Selahattin Sert 60 yaşında. Kırklareli Dereköy'de doğup büyüdü. 1976'da çalışmak için İstanbul'a geldi. Bir tekstil fabrikasında dokumacılık yapmaya başladı. 1982'de eşi Emine Sert ile evlendi. Üç çocukları oldu. Selahattin Sert, 2001 yılında emekliye ayrıldığında ‘rahat edeceği' günlerin hayalini kuruyordu. Ancak bu kez de “Aldığı emekli maaşıyla ay sonunu getirebilme” mücadelesine başladı.
‘GEÇİNMEK ZORDU'
Selahattin Sert'in, İstanbul Küçükçekmece'deki evine misafir olduk ve işçi emeklisi iki çocuklu bir ailenin nasıl geçindiğine tanıklık ettik. Milyonlarca emeklinin sesi olan Sert, “Emekli olunca geçinmek zorlaştı, ben de yeniden çalışmaya başladım. Yaşım ilerleyince iş bulamaz oldum. 1600 lira emekli maaşı alıyorum” dedi.
‘BEN YİNE ŞANSLIYIM'
Selahattin Sert, 1980'li yılların sonunda işten çıkarılıp aldığı tazminat ve düğün takılarıyla Güneşli'den bir arsa almış. Sert, arsaya tek katlı bir ev inşa ettirmiş. Çocukları büyüdüğünde ise halen yaşadıkları Küçükçekmece'deki eve taşınmışlar. Sert çiftinin 1600 lira emekli maaşı dışındaki tek gelirleri de kendilerine ait dairenin 750 liralık kirası. Yani toplam 2350 lira ile geçiniyorlar. Sert, “Diğer emeklilere göre en büyük şansımız kira vermiyoruz. 1600 TL emekli maaşıyla hem kira verip hem çocuklarımıza nasıl bakardık? Bu şekilde yaşayan arkadaşlarım da var, tanıyorum. Onlar adına da size nasıl geçindiğimizi anlatmak istedim” diyor ve şöyle devam ediyor:
‘BORÇLA YAŞIYORUZ'
“Bu ay doğalgaz faturası 141, elektrik 84.5, telefon 50 lira geldi. Doğalgaz tesisatını yeni yaptırdık ayda 300 lira taksit ödüyoruz. Çamaşır makinemiz bozulmuştu. 150 lira taksitle yenisini aldık. Bir de 50 lira elektrik süpürgesi taksiti var. Faturalar ve ödemeler bin lirayı buluyor. Bir de gıda harcamaları var. Market ve pazar ateş pahası. Eskiden 50 lirayla neler alırken şimdi üç parça ürünü zor alıyorsun. Oğlum Özkan (33) ve kızım Özge (27) bizimle yaşıyor. İkisi de işsiz. Bir de çocukların ihtiyaçları var. Her şeyden kısıyoruz yine de borçlu kapatıyoruz her ayı. Mesela kırmızı et… Tavuk alıyoruz ama kırmızı eti en son 1.5 yıl önce alabildik. Evde dört kişiyiz. Etin kilosu 60 lira. Gidip kasaptan parayla almak mümkün mü? Kurban Bayramı'nda komşular verirse yiyoruz. Her şey bütçemize göre. Doğalgazı bile arada açıp hemen kapatıyoruz.”
Emine Sert'e akşam yemeğinde ne yediklerini sorduk. Menüde makarna ve kuru fasulye olduğunu söyledi. Sert, “Makarna pirince göre daha ekonomik. Kurtarıcımız” dedi. Ailenin buzdolabında ise patates, soğan, elma ile kahvaltılık olarak peynir, zeytin vardı. Sert Ailesi, bizimle yılbaşı sofralarının fotoğrafını da paylaştı. 20 liraya tulumba tatlısı almışlar. 25 liraya tavuk. Ortaya da domates salatası…
Selahattin Sert, eşiyle hiç tatile gitmediklerini söyledi. “İkimiz de 60 yaşındayız, tatil bilmeyiz. Köyümüze gidiyoruz cenazeye ya da düğüne, hepsi o kadar. İstanbul'un görülecek yerleri var ama bu maaşla oraları gezmek mümkün değil” diyen Selahattin Sert şöyle devam etti:
“Emekli maaşı insanca yaşanacak bir seviyeye gelmeli. Enflasyona bakarsak verilen zamlar çok düşük. Daha iyi bir ücretimiz olsa arada tiyatroya gitmek neden istemeyelim. Almanya'dan emekli olup tatil için Türkiye'ye geliyorlar. Biz istemez miyiz onlar gibi gezebilmeyi? Neden emekli oluyor insan? Emeklilik eskiden rahata ereceğimiz dönemdi. ‘Ah bir emekli olsam?' denilirdi. Şimdi emeklilik kara kara düşünme devri. Artık emekliler için bir şeyler yapmalarını diliyoruz.”
https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/kirmizietienson15yiloncealmistik2981809/?fbclid=IwAR0_HceqoUSiR1ASGNRatdevLIAG67Zz1UA9zs6oZ1bhGOF6EUg1n4CLMds