvekilleri Semra Güzel ve Nuran İmir, çok sayıda baro başkanı, Özgürlük için Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği ile Rosa Kadın Derneği üyeleri de hazır bulundu.
Özgür Kadın Hareketi, HDP Kadın Meclisi üyeleri ve gazeteciler ise duruşma salonuna alınmadı.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, fail Musa Orhan Ankara 35’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı. Mahkeme başkanı, duruşma salonunda güvenlik gerekçesiyle telefonların kullanılmasının yasak olduğunu belirterek, kapatılmasını istedi.
Böyle bir yasağın olamayacağını dile getiren avukatlar, “Hiç bir duruşmada telefon kullanımı yasaklanmaz. Bu yasak hak kaybına neden olur. Biz çok sayıda avukat buradayız ve birbirimizle haberleşmemiz gerekiyor. Bununla beraber basının topluma haber verme sorumluluğu var. Bu durumda haber alma özgürlüğü de kısıtlanmış durumda. Gerekli koşulların sağlanmasını ve telefon kullanımını talep ediyoruz” dedi.
Mahkeme, avukatların talebini reddetti.
Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) duruşmaya katılma talebiyle ilgili “Olaydan doğrudan zarar görmediğinden oy birliğiyle reddine” karar verildi. Talebin reddine karşı çıkan avukatlar, “Katılma talebinde bulunan her iki kurumda kadın haklarını savunduğundan olaydan doğrudan etkilenmiş oluyor, katılma talebimizin kabul edilmesini istiyoruz” diye belirtti. Mahkeme, karara dilekçeyle itirazda bulunulmasını istedi.
Katılma taleplerinin ardından dosyaya gelen evrakları okuyan mahkeme, Facebook şirketine yazılan yazıya cevap verilmediğini söyledi.
Söz verilen iddia makamı, mütalaasını tekrar ettiğini belirterek, sanığın tutuklanmasını talep etti. Ardından söz alan avukatlar da sanığın cezalandırılmasını ve tutuklanmasını talep etti.
Cinsel istismar faili Musa Orhan’ın görülen duruşmasında konuşan İpek Er’in annesi Hikmet Kılıç, mahkemeye, “Sanık cezasız bir şekilde geziyor. Herkes elini vicdanına koysun, rahatsanız ben de rahat olurum” dedi.
Siirt’te İpek Er’e cinsel istismarda bulunduktan sonra intihara sürükleyerek yaşamını yitirmesine neden olan uzman çavuş Musa Orhan hakkında, “nitelikli cinsel saldırı” suçundan açılan davanın 5’inci duruşması Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Duruşmada söz alan İpek Er’in annesi Hikmet Kılıç Kürtçe konuştu. “Sanık cezasız bir şekilde dolaşıyor. Siz benim yerimde olsanız kabul eder miydiniz?” diye soran Kılıç, “Herkes elini vicdanına koysun, rahatsanız ben de rahat olurum. Ölürsem beni kızımın mezarına koysunlar. Umarım Orhan cezasını Allah katında bulur. Ondan da, avukatından da şikayetçiyim” diye belirtti.
İpek Er’in fotoğrafını gösteren Kılıç, “Bu benim kızım iyi bakın. Kızımı büyüttüm Musa ona tecavüz etti. Yeter artık, ona gerekli cezayı verin. Şerefi ve imanı yok onun” dedi. Kılıç’ın konuşması devam ederken mahkeme başkanı sözünü keserek, “Tamam anladık, beyanını aldık” dedi.
Mütaalaya karşı söz alan Avukat Nesrin Bilge, olağanüstü şartlarda bir mahkemede olduklarını belirerek, “Sanık tarafıyla aynı yerde oturuyoruz. Salon değişitirilebilinir” dedi. Mahkeme başkanı ise bunun üzerine, “Siz mahkemeyi itham altında bırakıyorsunuz” dedi.
Bilge ise “Biz hukuksuzlukları dile getiriyoruz. İpek’in avukatları ve sanık vekilleri bir arada oturuyoruz. Bir takımımız bilgisayardan zaptı takip edemiyor. Bilgi alışverişinde bulunamadığımızdan haklarımız ihlal ediliyor. Şartlarımızın iyileştirilmesini istiyoruz. 5 celsedir Musa Orhan susma hakkını kullanıyor. Savcının faile mütalaaya dair herhangi bir sözünün olup olmadığını sormasını istiyoruz” demesi üzerine, mahkeme başkanı daha sonra sorulacağını ifade etti.
Bilge, duruşmaya ara verilmesi talebinde bulunurken, mahkeme heyeti talebi reddetti. Savunmasının devamında Bilge, şunları söyledi: “Kürtlerin onurunu zedelemeye çalıştılar. Dosya farklı minvallere çekildi. Ayrıca hem mektuptan hem de ifade tutanaklarından yola çıkarak bir olay örgüsünü çıkarabildik. İpek Er ilk olarak susmuş ve başına gelenleri anlatamamış ama sonra ailesine açıklamıştır. İpek ailesine tecavüze uğradığını açıkladıktan sonra aileyle birlikte adalet arayışına geçti.”
Ardından söz alan Avukat Gulan Çağın Kaleli, “Facebook’un biran önce yazışmalara dair içerikleri göndermesi gerekiyor. Bunu tekrar talep ediyoruz. İpek Er özellikle bir telefon üzerinden iletişim kurduğunu belirtmiş. Dosya kapsamanda Musa Orhan’ın 4 hattının olduğunu görüyoruz. Ama ne hikmetse İpek Er’le görüştüğü telefon hattını kapatmış. Sanığın beyan vermesi gerekir. Sanık avukatı onun yerine geçerek savunma yapamaz ama avukatı onun yerine geçerek savunma yaptı. Dosyanın en önemli tanıklarından olan sanığın en yakın arkadaşı Ali Şahin’in bulunduğu yerde SEGBİS ile bağlanmıyor. Sanıkla birlikte Ankara’ya gidip oradan bağlanıyor. Musa Orhan konuşmamasına rağmen onun yerine konuşan birçok Musa Orhan olduğunu gördük. Burada Kürtçe konuşan İpek Er’in annesinin beyanları yarım yamalak çeviriyle alındı. İpek aramızda değil ama onun aramızda olmaması sadece Musa Orhan yüzünden değil. İpek, Musa Orhan’ın serbest bırakılmasından sonra hayatını kaybetti. Bu sorumluluğu size de hatırlatmak istiyoruz. Ya beraat kararı vereceksiniz ya da gerçekten bir hakikatin ortaya çıkmasını istiyorsanız tutuklarsınız” dedi.
Duruşma sırasında Er’in babası Fuat Er fenalaşarak, “Ben burada anlatılanları anlamıyorum” diyerek salondan çıktı.
Ardından söz alan Avukat Hatice Demir, akademisyenler Prof. Dr. Türkan Yalçın ve Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan’ın hazırladığı bilimsel mütalaayı okudu. Mütalaada, “rıza” kavramı üzerinde durulurken, “Kadınlar masumiyetlerini hala ispatlamak zorunda kalıyor” ifadeleri yer aldı. Cinsel istismara uğrayan kadına yüklenen ispat sorumluluğuna dair vurguların yer aldığı mütalaada, “Kadının beyanı esas alınmalıdır” diye belirtildi. Bilimsel mütalaada ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) sözleşmelerinde ve CMK’da yer alan kanun maddeleri de yer aldı.
https://www.gercekgundem.com/guncel/316021/ipekerdavasindakararaciklandimusaorhanincezasibellioldu