ABC Haber Merkezi
Umut Oran'ın açıklamaları şöyle:
GÖSTERGELER 16 YIL ÖNCESİNDEN KÖTÜ
TÜİK’in en son Ocak 2018 itibariyle açıkladığı iş gücü verilerine göre AKP’nin iktidarda olduğu 2002 sonundan bu yana 15 yaş üzeri nüfus 12 milyon 319 bin kişi artarak 60 milyon 360 bine; TÜİK tanımıyla iş gücüne dahil nüfus 7 milyon 620 bin kişi artışla 31 milyon 438 bine, iş gücüne dahil olmayanlar ise 4 milyon 699 bin kişi artarak 28 milyon 699 bine ulaştı.
Bu dönemde; TÜİK’in eksik istihdamdakiler ve mevsimlik çalışanları da dahil ederek sayıyı şişirdiği istihdamdakilerin toplam sayısı yüzde 31,8 oranında 6 milyon 675 bin kişi artarak 28 milyon 29 bine ulaştı.
Aynı dönemde, umudunu yitirip iş aramayanlar, eksik istihdamdakiler, mevsimlik çalışanların yer verilmemesine rağmen, (dar tanımlı) işsizler kategorisinde yer alanların sayısı yüzde 38,4 oranında 1 milyon kişiye yakın artışla 2 milyon 464 binden 3 milyon 409 bine yükseldi.
2002’de yıllık bazda yüzde 10,3 olan dar tanımlı işsizlik oranı Ocak 2018 itibariyle yüzde 10,8 düzeyinde.
Ocak 2018 itibariyle tarım dışı işsizlik 12,3, genç işsizliği yüzde 19,9, genç kadın işsizliği yüzde 24,5, ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı da yüzde 23,1 olarak gerçekleşti.
İşsizlerin 837 bin kişi ile dörtte birini üniversite diplomalılar oluşturuyor. Yüksek öğrenimlilerde işsizlik oranı yüzde 11,3.
İstihdamda (çalışıyor) gözüken nüfusun yaklaşık 1,5 milyonunu ise Şubat 2017’de başlatılan sözde “istihdam seferberliği” kapsamında, prim ve vergi yükünü devletin üstlendiği çıraklar ile stajyer ve kursiyerler oluşturuyor. Yani seferberlikle sağlandığı iddia edilen istihdam artışı da asıl olarak sigortalı işçi sayısından çok; ucuz işgücü deposu olarak kullanılan stajyer ve kursiyer sayısındaki artıştan kaynaklanıyor.
GERÇEK İŞSİZ SAYISI 6,4 MİLYON, ORANI YÜZDE 18,9!..
TÜİK’in dar tanımlı (standart) genel işsizlik oranı işgücü piyasalarındaki durumu bütün boyutlarıyla ortaya koymaya değil, gizlemeye yönelik. Buzdağının sadece ucunu gösteren dar tanımlı işsizlik verilerinin gizlediği işsizliğin gerçek boyutunu görmek için, gözden kaçırılan diğer işsizlik çeşitlerine de bakmak lazım.
TÜİK sadece, referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak için son dört hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaştaki kişileri işsiz kabul ediyor. Oysa, dar tanım kapsamında yer alan işsizlerle birlikte, iş bulma umudunu yitirip iş aramayı gevşetmiş, iş aramayan ancak iş olsa çalışmaya hazır olan işsizler ile mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları da işsiz sayısına eklemek gerekiyor.
Ocak 2018 itibariyle;
İş başı yapmaya hazır olduğu halde iş aramayı bırakmış 1 milyon 676 bin ve umudunu yitirip iş aramayan 676 bin işsiz ile zamana bağlı eksik istihdamdaki 462 bin ve mevsimlik işçi statüsündeki 179 bin kişiyi de eklediğimizde gerçek (geniş tanımlı) işsizler ordusu 6 milyon 402 bin kişiye, gerçek işsizlik oranı da yüzde 18,9’a ulaşıyor.
Buna göre ülkede çalışabilecek durum ve yaştaki her 5 kişiden biri işsiz.
İşsizliğin gerçek boyutu (Ocak 2018; Bin kişi)
İŞSİZLER ORDUMUZ 87 ÜLKENİN NÜFUSUNDAN FAZLA
Türkiye’de Ocak 2018 itibariyle 6 milyon 402 bin kişiye ulaşan geniş tanımlı işsizlerin sayısı, dünyadaki belli başlı 190 ülkenin 87’sinin nüfusundan daha fazla.
Bunlar içinde, dünyanın önde gelen ya da adı bilinen ülkelerinden Kırgızistan’ın toplam nüfusu 6 milyon 263 bin, Nikaragua’nın 6 milyon 221 bin, Danimarka’nın 5 milyon 749 bin, Türkmenistan’ın 5 milyon 710 bin, Finlandiya’nın 5 milyon 503 bin, Norveç’in 5 milyon 290 bin, Yeni Zelanda’nın 4 milyon 844 bin, İrlanda’nın nüfusu 4 milyon 728 binle bizdeki işsiz sayısının altında bulunuyor.
TÜİK’in dar tanımlı 3 milyon 409 bin kişilik işsiz sayısını baz alırsak da bunun; Ermenistan, Moğolistan, Arnavutluk, Slovenya, Katar, İsviçre ve Malta’nın da aralarında bulunduğu 61 ülkenin nüfuslarından kalabalık olduğu görülüyor.
GENÇ NESİLLER HEBA EDİLDİ!...
Türkiye’de üniversite okumak, iş bulmaya yetmiyor. Her dört işsizden biri üniversite diplomalı.
Aileler yıllarca çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için tüm maddi imkanlarını onların eğitimine sarf ediyor; yıllar süren eğitim süreci boyunca çocuklarına bir servet harcıyorlar. Yıllarca dirsek çürüten, yüzlerce sınava giren, farklı farklı illerde üniversite kazanıp, yurt yetersizliği nedeniyle barınma sorunu çeken ve birçok sıkıntı yaşayan gençleri, eğitim süreci sonunda diplomasını aldığında bir hayal kırıklığı bekliyor. Üniversite mezunları iş bulamıyor. Toplumun geleceği olan genç nesiller heba ediliyor, onlara yıllarca harcanmış kaynaklar israf ediliyor.
Öte yandan iktidara yakın bir avuç azınlık, gerekli liyakate sahip olmadığı halde, torpille, kayırma ile hatta sınavsız, kamuda çeşitli pozisyonlarda istihdam edilerek, görülmemiş bir adaletsizliğe yol açıldı.
Popülist anlayışla; devletçe plansız, programsız, en ücra yerlerde ya da özel kişi ve kuruluşlarca açılan sözde üniversiteler, ülke ekonomisinin ihtiyaçlarıyla orantısız biçimde mezun verdi. İhtiyaç duyulan alanlarda yetişmiş eleman bulunamazken, üniversitelerin birçok bölümünden mezun olmuş ihtiyacın kat kat üzerinde yüzbinlerce genç için çalışacak alan yok.
Söz konusu üniversite ve bölümlerle yüksek öğrenimin kalitesi de yerle bir edildi, bilimsel kapasitesi düşürüldü, kendi demokratik teamülleri yok edilerek liyakatsiz kişiler öğretim üyesi yapıldı, siyasi nitelikli rektör atamalarıyla üniversiteler medreseye çevrilmeye çalışıldı.
AKP’DEN YENİ İSTİHDAM OYUNU!..
2017’deki istihdam seferberliği ile stajyer, kursiyer sayısında sağladıkları artışı istihdam artışı gibi gösteren AKP hükümeti, şimdi de istihdam desteği ile 700 bin ek istihdam sağlanacağını, istihdam destekleri için İşsizlik Sigortası Fonu'ndan 3.4 milyar lira kaynak kullanılacağını açıkladı.
Açıklanan istihdam projesi istihdamı artmış gösterecek, ancak işin aslı böyle mi?.. “Bir senden bir benden” adı verilen destekten yararlanmak isteyen işveren, aldığı yeni işçinin ilk ay vergi, prim ve ücretini ödeyecek. İkinci aydan itibaren iki ayda bir bu masrafları devlet üstlenecek. Destekten 2 işçi için yararlanılabilecek. Buna göre işverenin işyerine aldığı 2 işçinin vergi ve primlerini ikinci aydan itibaren İşsizlik Fonu ödeyecek. Bu yolla 700 bin kişi için Fon'dan 3.5 milyar TL aktarılacak. Bu uygulama, kâğıt üzerinde istihdam edilecekler yoluyla istihdamı artmış, işsiz sayısını azalmış gösterme ve aynı zamanda işsizleri finanse etmek için var olan Fon’un kaynaklarını bu yolla SGK ve Maliye’ye aktarma şeklindeki bir suiistimale son derece açıktır.
http://www.abcgazetesi.com/issizlerordusu87ulkeninnufusunugecti85939h.htm